O kahvenin en acı rengiydi.
O sonbaharın en zalim günüydü.
Yanımdaki mumun en sıcak hâliydi.
Ve rüzgarın en ufuklu günüydü.
O gülü olan bir dikendi.
O Söğüt ağacındaki en gizemli yapraktı.
Beyazın safla buluşup karıştığı haliydi.
O benim seçtiğim suçumdu.
O saf bir çocuk, bencil bir gençti.
Tıpkın güneşin rüzgarları ayı selamladığı gibi.
Kontrol edemediğim bir kayıp gibi.
Mevsimlerin karıştığı bir yıl gibi.
Kontrol edemediğim bir hastalık gibi.
Ve şimdi rüzgarlar uçtu ,güneş bir kere daha battı.