MÜCELLA(sayfa2)
Tek çocuk olmanın verdiği avantaj yada dezavantaj olarak görülen her durumda yazıları sayesinde güvenli limandaydi.Hiçbir fırtına, dalga, onu yıldırmıyor aksine eksik yönlerini törpülemesini sağlıyordu.Hayalindeki kahramanlarda kardeş sahibi oluyor, abla oluyordu.Aslında yalnızdı, yalnızlığını karakterler yaratarak geçıştirmesini bilmişti zaman içerisinde.Doğumu oldukca sikintili fectigi icin annesi bur daha cesaret edip hamile kalamadi.Kizlarinin kendini yalniz hıssetmemelesi icin ellerinden geleni yaptilar, firsat buldukca sehre inerlerdi Istanbul’un büyülü birbirine benzemeyen mahhalelerini gezdikce icinde yaratici yazar harekete geçiyordu.Babasi firsat buldukca gezdiriyordu onu Beyoğlu’nda tranvaya binmek caddeyi boylu boyunca saran tarihi yapilar gözünde büyümüştü mimarisine hayran kalmışti Şishahe’den galata köprüsünü geçmek,Balat sahilinde dolaşmak Eminön’ünde balik ekmek yemek Misir çarsinin büyülü otantikliği Çemberlitaş’tan Sultanahmet meydani sanki bir romanin icindeydi gezdigi her yer ayri bir mutluluk veriyordu. Anne ve babasinin ona sundugu sonsuz sevgi yalnizliğini bir nebzede olsun unuturuyordu.Yazdığı öykülerde başka başka ülkelerde seyahat ediyordu kalemi sayesinde, yeni yerler keşfediyor,yeni kültürlerde maceradan maceraya koşuyordu.Çoğunu evdeki kütüphanede okuduğu kitaplardan esinleniyor ailesiyle gezip gordugu yerleri zihninde bambaska yerlere çeviriyor kendi duygu ve düşünceleriyle harmanliyordu. Küçücük bir kütüphanede kockocaman bir dünya yaratmıştı kendine. Yarattığı dünyada keşfe çıkıyordu kütüphaneye eklenen her bir kitapla dünyayi keşfe çıkıyordu, hayal dünyası oldukça gelişmişti. Ailesinin desteğiyle İNGİLTERE’de İngiliz Dili ve Edebiyatı okumaya karar vermişti.Edebiyat tüm hayatı olmuştu, onu yeni ülkeler kesfetmesine yardımcı olacak sihirli değnekti.Yıllardır yazılarında hayalerinde yaşadığı şehri görecek, orada yaşayacak, yeni yerler, kültürler kesfermek fazlasiyla heyecanlandirmisti.Anne ve babasından ilk defa ayrılacak olması derin bir üzüntü ve keder yaratmıştı içinde sevincini coşkusunu doyasıya gösteremedi ailesine gidişiyle.Halası eniştesi yıllar önce taşınmıştı INGILTERE ‘ye ilk zamanlar onlarda çok sıkıntı çekmişlerdi oğullarının egitimi için gelmişler geçen seneler içerisinde akademik kariyerine burada devam edip yerlesmislerdi. Ailesinin evlatlarindan ayrı kalacakları için derin bir keder ve üzüntünün yanında kızkardeşine emanet bir yaşam sürecek olması içlerini bir nebze olsun rahatlatmıştı. Günler öncesinden mektuplar yazılmış iletişime geçilmiş okuyacağı okul ziyaret edilip kayıt yapılmıştı çoktan.Fazla bir eşya götürmek istemedi yanında çok gerekli olanlar hazırlandı nizami bir şekilde bavullara yerleştirildi.Annesini de sıkı sıkı tembihledi ” yokluğumda tavan arasına yerleştirdikleri sandıklara gözü gibi bakmaliydi hiç bir şey kaybolmamaliydi tüm çocukluğu ve gençliği bir kaç tane bavula siğdirilmişti.”çünkü.Tüm hazırlıklar tamamdı,ilk uçakla aktarmalı olarak İNGİLTERE’ ye gidilecekti, kalbi avuçlarında atıyordu genç kızın bir yanında hüzün, bır yanında sevinç kol kola eşlik ediyordu yolculuğu boyunca kendisine. Anne ve babası kızlarına belli etmemeye çalışsalar da bu ayrılığa hiç hazır değillerdi. Kızlarindan ayrı geçecek seneler simdiden gözlerinde büyümüştü hazırlıksız yakalanmislardi ne zaman bu kadar çabuk büyümüştü ve kendi ayakları üzerine duran genç bir hanimefendiye dönüşmüştü.Annesinin gözleri yaşlıydı oysa güreli daha birkaç olmuştu ve kızını her zamankinden fazla özlemişti.Gittiği gun kaleme aldığı mektubu çoktan postaya vermişti ,mektuplar sayesinde biraz içine du serpiliyor sağlık durumunun iyi olmasına seviliyordu.Ama aradaki mesafe içindeki evlat hasretine her gun bir kürek daha kor taşıyordu.”Izin vermeseydim gitmesine yanında yakın bir fakülteye gönderseydim “diye geçirdi içinden en srvdigi yemekleri pişirirken yokluğunda tavan arasına çıkıyor çocuk kalbiyle yazdığı onlara defalarca okuduğu ezbere bildiği öyküler de teselli arıyordu.Her bir sayfa kızı kokuyordu, nasılda onca şey düşünüp kaleme almıştı, zekası ve güzelliği gururlandirmisti.
Mualla Sabir Güven