• Destek
  • Üye Ol
  • Yazar Girişi
  • Abone Ol
0 553 423 00 17 kibelekulturs@gmail.com
Kibele Kültür Sanat Dergisi | Hayatı Doğuran Sanat  |  Hatice DÖKMEN
  • Hakkımızda
  • Künye
  • Dergiler
  • Galeri
  • E-Dergi
  • Yazılar
    • Edebiyat
      • Şiir
      • Roman
      • Öykü
      • Deneme
      • İnceleme
      • Anlatı
      • Araştırma
    • Kitaplar
      • Kitap İncelemeleri
      • Yeni Çıkanlar
    • Tiyatro
    • Sinema
  • Yazarlar
  • İletişim
  • Üye Ol
No Result
View All Result
  • Hakkımızda
  • Künye
  • Dergiler
  • Galeri
  • E-Dergi
  • Yazılar
    • Edebiyat
      • Şiir
      • Roman
      • Öykü
      • Deneme
      • İnceleme
      • Anlatı
      • Araştırma
    • Kitaplar
      • Kitap İncelemeleri
      • Yeni Çıkanlar
    • Tiyatro
    • Sinema
  • Yazarlar
  • İletişim
  • Üye Ol
No Result
View All Result
Kibele Kültür Sanat Dergisi | Hayatı Doğuran Sanat  |  Hatice DÖKMEN
No Result
View All Result
Home Deneme

Maskeleri Anlamak / Duygu Yılmaz

seg by seg
19 Aralık 2024
in Deneme
0
Maskeleri Anlamak / Duygu Yılmaz
0
SHARES
22
VIEWS
Share on FacebookShare on Twitter

Ben kendimi en çok gün sonu yatağa bıraktığım an, uykuyla uyanıklık arasında dinlerim… O an duygularım tüm gerçekliğiyle, bilinç altına atılmış, gün içinde üstüne basılmış her düşünceyle gelir karşıma çok güçlü bir şekilde dikilir çünkü… Böyle bir akşam gözlerimi kapatıp yarı uykulu, rüya mı değil mi bilmediğim bir an geliyor gözlerimin önüne. San Marco meydanı, binlerce kalabalık… Ama yüzleri yok! Rüya değil de bir an kâbus gördüğümü düşünüyorum. Uyanmak istiyorum, uykuda kâbus gördüğümü fark ettiğim anlarda ama sonra bir sokak kemancısının o sessiz ama derin notaları yayılıyor her yere… Tanıdık bir melodi bu, köşe başını dönsem Schubert ile karşılaşacakmışım hissi veriyor… Anlamak için yaklaşmaya, yaklaşmak için insanları geçmeye çalışırken karşılaştığım her bir maske nefesimi kesiyor hepsi donuk ve hüzünlü… Tıpkı kemanenin kalbimin üstüne sürtünürken benim yüzümde bıraktığı ifade gibi… Uyanıyorum…

Hep çok ilginç gelmiştir Venedik maskeleri bana. Özellikle alından başlayarak gözlerden aşağıyı çehreleyen uzun burunlu olanları… Sadece şekilleri değil tabi ki ilk gördüğümde merak etmiştim neden hepsinin hüzünlü ve donuk olduğunu ama bir o kadar da renkli… Maskelerin her biri aslında baktığında başlı başına bir karnaval! Ne içindi peki bu maskeler? En güçlü rivayet vebanın getirdiği çirkinliği örtmek için olduğuydu… Bazıları halk arasındaki sınıf farkını kaldırmak için olduğunu da söyler… Ama aslında burjuvalar… Bu söylenti hemen aklıma o çok sevdiğim şiiri getiriyor; ‘burjuvalar kocaman duvarlarla çevirmişti avlularını, ama dün bir kiraz ağacı gördüm ki dışarı uzatmıştı en çiçekli dalını…’ Umut… İnsanın olduğu hiçbir yerde tükenmeyen sonunu getiremediğiniz kontrolsüz bir deli ot gibi… Her yerde bulabiliyorsunuz istenen ya da istenmeyen! Bu sebepten ki insanlar bir umuda sarılarak takıyor bu maskeleri vebanın getirdiği yaraları, farklılıkları kapatmak için! Peki kapanır mı insanın çirkinliği renkli maskelerle, yeter mi örtmeye asıl olan niyeti düşünceyi gizlemeye gökkuşağı renginde bir maske ya da sadece veba mıydı insanları çirkinleştiren, sahi güzel miydik biz eskiden…

Şu an nerde olduğumun önemi olmaksızın (kalabalık bir ortam) izliyorum etrafı… Venedik maske festivali gözümde yeniden canlanıyor. Ama bu kez gizlenmek istenenler yara izleri olmuyor-veba masum-! Ego maskelerinin ardına saklananlardan tutun, zayıflıklarına bir kahraman silueti geçirenlere kadar hatta birine benzeyebilmek için onun maskesini takanlar bile var! Maskelerin ardına sığınmış çığlıkları susturmak için bağıranlar, yüksek sesle kahkaha atanlar, hüzünde neymiş dedirtiyor insana, Venedik’ liler bu işi bilmiyor. Kimse kimsenin bilmediğini düşünüyor zaten… Herkes kendisi en iyisini biliyor! Konuşmak çok eski bir gelenek, insanların unuttuğu, yeni trend konuşuyormuş gibi yapmak anlamadan ve dinlemeden. Maske takmak istemeyenler aidiyetsizlik duygusuyla kalıyor ortada, saklayacak bir şey bulmalısın diye kavga ediyorlar onlarla! Ve o kimsecikler aynanın karşısında bir yara açmaya gidiyor yüzünde, sonra kapatmak istediği yarasına bir maske takıyor ve böylelikle uzayıp, büyüyor kalabalıklar! Her sabah yeni bir perde açılıyor ve sahne tekrar başlıyor farklı oyuncularla. Ne trajik bir sonuç!

Bilinen 13. Yüzyıldan beri devam ediyormuş festival, o günden beridir maske takıyormuş ve sokaklara dökülüp dans ediyormuş insanlar. Halbuki insanın doğasında maske takma alışkanlığı belki de fıtratından var. Hep mi aynıydı içinde bulunduğumuz durum bugün şikâyet ediyoruz ya insanların göründüğü gibi olmamasından dem vurup, belki üç adım sonra aynı şeyi biz yapıyoruz. Belki de iyi insan olmak, güzel görünmek için maske takmak gerekmiyordur ya da yaşamak için… Göründüğümüz gibi olmak, basit, sıradan…Biraz merhamet biraz sevgi biraz da saygı arkasından tüm güzelliklerini getirecektir yaşamın ayağınıza ama bunu söylerken unutuyorum, yaşam ve mutluluk; bir beklenti arz ilişkisidir değil mi? Beklentiler gerçekleşmezse mutlu olmazsınız koşullu şartlanırsınız zaten.  Karşınızdaki adımını atarsa geri dönüş yapar ya da size biri herhangi bir şey yapmazsa sizde yapmazsınız sonuç olarak çok matematiksel gerçek bir sonuç çıkar ortaya hepimizin bildiği iki artı iki dört eder… Peki gerçeğin içinde var mı yaşananların ötesi mutlu olmak zorunda mıyız her zaman ya da hayat hep ayaklarımızın altına güzellikler mi sermeli, karşılığı olmalı mı her şeyin? İnsan, öğrenme arzusuyla yanıp tutuşarak dünyaya doğan insan, en çok ayağı takılıp düştüğünde, yaralandığında öğrenmez mi? Ya da sevdiğinizde sevildiğinizde çarpmaz mı kalbiniz, hissedebildiğinizde!

Gözbebekleriniz karanlıkta büyür, ışıkta küçülür… Çünkü ışık aydınlıktır endişeye yer bırakmaz ama karanlık koyu, güvensiz ve belirsizdir… Maskeler gibi… Taktığımız maskelerin ardındaki yaralarımız, travmalarımız, zayıflıklarımız, utandıklarımız, sosyal baskı dolayısıyla gizlemek istediklerimiz, eksikliklerimiz ve tümünü topladığımızdaki her şey… Görmezden geldiklerimiz aslında bizi biz yapan, bugün ki benliğimizi oluşturan ve bizi hayatta daha güçlü kılan her şey. Çok mu zor olduğumuz gibi yaşamak, olanı kabullenmek, doğrularımız için savaşmak. Hayat yolculuğumuzu tamamlayıp dönüp aynaya baktığımızda maskemizi çıkarırken yıllardır görmediğimiz ve belki tanıyamayacağımız o suretle karşılaşmak, yüzleşmek daha mı kolay geliyor bilmiyorum. Ama aydınlık şeffaftır… Işık tüm kusurlarla birlikte güzellikleri de çıkarır gün yüzüne! Ve mutluluğa giden yolun adı sevgiyse, sevginin yolu kendini sevip kabul etme durağı ile başlar bunu biliyorum… Bir sonraki ütopik festivalin bana hangi rüyalarla geleceğini bilmeden kafamı yastığıma koyup, gülümseyerek uykuma geri dalıyorum, renklerin büyüsüne ve maskelere aldırmadan…

Yazıyı nasıl buldunuz?

Oy için yıldıza tıkla!

Ortalama Oy / 5. Oy Sayısı

Oyu yok

We are sorry that this post was not useful for you!

Let us improve this post!

Tell us how we can improve this post?

Paylaşarak destek olabilirsiniz!
Tags: Deneme
Previous Post

Okul Bahçesi / Ümit Ahmet Duman

Next Post

Küçük Eller ve Narin Gözler / Bedire Akaray

seg

seg

13.04.1990 yılında Düzce ilinde doğdum. İlk ve orta öğrenimi Düzce Gümüşova ilçesinde tamamlandım. Cumhuriyet Üniversitesi Kimya Mühendisliği mezunuyum. Şu anda Ankara’ da ikamet etmekteyim ve özel bir şirkette Yönetim Sistemleri Mühendisi olarak çalışıyorum. Evliyim ve iki çocuk sahibiyim. Yazı çalışmalarıma ilkokul yıllarında başlamış olup, yerel gazete ve dergilerde yayınlarım oldu. 2022 yılında basılmış bir adet şiir kitabım bulunmaktadır.

Next Post

Küçük Eller ve Narin Gözler / Bedire Akaray

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

No Result
View All Result

Hakkımızda

Kibele Kültür Sanat Logo

Kibele Kültür Sanat

Merhaba sevgili okur.

Mitolojide Tanrıların anası olarak bilinen Tanrıça Kibele’nin anaç, üretken, hayatın devamını sağlayan özelliklerinin uğruna inandık. Ve onun adını kullanıp Kibele Sanat olarak edebiyatta biz de varız dedik. Edindiğimiz misyonla amacımız; bizden önceki kalem ustalarımızın bayrağını, gelecek kuşaklara ulaştırmak. Çünkü edebiyat dünya tarihini içinde barındıran devasa bir ansiklopedidir… Devamını Oku

Arşivler

  • Temmuz 2025
  • Haziran 2025
  • Mayıs 2025
  • Nisan 2025
  • Mart 2025
  • Şubat 2025
  • Ocak 2025
  • Aralık 2024
  • Kasım 2024
  • Ekim 2024
  • Eylül 2024
  • Ağustos 2024
  • Temmuz 2024
  • Haziran 2024
  • Mayıs 2024
  • Nisan 2024
  • Mart 2024
  • Şubat 2024
  • Ocak 2024
  • Aralık 2023
  • Kasım 2023
  • Ekim 2023
  • Eylül 2023
  • Ağustos 2023
  • Temmuz 2023

Kibele Kültür Sanat Logo

Kategoriler

  • Anlatı
  • Araştırma
  • Deneme
  • Genel
  • Hakkımızda
  • İnceleme
  • Kitap İncelemeleri
  • Masal
  • Öykü
  • Roman
  • Şiir
  • Sinema
  • Sizden Gelenler
  • Söyleşi
  • Tiyatro
  • Yeni Çıkanlar

Son Yazılar

  • Oyun Parkı
  • Bölüm 1: Sessiz Adımlar
  • Söylenmeden Bırakılan /  Serhan Pakdemir 
  • İçimizdeki Sessizlik  / Leyla Güven
  • Gitme /   Aysel  Ürkmez  Artıktay

Copyright 2023 - 2025 Haziran K İ B E L E Kültür Sanat Dergisi Limited Şirketi All Right Reserved. Developer by Fedora Bilişim Teknolojileri İnternet Danışmanlık Hizmetleri Basım Yayın Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi. Bu sitede yayınlanan ses, görüntü, yazı içeren bilgi ve belge, hiçbir şekilde kullanılamaz, izinsiz kopyalanamaz. Tüm hakları K İ B E L E Kültür Sanat Dergisi Limited Şirketi'ne aittir.

KİBELE Abone
No Result
View All Result
  • Hakkımızda
  • Künye
  • Dergiler
  • Galeri
  • E-Dergi
  • Yazılar
    • Edebiyat
      • Şiir
      • Roman
      • Öykü
      • Deneme
      • İnceleme
      • Anlatı
      • Araştırma
    • Kitaplar
      • Kitap İncelemeleri
      • Yeni Çıkanlar
    • Tiyatro
    • Sinema
  • Yazarlar
  • İletişim
  • Üye Ol

Copyright 2023 - 2025 Haziran K İ B E L E Kültür Sanat Dergisi Limited Şirketi All Right Reserved. Developer by Fedora Bilişim Teknolojileri İnternet Danışmanlık Hizmetleri Basım Yayın Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi. Bu sitede yayınlanan ses, görüntü, yazı içeren bilgi ve belge, hiçbir şekilde kullanılamaz, izinsiz kopyalanamaz. Tüm hakları K İ B E L E Kültür Sanat Dergisi Limited Şirketi'ne aittir.