Derdi büyüktü. Önceden mutlu olduğunu düşündüğü bir ailesi vardı. Ailesi deyince aklına hep karpuz gelirdi. Ne ailesini güzel hatırlıyordu ne de yaz mevsimindeydi. 32 yaşına gelmiş de ailesi terk etmiş gibi hissediyordu. Aslında gerçekten 32 yaşındaydı ama ailesi terk etmemişti. Telefonu eline aldı
-alo, anne nasılsın?
-iyiyim oğlum sen nasılsın?
-ben de iyiyim, ben… Ben…
-dur bir dakika kapı çaldı. Sonra konuşalım mı?
-yok, şimdi konuşmamız lazım, ben şey diyecektim
-Allah kabul etsin Hacer. Ölmüşlerinin canına değsin.
-anne beni duyuyor musun? Bırak şimdi Hacer teyzeyi.
-buyur gel içeri kahve yapayım içeriz.
-anne
-tamam o zaman siteye dağıttıktan sonra mutlaka gel, bekliyorum bak ona göre.
-anne dinleyecek misin beni?
-anlat oğlum ama çabuk anlat da yemek yapamaya başlayayım, biliyorsun baban işten gelince hemen yemek yer.
-anne benim biraz paraya ihtiyacım var da…
-eee o kadar çalışıyorsun, biriktirmedin mi?
-biriktirdiklerim sadece yetseydi seni aramazdım.
-…
-anne bir şey demeyecek misin?
-oğlum bizde de durumlar biraz karışık.
-nasıl karışık?
-kardeşini yurtdışına göndereceğiz.
-hayırlısı olsun, sevindim.
-eve yeni koltuk takımı alacaktım, biliyorsun mutfak dolapları da çok eskidi eve misafir geldiğinde mahcup oluyorum
-eee başka ne derdiniz var
-alay mı ediyorsun evladım sen annenle
-yok etmiyorum, derdinize üzüldüm.
-öyle işte evladım, dur kapı çaldı. İyi yapmışsın Hacer tabi oğlunda kocaman oldu dağıtsın tabi kalan 3-5 eve, yok yok Ekrem telefondaki halimi hatırımı sormak için aramış, evet gelemiyor çok çalışıyor, çok yoruluyor, eee tabi tek başına yaşamak kolay değil. Kirası çok fazla maalesef, aman ödesin oğluşum en lüks yerde yaşamayı hakkediyor.
-anne ben hala telefondayım
-ee tabi bu devirde düzgün evlat yetiştirmek çok zor. Ay telefon elimde açık kalmış kapatayım.
Telefonun ekranına bakakaldı. Telefonun ekranında en son arattığı nakliye şirketinin sitesi duruyordu. Annesine paraya sıkıştığını söylemesindeki amaç borç istemek değildi evi boşaltıp bir seneliğine doğduğu eve geri dönmekti .Çok borçlanmıştı düzlüğe çıkabilmesi için paraya ihtiyacı vardı ama bu parayı onlardan isteyemeyecek kadar gururlu biriydi. Aile evi diye düşünmüştü, aile evi sıcaktır bir odam bir yatağım hep yerli yerinde durur diye geçirip annesini aramıştı. aile evinin içi sıcak olsa ne olur içinde yaşayanlar bu kadar bana değer vermezken diye önceden içinden geçirdiği düşüncesine karşı çıktı. Boş versene diye düşündü bir şekilde borcumu öderim diye kendisiyle sesli konuştu. Düzlüğü çıktı çıkmasına da o günden sonra bir daha karpuz yemedi.