Gelinliğini giyinmiş bakıyorsun bana uzaktan,
Ağaçlarının kurumuş dallarının üstünde.
Çoraplar, elbiseler…
Hepsinden yere doğru bir sarkıt,
Düğünümüz var diyorsun damatsız.
Ağlıyorsun iki göz pınarından,
Yanaklarından akıyor bir Dicle bir Fırat.
Sapsarı, yeşil gizemlerin var..
Gelinliğinin altında,
Kahverengi yükseltilerinde mor karanlıklar.
Ateşler yanar gecelerde kızıl,
Adına doğu demişler.
Uzak kalmış adın,
Sen hep damatsız gelinlikli kadın.