ESKİ KİLİM
Oya’nın annesi 75 yaşındaydı. Oya 12 yaşındayken babasını kaybetmiş ,15 yaşında dedesini kaybetmiş, annesi ,nenesi ve küçük kardeşi Cihan ile birlikte bahçeli bir evde yaşıyordu. 17 yaşına değdiğinin ertesi günü nenesini kaybetti.
Bir haftadır ev kalabalıktan geçilmiyordu. Cenaze için uzaktan gelenler evde kalıyordu. Sonunda kalabalık dağıldı ve evde annesi ve kardeşi ile yalnız kaldılar. Oya her akşam nenesinden masal dinlemeye alışıktı. Bir türlü uyuyamıyordu. Kalkarak annesinin yanına sokuldu.Annesi gülümseyerek sendemi uyuyamadın dedi. Az sonra birlikte Mukaddes hanımın odasına vardılar. Oya’nın annesi Mukaddes hanım sandıklarını,çekmecelerini ,camekanlarını boşaltmaya başladılar. Yazmalarını ,namazlalarını, tesbihlerini ,patiklerini ,terliklerini ,küpelerini teker teker odaya seriyor ,uzun uzun seyrediyorlardı. Nihayet sandığın altından mantoları çıkarınca yeşil kırmızı renkli ,baklava dilimli,kenarları siyah şeritli ve çiçek desenleriyle süslü eski bir kilim çıkarttılar.
Uzun süre kilime baktılar. Sonra Oya hanım anlatmaya başladı.Nenem 17 yaşında iken dedemle nişanlanmış. O yaz Dedem askere gitmiş. O yıllarda baklava dilimli desenler çok moda olduğundan nenem bir kazak örerek askerdeki dedeme göndermiş. Dedem askerliğini Niğde’de yapıyordu. Çarşı iznine çıktığında görüp bu kilimi satın alarak askerlik dönüşü Mukaddes hanıma hediye etmişti. Mukaddes hanım bu kilimi çok severdi. Bu kilim ile çok büyük anılar yaşamışlar.
Oya’nın annesi Perihan hanım ilk görücü geldiğinde aile içi nişan yapıldığında.Oya doğduğunda misafirler için bu kilimi sererdi. Yıllara meydan okuyan bu güzel kilim hala çok güzeldi. El emeği ,göz nuru ile dokunan bu kilim kök boyalarıyla boyanmıştı. Hala parlaklığını koruyan ,solmayan renkleriyle tarih kokuyordu. Bu kilim. Bu kilime baktıkça Mukaddes hanımı hatırlıyorlardı. Mukaddes hanımın yüreğindeki sevgiyi, yaşadığı anıları ,bütün hayatını anlatan bu kilim artık yalnızdı.
Perihan hanım daldığı uzun düşüncelerden elleriyle sevdiği kilimin bir ucunda eline gelen kabarıklıklara rastlayınca durdu. Sonra kilimin altını kaldırarak baktı. Kilimin bir kenarına tutuşturulmuş mektubu gördü. Açıp okumaya başladı.
———–Sevgili kızım Perihan , eşi ve benzeri olmayan torunum Oya ,hayatımın her anını sevinçle yaşadım.her şeyimi paylaştığım,doğduğum ve içinde olduğum bu evi,bana huzur ve mutluluk getiren bu eşsiz kilimi torunum Oya’ya bırakıyorum. Sizleri çok seven anneniz MUKADDES…………………..
Oya ve annesi birbirlerine sarılarak orada sabahladılar. Yıllar sonra Oya bu odaya girerek sandıktan kilimi çıkarmış ,çocukları Hatice,Aşkın ve Murtaza’ ya odaya çağırarak onlara kilimi gösterdi. Sonra koynundan bir mektup çıkararak ,o gün annesiyle birlikte yaşadıklarını ve nenesinin mektubunu anlattı.
—– Çocuklarım ben artık 80 yaşını geçtim. Bu evi ve eski kilim sizlerle yaşamaya devam edecek……………….
Sonra sessizce çıktı ve odasına geçti. O gece tatlı hayallerle daldığı uykudan tekrar uyanamadı. Ve Oya’nın cenazesinde ziyarete gelenlerin oturması için yine eski kilim serilmişti. Kuşaklar boyu yaşamaya devam etti ESKİ KİLİM………………