BİR DAMLA KALP
Bir damla kalp gördüm
Yosun tutmuş kirpiklerimin altında
Parlıyordu, uzuyordu
Küflü bir kök
Kaynaşırken saç uçlarımla
Ağzı süt kokuyordu toprağın
Aslında ölmek üzereydi açlıktan
Boğazına kadar şişmişti çürüyemeyen cesetler
O yüzden mi bu kadar lâl idi yeşil güller
Ta güzün başından beri
Yıldızlar onları gözetlemiyorken bile
Halbuki ben
Bir damla kalp gördüm
Senin sesinden koptu
Bulamadım konduğu yeri
Ruhum savruldu aklımın arka cebinde
Bir damla kalp gördüm
Göz bebeğindeki kahve kokulu deniz kabuklarında
Yanaklarım yeşeriyordu
Nadasa bırakılmış ruhumun
En gri kaldırım taşında
Dudaklarım dilimden utanıyordu
Öyle bir mevsimdi ki
Tırtıla dönüşmek için koza örmüş ruhum
En çok kelebek aromalı çörek severdi
Mercansız karanlığında gökkuşağı mağarasının
Bir damla kalp gördüm
Pembe bir ayçiçeği hayal ettim
Damarlarımda buluttan karıncalar
Ve Ay mavisi kaderim
Bir damla kalp gördüm
Siyah beyaz saçlarımdaki eflatun güneş
Sönmüşken çoktan
O batmadan kör olmuştu ruhum
Alışamadı bu yüzden
En çok da kendi avucundaki yatsılara
Sonra
Bir damla kalp gördüm
En harlı ateşin
Külden battaniyesinin altında
Öyle bir ateşti ki
Alıp koysam çöle
Yakardı semadaki güneşi
Alıp koydum başımın üstüne
Tutuşturdu dilimdeki bulutları
Bir damla kalp gördüm
Yüz bin yılın yağmuruna bedeldi
Ben bu gece
Bir damla kalp gördüm
Yüz bin yılın baharına değerdi
Bir damla kalp gördüm
Öyle bir damla ki
Değdiğinde kan beyazı tenime
Yüreğim razı oldu tuzsuz çöllere
İndiğinde dikenli ciğerime
Küstü sarmaşıklı bodrumlarım
Yaşsız da ağlayabilen gözlerine
Bedire Akaray