Veneta üç katlı, oldukça eski binanın girişinde beklerken herkesin bir hikâyesi olduğunu düşündü.
Kendisi için yazılanların dışına asla çıkamayacağının farkındaydı…
İçeri adımını atmadan önce ürperdi. Belki de buna neden, birkaç yaprağı bacaklarının arasında uçuşturan rüzgârdı. Ama Veneta bu olmadığını biliyordu. Asıl neden, takip ediliyor hissinin göğsünde yaptığı basınçtı, otelden çıktığından beri gülle gibi çökmüştü üzerine bu karanlık his.
Arkasına baktı, kimseyi göremedi. Boş sokakta tek varlık gösteren, berideki çöpü eşeleyen bir kediydi. Hayvan başını kaldırıp kendisine bakan kadına vahşice hırladı. Kadın gözden kaybolunca ağzındaki tavuk artığını kemirmeye devam etti.
Apartmanın paslanmış demir kapısından içeriye girdiğinde ise yoğun bir rutubet kokusuyla karşılaştı. Suratını ekşitip tüm olumsuzlukları yok saymaya çalışarak beton ve nem kokulu binayı tırmanmaya başladı.
Merdivenlerden çıkarken sivri topuklu ayakkabısının çıkardığı ses apartman boşluğunda yankılanıyor, fantastik bir akustiğe neden oluyordu. Kadının dolgun dudaklarındaki kırmızı ruj, seksi bir ceket ve sıkı kalçaların tüm hatlarını ortaya koyan muhteşem dar bir etek… Bu soyut bina Veneta’nın dişil enerjisi ile somutluk kazanmıştı adeta.
İlk kata çıktığında ahşap bir kapıyla karşılaştı. Tek arzusu kapıyı açan kişinin yalnız ve kadın olmasıydı… Omuz çatısını olduğundan daha da dikleştirerek zile bastı. Bunu yaparken yüzüne de sıcak bir halkla ilişkiler gülücüğü kondurmayı ihmal etmemişti. Karşısına kim çıkarsa çıksın Veneta’yı içeri almaması için hiçbir nedeni yoktu. İyi giyimli ve güzel kadınlar her zaman güven verirdi.
“Buyurun hanfendi?”
Karşısında orta yaşlı bir adam duruyordu. Veneta garip bir hisse kapıldı. Ama bunun ne olduğunu kendisine tarif edemedi.
“Pardon, bir yanlışlık oldu!” dedi. “Yanlışlıkla bastım.”
“Sorun değil.” dedi adam.
“Şey!… Sizinle daha önce hiç karşılaştık mı?”
Gizemli adam hiç konuşmadan, anlamsız bakışlarla kapıyı kapattı.
Veneta az önce yaşadığı garip duygunun adını hatırlamaya çalışıyordu. Neydi, lanet olası! Yukarı çıkmaya başladığı sırada hatırladı: Deja vu. Adamın konuşması o hissi güçlendirmişti. Tanıdık bir ses.
Rüyalarında duymuş olabilir miydi? Belki de…
***dördüncü bölümün sonu