Leo Tolstoy’un şu sözü asırlardır üzerimize bir hikmet yağdırıyor: “Belki de her şeyi kabullenip hayatı akışına bırakmak lazım. Zorlamak bazen çözüm değildir. Ve zorla olan hiçbir şey güzel değildir.” Bu söz, içinde barındırdığı derinlikle hayatı anlamlandırmamız ve yaşamın akışını kabullenmemiz gerektiğini hatırlatıyor.
Günümüzde yaşam, hızla akan bir nehir gibi. Her anında bir telaş, bir koşuşturma var. Bu koşuşturma içinde, zaman zaman kendimizi doğal akışa bırakmak yerine sürekli zorlamaya ve kontrol etmeye odaklanıyoruz. Ancak Tolstoy’un öğüdü bize, bu zorlamaların çoğu zaman istediğimiz sonuca ulaşmaktan uzak olduğunu hatırlatıyor.
Hayatın akışına teslim olmak, aslında iç huzuru bulmanın ve gerçek mutluluğu keşfetmenin bir yoludur. İçimizdeki huzuru ve dinginliği bulmak için, bazen kontrolü bırakmalı ve akışa kendimizi kaptırmalıyız. Bu, başlangıçta zor gelebilir çünkü kontrol hissi, güvenlik duygusu verir. Ancak gerçek güven ve huzur, akışa teslim olmayı başardığımızda ortaya çıkar.
Elbette, hayatı akışına bırakmak, sorunları görmezden gelmek veya sorumluluklarından kaçmak anlamına gelmez. Aksine, hayatın akışını kabullenmek, içimizdeki direnç duvarlarını yıkmak ve her duruma açık bir zihinle yaklaşmak demektir. Bazen, beklenmedik şekillerde gelişen olaylar bize daha fazla öğreti ve büyüme fırsatı sunar.
Tolstoy’un bu öğüdü, yaşamın karmaşıklığını anlamamıza ve basit bir kabullenmeyle iç huzur bulmamıza yardımcı oluyor. Belki de gerçek mutluluğun, hayatın akışında yüzmekte ve onunla uyum içinde olmakta yattığını keşfetmek için bir fırsat veriyor bize. Bu yüzden, zaman zaman kendimizi bırakıp nehre doğru akışta yüzmek, belki de istediğimiz yere daha hızlı ve huzurlu bir şekilde varmamıza yardımcı olabilir.
Yaşam, sonu gelmeyen bir yolculuk. Ve bu yolculukta, zaman zaman durup, nefes alıp, içsel sesimizi dinlemek önemlidir. Tolstoy’un öğüdü bize, bu duraklarda hayatın akışına teslim olmanın bize getireceği huzur ve mutluluğu hatırlatıyor. Hayatın akışında yüzmenin tadını çıkarmak için belki de bugün kendimizi biraz daha bırakmaya ve sürüklenmeye davet etmek gerekiyor.