Dünyada her şeyin yapaylaştığı bir dönemde mutlu olmak için başa dönmeli belki de insanoğlu. Yeni düzeni kurmak için sözlükteki tüm kötü kelimeleri söküp atmalı. Zihin bahçesine sevgi tohumları ekmeli evvela. Saf sevginin gücü yayılmalı artık tüm evrene. İnsan hayatının iki günlük yaşamını cehenneme çeviren dogmalara, tükenmeyen kibre inat yaradılışın özü hatırlanmalı yeniden.
Unuttun mu buraya geliş amacını? Gözünü mü boyadı dünyadaki maddi zenginliğin parıltısı? Doymayan ruhun mu yoksa zihnin mi? Senden ayrı mı sanıyorsun tüm bu gördüğün yüzler? Hatırlaman gereken ne çok şey var aslında… pembe bir gözlük ardından bakış atmak değil bu! Sonsuz bir kaynağın parçası olduğunu idrak etmen yeniden. Bırak bedenin aracılık etsin dünyaya akan sevgi ışığına. Ve birbirini bulsun bu kaynaktan gelen tüm güzel ruhlar. Dünyayı ele geçiren kötülüğün, kinin ve hırsın hizmetkarları ezilsin bu sevginin altında. Ancak o zaman huzur dolu bir gökyüzünün altında mutlu bir yaşam ebedi olur yeniden. İyiliğin gücü yayıldığı zaman tüm dünyaya…
İnsan zihnini ve bedenini sömüren ve kemiren bu kölelik düzenini, tanrıcılık oynayan yapay zekaların karanlığını görmek için uyanmalısın. Kendi karanlığına gömülsün diye acıdan beslenen kötü ruhlar, uyanmalısın! Varoluşa hizmet etmeyen olguların, insan doğasında nasıl bir yıkıma sebep olduğunu anlaman için daha ne kadar izleyeceksin büyüyemeden yok olan çocukları! Karanlık düzene mahkûm olmuş yaşanmadan tükenen hayatları… Yalnızca kurşunlar mı hedef alır sanıyorsun masumları?
Yeni bir dil geliştirmeli artık, yeni bir çağ başlatmalı insanlık. Zehir bulaşmış dilini arındırmalı umut dolu cümlelerle. Sevgi koymalı yeni çağın adını. Sevgi ekmeli doğanın her karış toprağına, yere göğe, suya, dağa, taşa, havaya… yüreğiyle bakmayı, yüreğiyle duymayı hatırlamalı yeniden insanoğlu…