• Destek
  • Üye Ol
  • Yazar Girişi
  • Abone Ol
0 553 423 00 17 kibelekulturs@gmail.com
Kibele Kültür Sanat Dergisi | Hayatı Doğuran Sanat  |  Hatice DÖKMEN
  • Hakkımızda
  • Künye
  • Dergiler
  • Galeri
  • E-Dergi
  • Yazılar
    • Edebiyat
      • Şiir
      • Roman
      • Öykü
      • Deneme
      • İnceleme
      • Anlatı
      • Araştırma
    • Kitaplar
      • Kitap İncelemeleri
      • Yeni Çıkanlar
    • Tiyatro
    • Sinema
  • Yazarlar
  • İletişim
  • Üye Ol
No Result
View All Result
  • Hakkımızda
  • Künye
  • Dergiler
  • Galeri
  • E-Dergi
  • Yazılar
    • Edebiyat
      • Şiir
      • Roman
      • Öykü
      • Deneme
      • İnceleme
      • Anlatı
      • Araştırma
    • Kitaplar
      • Kitap İncelemeleri
      • Yeni Çıkanlar
    • Tiyatro
    • Sinema
  • Yazarlar
  • İletişim
  • Üye Ol
No Result
View All Result
Kibele Kültür Sanat Dergisi | Hayatı Doğuran Sanat  |  Hatice DÖKMEN
No Result
View All Result
Home Anlatı

Aç bırakılan vicdan

Edanur Turcan by Edanur Turcan
2 Aralık 2025
in Anlatı, Deneme, Genel
0
Aç bırakılan vicdan
0
SHARES
2
VIEWS
Share on FacebookShare on Twitter

 

İnsanın tarihteki ilk dostu kimdi dersiniz?
Ateşi bulan o meraklı zihin mi?
Yoksa tekerleği icat ederek insanlığı bambaşka bir çağa taşıyan “zehir gibi” beyin mi?
Belki de buğdayı ve arpayı toprağa umut diye eken ilk çiftçi…
Ama gerçekten, insanın tarihteki ilk dostu kimdi?

Bilim dünyası, bu sorunun cevabını her geçen yıl biraz daha netleştiriyor. Örneğin, Science dergisinde yayımlanan bir araştırmada, bin yılı aşkın zamandır toprağın altında yatan ‘kurt benzeri’ canlılardan DNA örnekleri toplanmış; hatta iki örnek otuz bin yıl öncesine kadar uzanıyormuş. Bu antik izler, modern köpeklerin, günümüz kurtlarının ve kır kurtlarının genetik verileriyle karşılaştırıldığında ortaya şaşırtıcı bir tablo çıkmış; Bugünün evcil köpekleri, binlerce yıl önce yaşamış bazı kurt topluluklarına beklenenden çok daha yakınmış.

Bu sonuç, köpeğin insanın yalnızca yanında yürüyen bir hayvan olmadığını; karanlık çağlarda, henüz medeniyetin adı bile yokken insanla birlikte evrilen bir dost olduğunu fısıldamıyor mu size de? Belki de ateşi keşfedip etrafında toplanarak ilk hikâyelerimizi anlatmaya başladığımızda, bir köpek çoktan bizimleydi. Gözlerinde güvenin gölgesi, sıcaklığın paylaşılan hali vardı.

Nitekim insanın, köpekle başlayan dostluğu diğer canlılarla da devam etmiş olmalı. Kediler, kuşlar, atlar… Mısırda kediler kutsal sayılırmış mesela. Tapınakların duvarlarına işlenir, bir kedi öldüğünde ev halkı yas tutarmış. Roma’da köpekler kentin simgesiymiş. Nitekim, göçebe Türklerde de hayvan çok önemli sayılır, köpek ölünce mezar kazılır, at ölünce yas tutulurmuş.

Aslında en sadık, en güvenilir dostlarımızı insanlık tarihinin ilk zamanlarından bulmuşken şimdi ne değişti? Neden geçmişte dost olduğumuz hayvanlara bugün bu kadar düşman kesildik? Geçmişte ekmeğimizi paylaştığımız bu dilsiz dostlarımıza neden bugünümüzde sevgiyi geçtim, bir kap mamayı ve bir kap suyu esirger olduk? Onları vakti zamanında kendi hayatımıza ortak etmişken şimdi neden yok sayıyoruz?

Bugünlerde sokak hayvanlarına yardım eli uzatmak bile tartışma haline gelmiş, bazı kesimler tarafından suç gibi görülüyor. Düşünebiliyor musunuz? Sindirebiliyor musunuz? oysa yüzyıllar evvel hayvanlarla aramızdaki ilk sözleşme; “ben seni beslerim, sende benimle yaşarsın” olmuşken… Sokak hayvanlarının “tehdit” olarak sunulmasının sebebi, insanların, kendi başarısızlığını hayvanların üzerine yüklemesinin sonucu değildir de nedir?

Sokakta aç bir hayvan saldırganlaşır. Açlık, sadece hayvanlar için değil tüm canlılar için bir savaş çanıdır çünkü. Hayatta kalma alarmıdır. Yıllardır uygulanmayan kısırlaştırma programlarının, eksik ve bakımsız barınakların, plansız şehirleşmenin sonucunu bugün neden bir hayvan açlıkla ödesin ki? Neden ölümle ödesin? İnsanlara olan güvenleri zedelenmez mi?

Bugünlerde kendime en çok sorduğum soru şu; bir toplumu gerçekten kim tehlikeli yapar?

Sokakta aç gezmeye mahkûm bırakılmış bir canlı mı yoksa vicdanı kurutulmuş bir insan mı?

Normal olan insanların davranışları üzerinden kontrol edilmesidir. Yasalar, cezalar, kurallar bunun için vardır ancak şimdi hedefin çok daha derin olduğunu duyumsuyorum; duygular gibi. Bir insanın, başka bir canlıya yardım eli uzatmasını bir yasak gibi göstermeye çalışmak insanın zihni ve duyguları üzerinde baskınlık kurmak değil midir? Merhamet, bir toplumun son kırmızı çizgisi değil midir? Nasıl bir tehlikeye yüründüğünü görebiliyor musunuz?

Düşünün; bir çocuğun, herhangi bir hayvanı sevmesini, yardım etmesini, beslemesini, empati kurmasını engelleyen bir düzenin yarın bir insana yardım etmesini, empati duymasını da engelleyeceğini düşünün.  İnsandan, duygularını aldığınızda, insanlık denen kavramın ne anlamı kalır? Sonuç, duyarsız bir toplum oluşması olur, öyle değil mi?

İnsanlar birbirlerine karşı empati güçlerini kaybederler, çocukluktan, vicdansız bir nesil yetişir. Önce bir hayvanın acısı duyulmaz, ardından ise bir insanın acısı duyulmaz. Toplumda adalet olgusu değişir. Suç da artar, ihmal de artar. Yardımlaşma azalır, hatta belki de yok olur; bunun sonucunda ihmal edilen canlılarda saldırganlık artış gösterir, bu da şiddeti doğurur. Etik değerler geri plana düşer, merhamet körelir, özgürlük yok olur. Bu sonsuz bir döngü halinde sürüp giderken maalesef insan sığlaşır, insanlık yitirilir.

Tarihin hiçbir döneminde insanı yarı yolda bırakmış bir hayvanla karşı karşıya gelemezsiniz. Ancak durum insan için ne yazık ki hep farklı olmuş. Şimdi tekrar soruyorum; Bir toplumu gerçekten kim tehlikeli yapar? Sokakta aç gezmeye mahkûm bırakılmış bir canlı mı yoksa vicdanı kurutulmuş bir insan mı?

Sahi, aç kalacak olan sokak hayvanları mı yoksa vicdan mı?  

Yazıyı nasıl buldunuz?

Oy için yıldıza tıkla!

Ortalama Oy / 5. Oy Sayısı

Oyu yok

We are sorry that this post was not useful for you!

Let us improve this post!

Tell us how we can improve this post?

Paylaşarak destek olabilirsiniz!
Tags: anlatıDenemeEdebiyatGENEL
Previous Post

Gidelim Aysun Hanım | Ersin KURT

Next Post

Biraz Gökyüzü Biraz Şarap

Edanur Turcan

Edanur Turcan

16.02.2000 doğumlu. Grafiker. Merakı bitmeyen bir yol, bilgiyi batmayan güneş edinmiş. Kendi halinde yazar, çizer ve okur...

Next Post
Biraz Gökyüzü Biraz Şarap

Biraz Gökyüzü Biraz Şarap

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

No Result
View All Result

Hakkımızda

Kibele Kültür Sanat Logo

Kibele Kültür Sanat

Merhaba sevgili okur.

Mitolojide Tanrıların anası olarak bilinen Tanrıça Kibele’nin anaç, üretken, hayatın devamını sağlayan özelliklerinin uğruna inandık. Ve onun adını kullanıp Kibele Sanat olarak edebiyatta biz de varız dedik. Edindiğimiz misyonla amacımız; bizden önceki kalem ustalarımızın bayrağını, gelecek kuşaklara ulaştırmak. Çünkü edebiyat dünya tarihini içinde barındıran devasa bir ansiklopedidir… Devamını Oku

Arşivler

  • Aralık 2025
  • Kasım 2025
  • Ekim 2025
  • Eylül 2025
  • Ağustos 2025
  • Temmuz 2025
  • Haziran 2025
  • Mayıs 2025
  • Nisan 2025
  • Mart 2025
  • Şubat 2025
  • Ocak 2025
  • Aralık 2024
  • Kasım 2024
  • Ekim 2024
  • Eylül 2024
  • Ağustos 2024
  • Temmuz 2024
  • Haziran 2024
  • Mayıs 2024
  • Nisan 2024
  • Mart 2024
  • Şubat 2024
  • Aralık 2023
  • Eylül 2023
  • Ağustos 2023
  • Temmuz 2023

Kibele Kültür Sanat Logo

Kategoriler

  • Anlatı
  • Araştırma
  • Deneme
  • Genel
  • Hakkımızda
  • İnceleme
  • Kitap İncelemeleri
  • Masal
  • Öykü
  • Roman
  • Röportaj
  • Şiir
  • Sinema
  • Sizden Gelenler
  • Söyleşi
  • Tiyatro
  • Yeni Çıkanlar

Son Yazılar

  • Roller ve yanılgıları…
  • Geç Gelen Ölüm ya da Sineklerin Dansı
  • Kurtuluş Gününü Mahşer Gününü Beklediğimden Daha Fazla Beklemedim
  • Biraz Gökyüzü Biraz Şarap
  • Aç bırakılan vicdan

Copyright 2023 - 2025 Haziran K İ B E L E Kültür Sanat Dergisi Limited Şirketi All Right Reserved. Developer by Fedora Bilişim Teknolojileri İnternet Danışmanlık Hizmetleri Basım Yayın Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi. Bu sitede yayınlanan ses, görüntü, yazı içeren bilgi ve belge, hiçbir şekilde kullanılamaz, izinsiz kopyalanamaz. Tüm hakları K İ B E L E Kültür Sanat Dergisi Limited Şirketi'ne aittir.

KİBELE Abone
No Result
View All Result
  • Hakkımızda
  • Künye
  • Dergiler
  • Galeri
  • E-Dergi
  • Yazılar
    • Edebiyat
      • Şiir
      • Roman
      • Öykü
      • Deneme
      • İnceleme
      • Anlatı
      • Araştırma
    • Kitaplar
      • Kitap İncelemeleri
      • Yeni Çıkanlar
    • Tiyatro
    • Sinema
  • Yazarlar
  • İletişim
  • Üye Ol

Copyright 2023 - 2025 Haziran K İ B E L E Kültür Sanat Dergisi Limited Şirketi All Right Reserved. Developer by Fedora Bilişim Teknolojileri İnternet Danışmanlık Hizmetleri Basım Yayın Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi. Bu sitede yayınlanan ses, görüntü, yazı içeren bilgi ve belge, hiçbir şekilde kullanılamaz, izinsiz kopyalanamaz. Tüm hakları K İ B E L E Kültür Sanat Dergisi Limited Şirketi'ne aittir.