İçinde ne varsa dök,
Akıt içindekileri,
Korkma dur tok,
Nasılsa çıkacak dışarı…
Makyajla süslesen de dışını,
Gizleyemezsin içini,
Zincir halkası kırar gibi,
Atacaksın zehrini…
Nasıl ki yemek tuzsuz olmaz,
Senin de insanlığın vicdansız bir hiç,
Gördüklerine kör olma,
Kendini sayma hiçe…
Herkese sel olup damla akıtmadığın günler,
Hesabı sorulur senden derler,
Yemek bile sıcaklıkla pişer,
İnsan da sevgi arar…
Zulümleri görüp susma,
Zalim olanlardan olma,
Aksın nehir,
Taşsın sabır…
Gece karanlıkta ufacık umut ışığı ararken,
Yol al kalk erken,
Kaçamazsın ondan,
İstesen de bulamazsın sonradan…
Pazar sana satışa sunar,
İnsan da doğa da arar,
Bekler içindeki sevgini göstermeni,
İstemez soğukluğun ruhu üşütmesini…
Sen konuşmazsan kimse konuşmaz,
Sen susarsan herkes susar,
Çünkü insan kendi neyse etrafıda öyle görür,
Yani sen yapmazsan kimse yapmaz…
Bekleme karşı taraftan,
Yap elinden geleni,
Mutlu olacaksın sonunda,
Göreceksin sendeki merhameti…
Gördüklerine kör,
Duyduklarına sağır,
Olursan bu dünyada,
Çekersen ceremesini koşa koşa…
Haydi durma artık konuş,
Uyandır insanlığı,
Belki senin adımınla olacak inan kendine,
Bak gör neler olacak…