I/
Menzilin en hazindir sana uzanan yollar
İzbe asfaltların, balçıklı suyundan içmişim
Sen peymane sunan hancı, sırrıma aşina
Hicranın rahlesinde muradımı demişim.
Ne olur, vuslatın levhasından bir rota göster bana
Ziyaya hasret pervaneyim, koşayım ona.
Mazinin o solgun yarası, hala kanıyor içerde
Bir muradım var: gönül siciminden azade
II/
Hissediyorum; aynı kara parçasında iki meskûnuz.
Yurtsuz kuşlar gibiyim ben.
Aşiyanım sensin, aradığım sen.
Dünya artık daracık bir kafes.
Ne olur, fısıldayın yollar, takatim kalmadı
Bir dokunuş bir ses…
III/
Ey yağmura kara doymuş yollar,
Altında mazi yatıran yollar.
Hangi yüzünde geziniyor o ayaklar?
Şaşkın bir pusulayım, ibrem sana dönük.
Muhacirim, kül rengi kandilim sönük
IV/
Ey pür-i pak yollar!
Üstüne dökülen rahmetin hatırına
Tabanları törpüleyen, insanları eskiten yollar…
Hayra da şerre de kavgaya da şahitsin.
Derman ol son kez vâveylâma.
Titrek huzmeler, kâvi olsun aylama
V/
Sülietini, dar sokakların parke taşlarına işlemişim
Münzevi patikalara sevdamı söylemişim.
Çıkmaz sokaklar,
Acı baldıran tadı, yeltek niyetlerin hüsranı
Ey kadim dimağlar, bırakın bu nisyanı
Çeşmelerden bengisu emzirmişim:
Hayat yüzlü, renksiz suların türküsünde
Zincire vurulmuş krom bir tasın öyküsünde
VI/
Dilenciyim; elbisem yamalı, çarığım kırk yerden delik
Kaç mendil daha açayım önünde?
Parlement mavisi gökten yıldızlar saklamışım
Bir huzur devşirdim, gözlerinin renginde.
VII/
Seni, kalabalıkların kuş bakışı gergefine işledim.
Kaldırım diplerinde, hasretle suladığım efkar çiçekleri büyüttüm.
Gezindim sanal haritalarda çizgileri,
Gezdikçe yüzünü çizdim, hayali ekranlara.
Arı oldum kimi zaman, sahipsiz peteklerden mor korulara.
Sonunda sürgün ayrıldım solgun çiçeklerden
VIII/
Canhıraş tünellerden sordum kokunu,
Karanlık, Yusufî kuyuların sağalmaz acısıyla.
Andım, bir sokak şarkıcısının güftesinde adını
Lerzan bir alevle birlik, tunç benizli kürre-i arz altında.
Segah makamında tattım lezzetini.
Bir kemanın telinde, bir darbukacının nasırlı ellerinde…
Aradım bir simitçinin susamında, bir çiçekçinin bahar kokan güllerinde.
IX/
Biliyorum:
Yılgın hayallerimden bir vuslat yeşerecek
Milyonlarca kilometreden payımıza santimler düşecek.
Bir gün aynı yolun üstüne ikimizin gölgesi düşecek.
Hakan İlhan