Dün gecelerden kalma bir çile
Bürünüp bir çocuk maskesine
Koşuştururken mahallemizin meydanlarında
Sen gelirdin aklıma.
Televizyon antenlerine takılan bulutlar
Ağlardı üstüme.
Ben plak satan tozlu dükkanların önünde
Uçacak kuş
Kaçıracak keçi ararken
Bağırırken kalaycı dumanlı diliyle
Sen gelirdin aklıma.
Yapacak çok şeyim yoktu o zamanlar.
Deşmem gereken yaralar yoktu mesela.
En fazla
Bir yarasa ürperirdi ensemde.
O da geçerdi zaten,
Bir çay söylesem mahalle kahvesinde.
Okusam merdiven biçimli birkaç şiir…
Ama sonra
Çok sonra
Sondan bir önceki anlarda
Çağırsa komşu teyze kızını balkondan
Sen gelirdin aklıma.
Saymaya takatimin yetmediği kadar
Kapı kapandı yüzüme.
Zalim soylarından endişeler
Ve fareleri tebeşirle çizilmiş şehirlerin
Çökerdi dam üstlerine.
Yollar jiletleşirdi atların ayaklarında.
Hanesi harabe kalırdı avcıların.
Memleketimin nar zamanlarını yaşadığı sıralar
Ben karlarla uğraşırdım karga renkli içimde.
Soğuk urganların çınar ağaçlarında
Zeytinyağlı meyveler misali
Salındığı vakitlerdi.
Gördükçe asker postallarına yapışan sinema afişlerini
Sen gelirdin aklıma.
Sen gelirdin.
Sensizlik gelirdi.
Karanfil gelirdi, saçının köşesine iliştirdiğin.
Bir de
Afrika’nın orta yerine düşen
Bir çiğ tanesine benzeyen
Gamzen gelirdi.