• Destek
  • Üye Ol
  • Yazar Girişi
  • Abone Ol
0 553 423 00 17 kibelekulturs@gmail.com
Kibele Kültür & Sanat Dergisi | Hayatı Doğuran Sanat  |  Hatice DÖKMEN
  • Hakkımızda
  • Kadromuz
  • Dergiler
  • Galeri
  • E-Dergi
  • Yazılar
    • Edebiyat
      • Şiir
      • Roman
      • Öykü
      • Deneme
      • İnceleme
      • Anlatı
      • Araştırma
    • Kitaplar
      • Kitap İncelemeleri
      • Yeni Çıkanlar
    • Tiyatro
    • Sinema
  • Yazarlar
  • İletişim
  • Üye Ol
No Result
View All Result
  • Hakkımızda
  • Kadromuz
  • Dergiler
  • Galeri
  • E-Dergi
  • Yazılar
    • Edebiyat
      • Şiir
      • Roman
      • Öykü
      • Deneme
      • İnceleme
      • Anlatı
      • Araştırma
    • Kitaplar
      • Kitap İncelemeleri
      • Yeni Çıkanlar
    • Tiyatro
    • Sinema
  • Yazarlar
  • İletişim
  • Üye Ol
No Result
View All Result
Kibele Kültür & Sanat Dergisi | Hayatı Doğuran Sanat  |  Hatice DÖKMEN
No Result
View All Result
Home Sizden Gelenler

Altı Elli Dokuz Sendromu/Ahmet Şahin

Ahmet Şahin by Ahmet Şahin
30 Temmuz 2023
in Sizden Gelenler
0
Altı Elli Dokuz Sendromu/Ahmet Şahin
0
SHARES
0
VIEWS
Share on FacebookShare on Twitter

Şu akşamların altı elli dokuzdan sonrasını, sonraki günün peşine eklesek olmaz mı? Eklesek de, altı elli dokuzdan sonra bir an evvel, yeniden yanına dönsem? Çok mu istediğim? Tersine dönsün demiyorum ki dünya, benim allak pullak olan aklım gibi. Bendeki saat altı elli dokuz sonrası, hasret çift sıfıra geçiyor ve bir dakika, bilmem kaç sıfırlı saniyelerle boğuşup duruyor. Doğacak olan güne eşlik eden hayalin olmasa var ya, bu zaman adeta duracak… Altı elli dokuz dedi mi saatler; Ağrılar, sızılar, yorgunluklar bile alacaklarını tahsil edemiyorlar, özleminin bedenime koyacağı ipotekten dolayı. Tüm organlar için mesai devam edecek, dinleneceklere yere, hem de zihnin melankolisini çekerek… Gözler, öylesine yorgun ki, boşlukta kendi hallerinde gezintideler, etrafta olup bitenleri umursamadan. Bir an evvel dükkanı kapatıp, Z raporunu almak peşindeler. O güzel gözler ile yaptığı alışverişlerin ne kadar sürdüğünü ortaya çıkaracak, yarının hayalini kuracak… Anlatmak istediklerini içine gizleyecek ve sadece O’na gösterecek. Yani mesaisi uzun. Kulaklar; O duyduğu en güzel nameleri, geviş getirecek, bir kez daha dinleyecek, gözlere de kapanmasını söyleyecek ve bir kez daha geviş getirecek… Her bir sesteki duyguları, zihne yeniden yollayacak, yeniden hislerini uyandıracak, o anları yeniden sahneleyecek… Dilim yine hapsolacak ağzıma ve yarın söyleyeceklerimin provasını yapacak. Anlatılacak şeyleri ,tüm hünerlerini göstererek sunmaya odaklanacak. Üzerinde sihirli aşk sözcüklerini, cilalayacak, bal katacak biraz da… Yanlış bir şey söylerse, dilim dilim olacağının farkında. Muhasebeci yürek, gün boyu yaşadıklarının hesabını kendine verecek. Sevdiceğinin kattıklarını kasasına alacak kaydedecek, ayrılığın bedelini de borç. Özlemin bedelini hesaplayacak ve tüm uzuvlara ve organlara pay edecek. Ve müdür zihinde sıra. Maalesef, altı elli dokuz sonrası hesabını bana verecek ki; yine zararda ve bunalımda… Oysa ki, enerjisinden fazlasını ortaya koyuyor hep ancak beni mutlu etmek ne mümkün. İçten içe bana acıyor ya da üzülüyor lakin şunun şurasında ne kalmış yarına kavuşmaya, kaç trilyon saniye… O da dinlenmek istiyor, ama çok uzun yıllardır benimle çalışıyor ve istemese de acılarıma ortak olduğundan, kendini feda ediyor yoluma. Hakkını ödeyemem zira benim yüzümden bunalımda.  Kronik bir rahatsızlığı da var üstüne üstlük, altı elli dokuz sendromu. Bu sendromun yalnızca akşamları ortaya çıkıyor, tam bir stres kaynağı ve antidepresansever. Güneş inanılmaz seviyede iyi geliyor hastalara, bu sendromda. Güneşi görür görmez kabuğuna çekiliveriyor. İlaç olarak da bünye kaldırırsa şayet, uyku geçici bir çözüm sağlıyor. Düşünmeden çekilebilecek bir uyku, ağrılarını hafifletmekte. Zihnin kendisini kağıda kaleme teslim etmesi, bir başka çözüm. Özellikle de demli bir çay, akşamın serinliği,  yalnızlık, güzel bir manzara eşliğinde ufka dalıp gitme, diğer rahatlatıcı faktörler olarak sıralanabilir. Sevilenler ile yapılacak muhabbetler, paylaşımlar, düşünme odağını değiştireceğinden tavsiye edilmekte.

Altı elli dokuz sendromunda, gecenin herhangi bir vakti, birdenbire uyanmak mümkün (uyuduğunuz varsayılarak). Yakınlarınızda ağrı kesici olarak, tercihen kağıt kalem, yoksa yazı yazmaya şarjı olan bir telefon, oda yoksa, duvarlara, aynaya, cama, bir şeyler yazabileceğiniz, ruj, göz kalemi vs. Olmalı ya da olsa iyi olur. Zira bu sayılanlardan herhangi birinin olmaması ki, buna “Özlem çarpılması ya da Sevdicek yoksunluğu” deniyor, çok feci. Güneş doğana dek tüm uzuvlar ve organlar, başlarının çaresine bakmak durumunda, çünkü zihin nöbet geçirmekte. Zihnin yerine sadece muhasebeci bakabilir ki, O da hesap kitaptan başını kaldırabilirse. Şanslı olanlar, sevdicekleri ayakta olanlar. Akut Sevdicek yoksunluğu giderme de, bir mesaj yeterli olmaktadır. Şanssız olanlar da ise, yatmadan alınan bir sevdicek mesajı söz konusu. Şanssızlar çünkü, bunun etkisi maalesef kısa sürüyor.  Alındıktan sonra, iki saat içerisinde derin bir uykuya dalınmazsa…

Yazıyı nasıl buldunuz?

Oy için yıldıza tıkla!

Ortalama Oy / 5. Oy Sayısı

Oyu yok

We are sorry that this post was not useful for you!

Let us improve this post!

Tell us how we can improve this post?

Paylaşarak destek olabilirsiniz!
Previous Post

BEDELİ OLSUN/Ahmet Şahin

Next Post

Karga/Neslihan Ağrı

Ahmet Şahin

Ahmet Şahin

1975 yılında Ankara’da doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Ankara’da tamamladı. Kırıkkale Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nden 2015 yılında birincilik ile mezun oldu. Yüksek lisansını Gazi Üniversitesi Teknoloji Fakültesi Yapı Eğitimi Bölümü’nde 2016 yılında tamamladı. 2018 yılında başladığı Doktora eğitimine, Kırıkkale Üniversitesi İnşaat Mühendisliği bölümünde tez aşamasında devam etmektedir. 2015 yılında Iğdır Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu İnşaat programında, öğretim görevlisi olarak, yaklaşık on dört ay görev yaptıktan sonra, 2017 yılında göreve başladığı Sinop Üniversitesi Boyabat Meslek Yüksekokulu İş Sağlığı ve Güvenliği programında halen görevine devam etmektedir. Evli ve iki çocuk babasıdır.

Next Post
Karga/Neslihan Ağrı

Karga/Neslihan Ağrı

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

No Result
View All Result

Hakkımızda

Kibele Kültür Sanat Logo

Kibele Kültür Sanat

Merhaba sevgili okur.

Mitolojide Tanrıların anası olarak bilinen Tanrıça Kibele’nin anaç, üretken, hayatın devamını sağlayan özelliklerinin uğruna inandık. Ve onun adını kullanıp Kibele Sanat olarak edebiyatta biz de varız dedik. Edindiğimiz misyonla amacımız; bizden önceki kalem ustalarımızın bayrağını, gelecek kuşaklara ulaştırmak. Çünkü edebiyat dünya tarihini içinde barındıran devasa bir ansiklopedidir… Devamını Oku

Arşivler

  • Mayıs 2025
  • Nisan 2025
  • Mart 2025
  • Şubat 2025
  • Ocak 2025
  • Aralık 2024
  • Kasım 2024
  • Ekim 2024
  • Eylül 2024
  • Ağustos 2024
  • Temmuz 2024
  • Haziran 2024
  • Mayıs 2024
  • Nisan 2024
  • Mart 2024
  • Şubat 2024
  • Ocak 2024
  • Aralık 2023
  • Kasım 2023
  • Ekim 2023
  • Eylül 2023
  • Ağustos 2023
  • Temmuz 2023

Kibele Kültür Sanat Logo

Kategoriler

  • Anlatı
  • Araştırma
  • Deneme
  • Genel
  • Hakkımızda
  • İnceleme
  • Kitap İncelemeleri
  • Masal
  • Öykü
  • Roman
  • Şiir
  • Sinema
  • Sizden Gelenler
  • Söyleşi
  • Tiyatro
  • Yeni Çıkanlar

Son Yazılar

  • İÇİMİZE GÜN DOLDURMUŞLAR
  • BEKLEME
  • Elementor #21056
  • HAYATTA HİÇBİR ŞEY İÇİN GEÇ DEĞİLDİR
  • Zamanı Kim Koşturuyor? / Sevde Kapıcıoğlu

Copyright © 2024 Kibele Kültür Sanat. Tüm Hakları Saklıdır.

No Result
View All Result
  • Hakkımızda
  • Kadromuz
  • Dergiler
  • Galeri
  • E-Dergi
  • Yazılar
    • Edebiyat
      • Şiir
      • Roman
      • Öykü
      • Deneme
      • İnceleme
      • Anlatı
      • Araştırma
    • Kitaplar
      • Kitap İncelemeleri
      • Yeni Çıkanlar
    • Tiyatro
    • Sinema
  • Yazarlar
  • İletişim
  • Üye Ol

Copyright © 2024 Kibele Kültür Sanat. Tüm Hakları Saklıdır.