Bir sonbahar akşamıydı sana yazdığım.
Eylül mü, Ekim mi, Kasım mı ?
Biri bağ bozuyordu ,biri şarap yapıyordu ,biride pekmez…
İnan bağı ben bozmadım.
Ama şarap yapmayı isterdim, tadına bakmak…
Ben sana gelmekten başka hiçbir şeyi düşlemedim.
Sana gelmek için çıktığım her yolun daha da uzağına gidiyordun.
İhtimal yok gibiydi yürüdüğüm yolda…
Ama yine de yalın ayak yürüyordum işte.
Mektup yazdığım kağıdın kenarını bir de kibritle yakıyordum.
Ah deli kafam!
Romantik olacakmışım birde ha.
Kendi kendimi kandırmaktan başka hiçbir şey yapmamışım ben.
Tavşan dağa küsmüş misali..
Yazıyorum çiziyorum.
Ama artık bağı ben, bozmaya niyet ettim.
Şöyle bir fıçı
Ağzına kadar dolu kırmızı şarap yapsam diyorum.
Seni o yolda hiç bulamayacak kadar içsem,
Aramaktan yorulacak kadar içsem
Ve içsem seni unutsam…