• Destek
  • Üye Ol
  • Yazar Girişi
  • Abone Ol
0 553 423 00 17 kibelekulturs@gmail.com
Kibele Kültür & Sanat Dergisi | Hayatı Doğuran Sanat  |  Hatice DÖKMEN
  • Hakkımızda
  • Kadromuz
  • Dergiler
  • Galeri
  • E-Dergi
  • Yazılar
    • Edebiyat
      • Şiir
      • Roman
      • Öykü
      • Deneme
      • İnceleme
      • Anlatı
      • Araştırma
    • Kitaplar
      • Kitap İncelemeleri
      • Yeni Çıkanlar
    • Tiyatro
    • Sinema
  • Yazarlar
  • İletişim
  • Üye Ol
No Result
View All Result
  • Hakkımızda
  • Kadromuz
  • Dergiler
  • Galeri
  • E-Dergi
  • Yazılar
    • Edebiyat
      • Şiir
      • Roman
      • Öykü
      • Deneme
      • İnceleme
      • Anlatı
      • Araştırma
    • Kitaplar
      • Kitap İncelemeleri
      • Yeni Çıkanlar
    • Tiyatro
    • Sinema
  • Yazarlar
  • İletişim
  • Üye Ol
No Result
View All Result
Kibele Kültür & Sanat Dergisi | Hayatı Doğuran Sanat  |  Hatice DÖKMEN
No Result
View All Result
Home Genel

İnsanoğlunun Doyumsuzluğu ve Çelişkileri Üzerine / Ceyda

Ceyda by Ceyda
14 Ekim 2024
in Genel
0
İnsanoğlunun Doyumsuzluğu ve Çelişkileri Üzerine / Ceyda
0
SHARES
21
VIEWS
Share on FacebookShare on Twitter

İnsanlık tarihi boyunca doyumsuzluk ve tatminsizlik, varoluşun en temel meselelerinden biri olmuştur. Oysa çoğu zaman karnımız tok, sırtımız pek olmasına rağmen içimizde bir huzursuzluk, bitmek bilmeyen bir arayış hâkimdir. Neden paylaşmayı öğrenemiyoruz? Hayatta bir garantimiz yokken, iki nefes arası kadar kısa olan ömrümüzde neden hâlâ birbirimizle didişiyoruz? Ölümün kaçınılmazlığı bu kadar açıkken, etle tırnak kadar iç içe geçmiş bu düzenin içinde bu huzursuzluk neden?

Balıklar arasında bile avlanma dengeleri vardır. Küçük balıkların yırtıcılar tarafından kolayca avlanması doğaldır, fakat hiçbir köpekbalığı, küçüklere yem olup kendi varoluşunu tehdit etmez. Peki, insan neden kendi gücüne uygun olanla yetinmiyor? Küçük şeylerin peşinde sürüklenmek yerine neden büyük ve kalıcı şeyleri seçemiyor? Onlarca küçük balığı yutmak yerine tek bir büyük avla yetinmek varken bu hırsın sebebi nedir?

İnsan, her seferinde aynı tuzaklara düşmekten kurtulamıyor. Düzen hep aynı, değişmez; yozlaşmış ve köhneleşmiş bir yapı içinde sürüklenip gidiyoruz. Oltadaki yem değişmese bile her defasında aynı yeme kanmakta ısrar ediyoruz. Bu düzenin içinden çıkamıyor, kendi doğamıza yabancılaşıyoruz.

Peki çözüm ne? Belki de insanlık, insan olma çabasından vazgeçmeli. Doğamızdaki vahşiliği kabullenmeli, içimizdeki yırtıcıyı açığa çıkarmalıyız. Zaten yarattığımız dünya da bu değil mi? Vahşi bir leşe dönüşen, çıkarları uğruna canileşen bir toplum…

İnsanoğlunun en acıklı yanı ise akıllı varlıklar arasında en üstte yer almasına rağmen, evrimini tamamlayamamasıdır. Hayvanları evcilleştirip eğitebilmiş, ama kendi içindeki insanı eğitememiştir. Kendi ailesini, dostunu, komşusunu bile anlamaktan acizdir. İnsanoğlu, akıllı olduğunu iddia ederken, insan olmayı başaramamıştır.

Bu hâline gerçekten acımamak elde değil. En büyük trajedi, insanın olduğu gibi olamaması, kendisini kabullenememesi ve sevememesidir. İnsanoğlu üstün zekâya sahip olabilir; ancak zekânın sevgiye, anlayışa ve kendini gerçekleştirmeye yetmediği bir dünyada, insan olmanın anlamı ne kadar geçerli olabilir?

Belki de artık, kendi doğamıza dönmenin, içimizdeki çelişkileri kabullenmenin zamanı gelmiştir. İnsan olmayı başaramıyorsak, ya vahşi yanımızla barışmalıyız ya da şu anki hâlimizin çelişkilerinden kurtulmayı öğrenmeliyiz. Ancak o zaman gerçek anlamda özgürleşebiliriz.

Yazıyı nasıl buldunuz?

Oy için yıldıza tıkla!

Ortalama Oy / 5. Oy Sayısı

Oyu yok

We are sorry that this post was not useful for you!

Let us improve this post!

Tell us how we can improve this post?

Paylaşarak destek olabilirsiniz!
Tags: #Evrim ve insanlık#Felsefi sorgulama#Hırs ve doyumsuzluk#İnsan doğası#Kendini gerçekleştirme#Paylaşımcılık#Tatminsizlik#Toplumsal yozlaşma #İçsel huzursuzluk#Varoluşsal kriz
Previous Post

Hiç İyi Değilim / Hüseyin Sert

Next Post

  Narin  / Yıldız Karaca              

Ceyda

Ceyda

Trabzon’da doğdum ve ilk eğitimimi burada tamamladım. 88. Yıl Cumhuriyet Anadolu Lisesi’nden mezun olduktan sonra, eğitimime Ankara’da devam ettim. Şu anda Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde Halkla İlişkiler ve Tanıtım bölümünde 3. sınıf öğrencisiyim. Şiir ve edebiyat, hayatımın en önemli parçaları arasında yer alıyor. Yazmanın, ruhumda derin bir yankı bulduğuna inanıyorum. Her satır, duygularımın ve düşüncelerimin dışavurumu olurken, aynı zamanda insanlarla kurduğum bağın bir yansıması. Edebiyat sayesinde, kelimelerin gücüyle dünyalar yaratabiliyor ve bu dünyaları insanlarla paylaşmanın tarifsiz bir zevkini yaşıyorum. Yazılarımda duygusal derinliği, içsel yolculukları ve insan ruhunun en karmaşık yönlerini ele alıyorum. Akademik hayatımda da, edebiyat sevgimi halkla ilişkiler disiplinine yansıtıyorum. İnsanlarla etkili ve anlamlı iletişim kurmanın, edebi bir dokunuşla çok daha derin bir etki bırakabileceğini düşünüyorum. Sadece bilgilendirici değil, aynı zamanda duygusal bağ kuran mesajlar oluşturmayı önemsiyorum. Her iletişim, bir hikâye anlatma fırsatıdır; ve bu hikâye, doğru anlatıldığında, zihinlerde ve kalplerde kalıcı izler bırakabilir. Psikolojiye olan ilgim ve edebiyata olan tutkum sayesinde, insan davranışlarını daha derinlemesine anlama ve duygusal bağlar kurma konusunda kendimi sürekli geliştirme arayışındayım. İleride hem halkla ilişkiler hem de iletişim alanlarında, edebiyatın bu büyüleyici gücünü kullanarak etkili ve anlamlı projeler yaratmayı hedefliyorum.

Next Post
  Narin  / Yıldız Karaca              

  Narin  / Yıldız Karaca              

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

No Result
View All Result

Hakkımızda

Kibele Kültür Sanat Logo

Kibele Kültür Sanat

Merhaba sevgili okur.

Mitolojide Tanrıların anası olarak bilinen Tanrıça Kibele’nin anaç, üretken, hayatın devamını sağlayan özelliklerinin uğruna inandık. Ve onun adını kullanıp Kibele Sanat olarak edebiyatta biz de varız dedik. Edindiğimiz misyonla amacımız; bizden önceki kalem ustalarımızın bayrağını, gelecek kuşaklara ulaştırmak. Çünkü edebiyat dünya tarihini içinde barındıran devasa bir ansiklopedidir… Devamını Oku

Arşivler

  • Mayıs 2025
  • Nisan 2025
  • Mart 2025
  • Şubat 2025
  • Ocak 2025
  • Aralık 2024
  • Kasım 2024
  • Ekim 2024
  • Eylül 2024
  • Ağustos 2024
  • Temmuz 2024
  • Haziran 2024
  • Mayıs 2024
  • Nisan 2024
  • Mart 2024
  • Şubat 2024
  • Ocak 2024
  • Aralık 2023
  • Kasım 2023
  • Ekim 2023
  • Eylül 2023
  • Ağustos 2023
  • Temmuz 2023

Kibele Kültür Sanat Logo

Kategoriler

  • Anlatı
  • Araştırma
  • Deneme
  • Genel
  • Hakkımızda
  • İnceleme
  • Kitap İncelemeleri
  • Masal
  • Öykü
  • Roman
  • Şiir
  • Sinema
  • Sizden Gelenler
  • Söyleşi
  • Tiyatro
  • Yeni Çıkanlar

Son Yazılar

  • Çocuklar Ninniyle Değil Ağıtla Büyüdü
  • Dal Dal Limon / Galip Uçar
  • Gülbahar Hanım
  • Unutmam Mümkün Değil / Hatice Erdemci
  • Ranga Guru’nun Fırçasından Hayatın Renklerine Düşen İzler / Esma Obut Yokuş

Copyright © 2024 Kibele Kültür Sanat. Tüm Hakları Saklıdır.

No Result
View All Result
  • Hakkımızda
  • Kadromuz
  • Dergiler
  • Galeri
  • E-Dergi
  • Yazılar
    • Edebiyat
      • Şiir
      • Roman
      • Öykü
      • Deneme
      • İnceleme
      • Anlatı
      • Araştırma
    • Kitaplar
      • Kitap İncelemeleri
      • Yeni Çıkanlar
    • Tiyatro
    • Sinema
  • Yazarlar
  • İletişim
  • Üye Ol

Copyright © 2024 Kibele Kültür Sanat. Tüm Hakları Saklıdır.