KESİK BAŞIN AKIBETİ 5
Günlerden pazartesi… Komiser Numan, cinayeti düşünmekten gece gözünü kırpmamıştı. Katilin kurbanlarını hep evlenmiş boşanmış kadınlardan seçmesi onu epey endişelendirmişti. Nedir bu manyağın derdi. Diye mırıldandı.
Sokağın başında elinde kahvesiyle Umut göründü. Telaşlı adımlarla büroya gidiyordu. Bir an komiserle göz göze geldiler. Kahvesini bir sağ eline bir sol eline alıp heyecanını bastırmaya çalışan delikanlı titrek bir ses tonuyla ‘’günaydın’’ dedi. Komiser hiç oralı olmadan, olaylar hakkında ne gibi çalışmalar yaptın?
Umut lafı ağzında geveleyerek:
-Şeyy! Açıkçası konuyla ilgilenemedim komiserim. Komiser öfkesinden kızarıp delikanlıya keskin bir bakış fırlattı. Umut komiserin ne demek istediğini anlayıp sustu. Hiç konuşmadan büroya girdiler.
Komiser dava dosasını tekrar göz gezdirmeye koyuldu. Umut ise laptopunu açıp katilin profilini gözden geçirdi. Atladığı detaylar olmalıydı.
Öğleye kadar araştırmalarını sürdürdüler.
Tam yemeğe çıkacakları sırada telsizden bir anons geçti. Bir kadın daha öldürülmüştü. Bu seferki cinayet diğerlerinden daha da vahşice işlenmişti.
Katil kurbanın ayak ve kol bileklerini doğramış. Vücudu üç eşit parçaya bölmüştü. Maktülün her bir yerinden matkapla delikler açmıştı. Bununla da kalmamış, açtığı delikleri kapatmak istermiş gibi yaraların etrafından zımbayla geçmişti.
-Bu nasıl bir vahşiliktir? Dedi Numan.
Umut cesedi görür görmez midesi kalkmış, kusmaya başlamıştı.
Komiser delikanlıya bir mendil uzatıp:
-Herif bu sefer imzasını da atmış.
Umut:
-İmza mı? Nasıl yani?
Numan:
-Görmedin mi? Tabi ya beyefendi kusmaktan, cesetle ilgilenemedi. Topla kendini çocuk…
Umut:
-Af edersiniz efendim.
Cesedin boyun kısmının tam arkasına kesici bir cisimle’’ M’’ harfi kazınmıştı.
Herif daha önce kullandığı ritüelleri eksiksiz yerine getirmiş, birkaç ekleme yapmayı da unutmamıştı.
Ceset arkasında bir sürü bilinmezlikle otopsiye gönderildi.
Ertesi gün otopsi sonuçları çıktı.
Komiser sonuçlar eline geçer geçmez, ortağını aradı.
Apar topar bürodan çıktılar. Komiser kanıt poşetinde duran notu Umut’a uzattı.
Notta’’ Arada bir de Sultanahmet Meydanına uğra komiser!’’ yazıyordu.
Bu not üzerine apar topar Sultan Ahmet Meydanına koşan ikili sote yerlere gizlenip, suçlu olabilecek kişileri gözetlemeye koyuldular.
İlk iki saat şüpheli birine rastlamadılar. Tam ayrılacakları sırada komiser ’in dikkati karşı kaldırımda dilenen adam çekti. Ardından ortağına dönüp kaş göz işareti yaptı. Şimdi ikisinin de odağında dilenci vardı. Adamın gözü insanların vereceği paradan ziyade, önünden geçen kadınların vücut kıvrımlarına dikkat kesiliyordu. Onlar köşeyi dönene kadar da gözlerini ayırmıyordu.
Ahmet, ertesi akşam evine gitti. Arabasını her zamanki gibi boş arsaya park etti. Bir anda arabanın dikiz aynasına yansıyan pespaye bir adam gördü. Adam dört tekerlekli bir çekçekle, bir yığın çuval taşıyordu.