gecenin içinde kayboluyor yine
bir umuda tutunduğu hecelerde
yol alıyor ışığıyla şiirlerin
şarkı oluyor bazen sözleri
bazen de yazıp hiç okumadığı bir sır
yakıyor gemileri yaktığı gibi bazılarını
tutuşan harfler oluyor, bir de yüreği
aydınlık söndürse de ateşi
ulaşamıyor derinlere
gözyaşları söndüremiyor hiçbir yangınını
gölgelerden endişeler yapıyor bin yıllık
ve bin yıldır koşan atlar gibi sevinçleri
bir türlü yakalayamıyor
sabrın aynaları puslu
isten bir ev sanki hapsolduğu
kaşıdıkça kabuk tutmadığı yaralarından sızıyor acıları
bir nefeslik diyorlar ömre
hiç bitmeyecek gibi kâbusları
adıyor en güzel düşlerini
hiç yaşamadığı günlere
gidemediği şehirlere
zindan kuyuları derin
dikenli yolları
ömrü tükenmemiş henüz
yazgısı kara
titreyen harflerinin mimarı elleri
yanan sigarasının külü düşüyor defterine
aldırmıyor
tutuşuyor kâğıdı, kalemi, satırları
aleve uzanıyor
neredeyse yakalayacak
ellerine bakıyor
bir mutluluk yapamadı onlarla
şimdi gözlerinde dans ediyor kırmızı ışıklar
yanık et kokusu geziniyor yüzünde
masadaki fotoğrafları eriyor
anıları gibi
sahi diyor
yaşamayı beceremedim
ya ölmeyi?