Yine kafenin bahçe tarafında oturuyorduk.
Az önce kedi boyutlarında şeffaf bir dinozorun satranç tahtasının üzerinden geçip gittiğini gördüm. Olan o kadar sıradışıydı ki, benim gördüğümü sende gördün mü, diye sorup satranç arkadaşımın gözünde üşütük konumuna düşmek istemedim. Oyun ilerlerken bu kez fare boyutlarında bir dinozor, sanki yolunu kaybetmiş gibi, taşların arasında gezindikten sonra gözden kayboldu.
“Eğer hayal görmediysem, minik bir dinozor siyah fil ile beyaz vezirin arasındaydı.” dedim.
“Aynı şeyi bende.. “
Derken yer şiddetlice sallandı. Taşların bir kısmı yere devrildi. Tabureleremizden panikle kalkıp etrafa bakarken dev bir dinozor ayağının giderek koyulaşan gölgesi üzerimizi örttü.
Şimdi karanlık ve puslu bir arazideydik. Birbirimize baktık, neredeydik?
Ürkek adımlarla yürümeye başladık. Kertenkelemsi, irice bir hayvan üzerimizden geçerek ötedeki çalılığa daldı.
İnilti ve böğürtüler arasında sordu arkadaşım.
“Neredeyiz?”
“Bilmiyorum.”
O sırada gökyüzünde beliren bir alev topu neler oluyor demeye kalmadan karşı tepede gümbürdedi.
Her yer kör edici beyaz bir ışıkla aydınlandı.
Tekrar satranç tahtasındaydık.
“Dinozorlar çağına ışınlandık oğlum!”
“Bu nasıl olur!”
Çekirgeye benzeyen garip bir böcek -bıyıklı ve kravatlıydı- tahtanın kenarına kondu. Birşeyler söylüyor gibi elini kolunu kaldırıyordu. Aynı anda eğilip ne dediğini duymaya çalıştık.
“SEVGİLİ HEMŞEHRİLERİM, HAYATIMIN EN SAMİMİ MERHABASIYLA SİZLERİ SELAMLIYORUM… “
Televizyonun açık olduğunu fark ettim, Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek konuşuyordu. Böceği elimle savuşturup taşları devirdim.
“Mat”
“Yeni oyun”,
“Oyunda değilsin.”
“Dalgınım biraz.”
“Sence paralel evrenler var mıdır?”
“Olabilir,
henüz bir kanıt bulunmuyor.”
“SON DAKİKA! TÜRKİYE’DE ÇEKİRGE İSTİLASI…”
SON