Çok eskiden tabiki,
Aşık olmuşum yüreğim yangın yeli,
Esintili serin bir rüzgara muhtaç gönlümün teli,
Vururdu her bakış hafifçe titretirdi beni,
İnim inim inletir sevdan vurgun kalbimi.
Çok eskiden tabiki,
Demem o ki,
Eskiler çıkmaz hafızamdan,
Birde gönlümü bırakmayan sana dair hatıran.
Eskidendi dediğim bugünü yaşatıyorsa,
Eskimiş değil yeniydi yaşananlar hala.
Bakkal Memiş kızarak bakmıştı oysa,
Geçen gün görmüştü aşağı bakkaldan aldıklarımı,
İhanet saymıştı kızgınlığı ondandı.
Aşk yaşamaya hevesli gönlüm,
Aşağı bakkalın kızı Neriman a kaymıştı,
Bakkal Memiş bunu ekmek ihaneti saymıştı.
Bilmiyordu,
Neriman gönlüme ekmek kadar yakındı,
Varsın Memiş kızadursun, gönlüm ona kızmıyordu.
Gönlüm kendime kızıp, Nerimana bahaneler yaratıyordu.
Bir gün beş kilo şeker almışım,
Evde yalnızım, ayrıca şeker hastasıyım,
Olsun fark etmez Nerimanın elleri poşeti tutmuştu,
Benim ellerim, onun elleri poşette buluşmuştu.
Poşeti kıvırıp cebime sıkıştırdım,
Beş kilo şekeri köşedeki öğrenci yurduna bıraktım,
Bakkal Memiş duymuş daha çok kızmıştı.
Lenn azmı ekmeğimi yediniz, buban borç yazdırırdı,
Utenmiyon mu önümden geçmeye,
Tabiii çok eskiden di diyecen bana demi!
Bilmiyordu,
Yüreğim beş kilo şekeri eritebilirdi,
Mecburdum aşağı bakkalın ekmeğine,
Katıksız yavan yerken Neriman geliyordu aklıma,
Sofram binbir çeşit Neriman doluyordu,
Ve ben, çok eskiden tabiki,
Nerimanı seviyordum…
Neriman yeşil elbiselerini giyip,
Boynuna doladığı oyalı yemeniyle karşıma çıkana kadar,
Ve o gün, Neriman çok güzel kokuyordu.
Bu sefer bakkal Memiş değil, ben kırılmıştım,
Bana bakmadan geçip gidişine dayanamadım,
Çok eskidendi tabiki.
O gün koptu gönlümün ince tellerinden biri…
Nurdan Günay