Çırağan Sokak’ta bilmem kaçıncı ev.
Yosma Zennube diyor bir ses-kolaçan ederek geceyi,
Değme bir yağmur yağıyor çatılardan sinen-şekerimsi kıvam keyiflendiriyor beni.
Bir sağa bir sola kıvrılan araba-başıbozuk yollar üstünde-içimde ölen bir çocuk(elinde pelüş bebeği)annem yıkıyor beni soğuk bir odada gergef işlemeli,
Saçımda kalıp sabun-ölü doğuyorum bir geçitten saparak,
Yollar ışıklı-kalp kasım ışıktan yorgun-sonra türkü söylediğim dudağımda yeniyetme bir oğlanın eli geliyor aklıma-canım yollar,
Seksek oynayan deli bir kadın-türlü benzetmeler-ekşi soğan kokusu ve lavanta,
Küflü bir lavaş babamın elinde-yazlık bir ev –birkaç adamın gözünde,
Bilmem kaçıncı ev-numaralar dikiz aynasında-boğuyorum kendimi aynada.
Yüzümde gümüş paralar-yazı tura-ve sis –ses-şeritler-bir meleğin gülüşü,
Yuvarlak top bacaklarım –kan-saçlarım uzuyor uzadıkça gülüyor melek.
Gökyüzünde-kasığımda oturup ağlayan çocuk- usulca öpen saçlarımı,
Ve puntolarla büyük harfler… Çırağan Sokak’ta yağıyor yağmur.
Bir kadın –yok kimsesi-akıyor saydam kan beyaz parmaklardan…