Ben denizde ufak bir sandalım
Her dalgada yıkılan bir masalım
Düne dek akıntıya kapıldım
Bugünse korkuyla ayıldım
Büyük gemiler görmez beni
Fırtınalar söker yüreğimi
Yorulmak ürkütür adımlarımı
Pes etmek boğar umutlarımı
Her fırtına diner bir gün
Aynaya bak, unutma yönünü
Savrulsam da sağa sola
Yine de yolumu bulurum sonunda
“Yarayla alay eder yarasız olan,”
Dedi Shakespeare yıllar içinden
Kahretsin, koşturuyorum karanlıkta
Bir fener arıyorum çaresizlikte
Ne orman kaldı suladığım
Ne dal, ne yaprak koruduğum
Yine de düşsem bin kere
Kalkarım ellerimle
Deniz karanlık, sis içinde
Umudum var, bu kalbim diri
Kayan yıldız düşse önüme
Unutmam kim olduğumu yine
Gürültüsü büyük dalgaların
Korkarım bazen yankılarının
Ama bilirim, sönünce sesleri
Doğar içimden yeniden denizleri
Kaybolsam da pusulasız
Karanlık geceyi ışıksız
Yine de yol alırım ileri
Çünkü umudum gösterir yeri
Bazen yorulur ellerim
Bazen donar adımlarım
Ama deniz öğretti bana:
Her yara taşır bir arma
Bir gün dalgalar geri çekilir
Karanlık yerini sabaha verir
Ufukta belki yeni liman
Belki de bambaşka bir zaman
Ben düştükçe güçlenirim
Düştükçe yol öğrenirim
Her kayboluş bir işaret
Her acı içimde emanet
Ne kadar savrulsam da ben
Bırakmam küreği bırakmam yönü
Sandalım küçük, yüreğim geniş
Benim yolum dalgalara direniş
Ormanlar sustu, deniz uyudu
Rüzgar bile yorgun, dalga durdu
Ama ben içimde kıvılcım taşırım
Karanlıkta bile ışığa koşarım
Ne gece sonsuz, ne acı baki
Her fırtına bir gün olur saki
Ve ben, küçücük sandalımla
Koca dünyaya iz bırakırım