• Destek
  • Üye Ol
  • Yazar Girişi
  • Abone Ol
0 553 423 00 17 kibelekulturs@gmail.com
Kibele Kültür & Sanat Dergisi | Hayatı Doğuran Sanat  |  Hatice DÖKMEN
  • Hakkımızda
  • Kadromuz
  • Dergiler
  • Galeri
  • E-Dergi
  • Yazılar
    • Edebiyat
      • Şiir
      • Roman
      • Öykü
      • Deneme
      • İnceleme
      • Anlatı
      • Araştırma
    • Kitaplar
      • Kitap İncelemeleri
      • Yeni Çıkanlar
    • Tiyatro
    • Sinema
  • Yazarlar
  • İletişim
  • Üye Ol
No Result
View All Result
  • Hakkımızda
  • Kadromuz
  • Dergiler
  • Galeri
  • E-Dergi
  • Yazılar
    • Edebiyat
      • Şiir
      • Roman
      • Öykü
      • Deneme
      • İnceleme
      • Anlatı
      • Araştırma
    • Kitaplar
      • Kitap İncelemeleri
      • Yeni Çıkanlar
    • Tiyatro
    • Sinema
  • Yazarlar
  • İletişim
  • Üye Ol
No Result
View All Result
Kibele Kültür & Sanat Dergisi | Hayatı Doğuran Sanat  |  Hatice DÖKMEN
No Result
View All Result
Home Deneme

Aşk ve Sevgi Birbirinden Farklı İki Kavramdır / Doğancan Pınar

Doğancan Pınar by Doğancan Pınar
14 Aralık 2023
in Deneme
0
Aşk ve Sevgi Birbirinden Farklı İki Kavramdır / Doğancan Pınar
0
SHARES
3
VIEWS
Share on FacebookShare on Twitter

Aşk ve sevgi birbirinden farklı iki kavramdır. İnsan bir anda âşık olabilir ancak sevgiyi zaman besler. Aşk dediğin kavram çekim kuvveti gibidir karşı konulamaz yani. Kendini ona koşulsuzca teslim edersin. Ancak sevgi zaman ilerledikçe sadakat, fedakârlık ve daha birçok kendinden verdiğin ödün ister. Bu değerlere önem veren bir ilişki içindeysen aşk senin için bu dünyadaki en lezzetli nimet olur. Tattıkça doymaz ve bir başka yeni olanı meraka dahi etmezsin. Ancak aşk kavramı içinde bu duyguların mahrumiyetini yaşarsan acı çeker ve gariptir ki bu acıdan vazgeçemez ne kadar çok acı çekersen o kadar çok gidemezsin. Bir tür bağımlısındır çünkü. Aslında aşk da bir sanattır. Tıpkı Bellini’nin tablosuna acı çeken bir karakteri, nakış nakış resmederken gözyaşlarının tuvale damlaması gibidir. Tablo ne kadar ıslanırsa ıslansın parmakları tuvale fırça darbeleri vurmaktan kendini alıkoyamaz. Aslında aşkın özeti de budur. Vazgeçemeyişlerin illüzyonudur aşk. Birçok kişinin aslında yaşadığını sandığı ancak hakkında pek fazla bilgiye sahip olmadığı tuhaf bir gerçekliktir.

Aşkın seyrini belirleyen şey süreçtir. Belirsizlik içinde durmaksızın akıp giden zamanda gözlemlediklerinin toplamıdır. İlişki sürecin devam ederken mantıksız aşk kendini ona koşulsuzca teslim etmektir. Süreç devam ederken mantıklı aşk ise partnerinin eylemlerini, samimiyetini, fedakârlıklarını… Gözlemlemek ve ona göre bir karar vermektir. Sevgi de kendini bu süreç dâhilinde belli eder. Eylemleriyle seni rahatsız eden birini sevemezsin. Sevmediğin birinde ise aşkı tanıyamaz, anlayamazsın. Maruz kaldığın her kötü duygu mücadele etmenin gerekliliğini haklı çıkarır zihnine. Mücadele edersin etmesine de aslında en çokta o zaman kendine yenilirsin. Aşk da mücadele biraz fedakârlık gerektirir çünkü. Yapmak için zorunlu hissettiğin her türlü fedakârlık ise aslında biraz kendine olan yenilmişliğindir. Alışkanlıklarına, doğru bildiklerine ve kimi zaman da en yakınım dediklerine.

Bazen âşık olur insan ve duygularını kontrol edemez ve biraz da  midesini. Ya da âşık olduğunu zanneder ama yaşadığı sadece gerçek aşkın bir yansımasıdır. Bir süre sonra âşık olduğunu zannettiği kişi onun için bir alışkanlık halini alır. Sabah onun mesajıyla uyanmak, gün içinde ne yaptığını merak eden birinin olduğunu bilmek ve gece olduğunda yine onun sesiyle uykuya dalmak… O insanın, üzerinde bıraktığı etkiye daha çok bağlanmana sebep olur. Kimi geceler hiç bitmeyecek kadar uzundur. Alışkanlığınla birliktelik yaşamak hem de teninin her noktasını hissedip, her hissettiğinde ise cüretkâr keşfedişlere kalkışarak geçen karanlık ve alacakaranlığın can yakan soğuğunda sıcacık iki beden bir bütün olmuşken âşık olduğunu sandığın kişi aslında duygularını haklı çıkarır mıydı? Sen bir arayış içindeyken zaman ilerler birlikte olduğunuz geceler çift hanelere yükselir. Artık vücudunda keşif edilecek bir yer kalmamıştır. Her yeni birliktelik bir öncekinden farklı değildir. Dudaklarının sıcaklığı da tıpkı dokunuşları gibi canını yakıyordur. Sırtında beliren tırnak izleri artık vücudunun bir parçası haline gelmiş ve bir kadının gecenin sessizliğini bölen çığlıkları artık kulağını tırmalamaya başlamıştır. Çünkü âşık olduğunu sandığı kişi aslında duygularının deneme tahtasıdır. Bu sebeple kimi zaman, hissettiğini sandığın duygular yeterince masum değildir. Hiçbir şey belli etmeden bunu partnerinden gizlemek haz duyduğun bir alışkanlığa dönüşmeye başlamışsa eğer bir başkasını arayış kapıları aralanmıştır. Yeni bir ten, yeni dokunuşlar belki daha kalın parmakların belki de daha uzun… Daha iri göğüslerin konuşmaya başlaması ve onları dinleyen bacaklarının narince olan bükülüşü… Şaşkın olan bir gecede kutsal, güçlü ama biraz da korkan vücutları yeniden aşka dair haklı çıkarır mıydı?

Yazıyı nasıl buldunuz?

Oy için yıldıza tıkla!

Ortalama Oy / 5. Oy Sayısı

Oyu yok

We are sorry that this post was not useful for you!

Let us improve this post!

Tell us how we can improve this post?

Paylaşarak destek olabilirsiniz!
Previous Post

Kırık Gönüller Sofrası / Nilgün Uğurlu

Next Post

Rüya / Şükrü Beşiktaş

Doğancan Pınar

Doğancan Pınar

İsmim Doğancan Pınar. 05 Nisan 1994 tarihinde doğdum. Aslen Erzincanlıyım ve Ankara’da ikamet etmekteyim. Ondokuz Mayıs Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümünden 2019 yılında mezun oldum.Kamu görevlisi ve tiyatro sanatçısıyım. Yazmayı ve okumayı çok seven biriyim. Toplumsal farkındalıkları konu aldığım ilk kitabım “Arızalı Bir Toplum İçin Farkındalık Bilinci (2022)” ve kişisel gelişim üzerinde yazmış olduğum ikinci kitabım “Hayatındaki Rolün(2023)” okurlarıyla buluştu. Şimdi veya yıllar sonra tek bir insanın dahi hayatını olumlu yönde değişiklikler katabilecek işler yapabiliyorsak başarmışız demektir” ve bu edinilmesi gereken en güzel amaçlardan bir tanesini oluşturur. Bu amaçla çıkmış olduğum yolculuğuma daha nice eserler bırakarak devam etme amacını içimde hep diri tutuyor bunun için çalışıyor ve umut ediyorum. Hep birlikte sanatla kalmak dahası sanatı yaşatmak dileğiyle.

Next Post
Lastikçi Çırağı / Ali SUNAR

Rüya / Şükrü Beşiktaş

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

No Result
View All Result

Hakkımızda

Kibele Kültür Sanat Logo

Kibele Kültür Sanat

Merhaba sevgili okur.

Mitolojide Tanrıların anası olarak bilinen Tanrıça Kibele’nin anaç, üretken, hayatın devamını sağlayan özelliklerinin uğruna inandık. Ve onun adını kullanıp Kibele Sanat olarak edebiyatta biz de varız dedik. Edindiğimiz misyonla amacımız; bizden önceki kalem ustalarımızın bayrağını, gelecek kuşaklara ulaştırmak. Çünkü edebiyat dünya tarihini içinde barındıran devasa bir ansiklopedidir… Devamını Oku

Arşivler

  • Mayıs 2025
  • Nisan 2025
  • Mart 2025
  • Şubat 2025
  • Ocak 2025
  • Aralık 2024
  • Kasım 2024
  • Ekim 2024
  • Eylül 2024
  • Ağustos 2024
  • Temmuz 2024
  • Haziran 2024
  • Mayıs 2024
  • Nisan 2024
  • Mart 2024
  • Şubat 2024
  • Ocak 2024
  • Aralık 2023
  • Kasım 2023
  • Ekim 2023
  • Eylül 2023
  • Ağustos 2023
  • Temmuz 2023

Kibele Kültür Sanat Logo

Kategoriler

  • Anlatı
  • Araştırma
  • Deneme
  • Genel
  • Hakkımızda
  • İnceleme
  • Kitap İncelemeleri
  • Masal
  • Öykü
  • Roman
  • Şiir
  • Sinema
  • Sizden Gelenler
  • Söyleşi
  • Tiyatro
  • Yeni Çıkanlar

Son Yazılar

  • İÇİMİZE GÜN DOLDURMUŞLAR
  • BEKLEME
  • Elementor #21056
  • HAYATTA HİÇBİR ŞEY İÇİN GEÇ DEĞİLDİR
  • Zamanı Kim Koşturuyor? / Sevde Kapıcıoğlu

Copyright © 2024 Kibele Kültür Sanat. Tüm Hakları Saklıdır.

No Result
View All Result
  • Hakkımızda
  • Kadromuz
  • Dergiler
  • Galeri
  • E-Dergi
  • Yazılar
    • Edebiyat
      • Şiir
      • Roman
      • Öykü
      • Deneme
      • İnceleme
      • Anlatı
      • Araştırma
    • Kitaplar
      • Kitap İncelemeleri
      • Yeni Çıkanlar
    • Tiyatro
    • Sinema
  • Yazarlar
  • İletişim
  • Üye Ol

Copyright © 2024 Kibele Kültür Sanat. Tüm Hakları Saklıdır.