Zihnin sınırlarında çırpınıp çırpınıp dururken,
Varoluşun sonsuzluğundan kaçarken,
Seçmek mi seçilmek mi ikileminde,
Evet Hayır sapağında beklerken Araf’ta,
Hayır’ın kokuşmuş suçluluğunu taşırken,
Kusmuklar içime doğru akarken uykumda
Gerçek seçimin ayırdına varırım.
Küçük kalmak, sesiyle, sessizliğiyle
Veya sınırsız olmak, özgürlüğüyle…
Anlayacak mıyım sana Evet dediğimde
Kendime Hayır dediğimi?
Sınırsızlığım üzerine kendim koyduğum sınırlarda
Her Acaba’nın Belki’nin Lazım’ın köşesinde
Cesaret edebilecek miyim terbiyesiz olmaya,
Utanmazlığa, nankörlüğe, ayıba?
Cüretkâr mıyım hayata, gerçek sonsuz benliğime
Bırakacak mıyım küçüklüğümü?
Kendime ördüğüm “Sınırlar” zindanından
Çıkabilecek miyim çizdiğim “Sınırlar”la sana?
Evet sevgi dilencisi, artık ölme zamanındır!
Hayır yeni evindir, ölümsüzlük hoş geldin.
[Resim: Daha sık ölmeye hazırım, 21 x 30 cm, Kağıt üzerine Karışık Teknik, 2021]