“Kadınlara ezberletilen davranış öğretileri ve anne olma içgüdüsü ile kadınlar erkekleri mutlu etmeyi, onları yüceltmeyi severler. İşte bu nedenle Virginia Woolf’un da dediği gibi kadınlar yüz yıllar boyu, erkeğin maddi ve manevi görünümlerini gerçek boyutlarından üç dört kat büyük gösteren sihirli bir güce sahip mucizevi aynalar olarak bu günlere geldi. Bunun sonucu olarak erkekler de -kadın aynada- gördükleri kendilerini gerçekten o devasa boyutta gördüler. Bu konuda onları suçlamak kolaycılıktır. Eğer bir suçlu gerekiyorsa kadınların kuşaklar boyu erkeklere sunduğu o -dev aynası- görevidir. Oysaki Emma Goldman’ın “Kadının gelişimi, özgürlüğü, kendisinden gelmelidir. İlk olarak kendisini bir obje değil, bir kişilik olarak ortaya koymalıdır.” dediği gibi kadınlar bırakın dev aynasını, doğal görünümlü bir aynada kendilerini bir erkeği gördüğü gibi görseydi kendilerinin ne kadar güçlü olduğunu çoktan fark
etmiş olacaklardı…”
Atasözleri kadına dair olduğu zaman cinsiyet ayrımcılığının fazlaca öne çıktığını fark ederiz. Pek çoğumuz kadınla ilgili en az on, on beş olumsuz anlamları olan söz duymuşuzdur. Kadının cinselliğinin öne çıktığı, erkeği baştan çıkaran şeytani bir varlık olduğu, erkeğin duygu ve davranışlarını kontrol altına alamamasının sebebinin kadın olarak görüldüğü üzerine atasözleri eril toplumda oldukça kabul görmüştür.
“Kadın şerri şeytanın şerrine eşittir”
“Kadın erkeğin şeytanıdır.”
Kadını çoğunluk ikincil kılan, bir erkeğe bağlı yaşaması gerektiği tezini ortaya koyan pek çok atasözü toplumsal cinsiyet ayrımcılığını açıkça ortaya koyar.
“Kadın erkeğin elinin kiridir.”
“Kadının yeri erkeğin yanıdır.”
Kadın üzerine olan pek çok atasözü ve deyimlerin mercek altına alındığı ve kadına dayatılan öğretilmiş cinsiyet kavramında atasözleri ve deyimlerin etkisinin incelendiği kitabı okurken isyan etmekten kendinizi alamayacaksınız.
“Eril toplumda, kadının yerinin belirlenmesinde; atasözleri ve deyimlerin büyük önemi olduğunun bilinciyle çıktığım yolda, yüzlerce atasözü ve deyim derledim. İtiraf edeyim ki, pek çoğunda canım yandı. Ancak aşağıdaki sözlerde canım iki misli yandı.
“Kız çocuğu ya er koynunda, ya yer koynunda.”
“Kız on üçünde, ya erde ya yerde.”
“Kız on beşinde ya erdedir, ya yerde.”
Ne acıdır ki, arama motorunda, “Kız beşinde, ya erdedir, ya yerde.” sözüne rastladığımda artık sözün bittiği yerdeydim.
Gelecek nesillere daha özgür bir yaşam sunabilmek için “Atasözleri ve Deyimlerle ÖĞRETİLMİŞ CİNSİYET” adlı kitabı okuyun, okutturun.”