Hayatımızdaki herkesi her an yanımızda tutamıyoruz.O veya bu sebepten dolayı,geçmişlerde kalıyor özlemlerimiz.Yaşamak sıcacık,güzel olmasına rağmen,zor ve acımasızda….Dünya iyileri,kalbi yufka olanları ezip geçiyor,yutup arkasına bile bakmadan güneşini tekrar doğuruyor.
Kimi hak ediyor bunu ,kimiyse hiç günahsız gelecek günlere gözlerini yumarak veda ediyor bizlere. Bu durumda ayrılık kimi zaman zorunlu,kimi zaman gerekli, bazen de acı oluyor.
Hak edelim ya da etmeyelim; yaşadıklarımız kabullenmelerimizin kapısı!!! Bu kapı bizler kırıldıkça her defasında biraz daha kapanmakta.Dışarıya kol-kanat açmamız zorlaşıyor.Yaşamın ortasında karşımıza çıkan mecburiyetler,çoğu zaman elimizi,kolumuzu hatta yüreğimizi kilitliyor.İstemediğimiz insanlarla, istemediğimiz bir hayatı çekmek zorunda kalabiliyoruz.Sebep mi?…..
Sebep; kimsenin bakıp da göremediği, arayıp da bulamadığı yerlerde…Yaşayanın gözlerinde saklı. Kimse kimsenin ne yaşadığını, hislerini anlayamıyor, sadece kendin biliyorsun .Hayal kırıklıkları çoktan ruhumuzu delik deşik etmiş. Hala ayakta durup güçlü görünüyorsan eğer, sadece başka seçeneğin olmadığındandır. Aklın hep gitmek istediğin yerlerdedir, bu cehennemin dibi bile olsa….Ayaza rağmen, bulutların arasından sıyrılan dolunay bizi ve sevdiklerimizi hep aydınlatsın. Kıştan bahara ,bahardan yaza geçişin mutluluğunu cıvıltısını hep beraber yaşamak, tadına varmak dileğiyle…….