Betül FIRAT: Öncelikle hoş geldiniz diyor ve söyleşimizin başlangıcında bir iki cümleyle sizi tanımak istiyoruz. Osman Koyun Kimdir?
Osman KOYUN: Merhaba, ben Osman Koyun. 1972 yılında İstanbul Pendik’te işçi ve Sivaslı bir ailenin en büyük oğlu olarak dünyaya geldim. Üç kardeşiz, benden sonra Hasan’la Asuman da var. İlkokulu ve ortaokulu İstanbul Pendik’te okudum. Atatürk Okulundan mezun oldum. Daha sonra meslek lisesine başladım ve meslek lisesini Kartal’da bitirdim. Bu sürede de halk oyunları ile tanıştım. Tabii sınıfı geçmeye çalışıyorduk o da bizim için bir fırsattı. Daha sonra Pendik’te bir derneğe kayıt olduk ve halk oyunları ile 20-25 sene mi geçirdim. Bu sırada tabii sadece okuyanlarıyla kalmadı, halk oyunlarının dışında tiyatroya da başladım. Yaklaşık 10 sene tiyatro yaptıktan sonra iş yerindeki bir arkadaşımın bir ajansa ulaşılması ile benim kamera önüne oyunculuğum başladı. Sadece arkadaşımı götürdüğüm bir ajansta bir iş teklifiyle karşılaştım ve doğal olarak oyunculuğa başlamış oldum. Şu an hala Atatürk üniversitesi spor yöneticiliği bölümünde okuyan bir kızım var onunla beraber yaşıyorum. Kıbrıs’ta ikamet ediyor ama buraya gidip geliyor…
Betül FIRAT: Sanat hayatına nasıl başladığınızdan ve ne kadar zamandır yaptığınızdan bahseder misiniz biraz?
Osman KOYUN: Aslında sanat hayatıma tamamen lise yıllarımda başladım. Liseyi geçmek için bize bir teklifle geldi hocamız ve halk oyunları ekibine erkek aranıyordu. Ben de derslerim biraz zayıf olduğu için tamamen sınıfı geçmek maksadıyla başladım ve ekibe girdim. Daha sonra bu ekipten ayrılamadım. Dernek hayatı başladı Pendik’te ‘AKFEM’ diye bir derneğimiz vardı. Oraya kayıt olduk, yani arkadaşlarımla beraber. Hatta erkek kardeşimi adadan sonra oraya dahil ettim. Uzun yıllar orada halk oyunları oynadık. Otantik dans yaptık daha sonra ben tabii modern dansa merak saldım. Akabinde tiyatroya merak saldım. En sona tiyatro yapmaya başladım bir gün iş yerinde genç bir arkadaşım “Osman Abi, ben ajansa gideceğim lütfen sen de gel.” Dedi. Onunla beraber Ajans’a gittim. Oturduk, yapımcıları yönetmenleri falan toplantı yapıyorlar; cesur ve güzel diye bir proje başka bir proje için de ben benim yaşlarımda benim tarzımda kastım da bir oyuncuya ihtiyaç varmış. Masadaki arkadaş bana bakıyordu, böyle beni kesiyordu, sürekli ben de açıkçası hani merak ettim ne oluyor diye. Kalktı üzerime doğru geldi. Öyle bir havamın olduğunu söyledi ve ertesi gün için oyuncu aradıklarını ve bana göre bir sahnelerinin olduğunu söyledi. Oyunculuk yapmak ister misin, diye sorduğunda o gün o teklifi kabul ettim ve oyunculuk hayatım başladı; sene zannedersem 99’du.
Betül FIRAT: Başarılı bir oyuncusunuz; bu alanlarda ilk deneyimlerinizden bahseder misiniz?
Osman KOYUN: Ben alaylı bir oyuncuyum ama bazı insanlara ve Allah tarafından bazı yetenekler verildiğine inanıyorum. Ben de böyle bir yeteneğe sahip olduğumu düşünüyorum. Şöyle kesinlikle eğitim almadan oyunculuğa adım atılmaması gerektiğini düşünüyorum. Bazı özel insanlar alaylı olarak başlayıp daha sonra eğitimlerle kendilerini donatıp çok daha iyi yerlere varabiliyorlar. Mesela ben ilk deneyimimde gerçekten ne olursa olsun çok zorlanmıştım. Çünkü kamerayla yeni tanışıyorsunuz, oyuncularla tanışıyorsunuz ve orada bir sürü insan ve bir sürü kural var, bunları bilmeniz gerekiyor tabii ki. Bunlar sizi bir hayli sıkıştırıyor. Dolunay diye bir diziydi ilk deneyimim, orada bir mafyanın adamını oynamıştım, çok da güzel bir karakterdi bence ama çok sıkıldığımı ve çok terlediğimi hatırlıyorum. Daha sonra bir sürü eğitimle kendimi destekledim ve oyunculuk yıllarıma şu an hala yeni dizi de bir anakart olarak ‘Duran Emmi’ karakterini oynamaya devam ediyorum hala Kanal 7’de.
Betül FIRAT: Ailenizde sizden başka oyunculuk herhangi bir alanıyla ilgilenen var mı?
Osman KOYUN: Şöyle söyleyeyim ve ailemden herhangi biri oyunculukla ilgilenmiyor. Zannedersem ilgi alanlarının dışında çünkü kızılma da defalarca konuşmama rağmen o da hiçbir şekilde kabul etmedi. Kamera karşısına çıkmak istemiyor. Kamera arkasında da ilgilenen kardeşlerim kendi dallarında var ya onlarla ilgilenmiyorlar.
Betül FIRAT: Sizin için en önemli olan oyununuz hangisidir? Oyunculuk dışında farklı alanlarda çalışmalarınız var mıdır?
Osman KOYUN: Ya aslında oynadığım oyunların içinde en iyisi ‘Emanet Dizisi’nde oynamıştım. TRT’nin ışığı ‘Canım Annem’, TV8’in içinde de 12 bölüm vardım ‘Saklı Dizi’si var dijitalde. Orada rahatsız ettiler, havalar güçlü Fırat Çelik, ben vardık. ‘Ayak İşleri’ çok güzeldi ama bence en iyisi benim için benim açımdan dönüm noktası olmamı sağlayan, ‘Sokağın Çocukları’ oldu.
Betül FIRAT: Bir oyunculuğu icra ederken en çok neye dikkat etmeli?
Osman KOYUN: Bence oyuncu analizlerini çok iyi yapmalı. İzlemlerini çok iyi kullanmalı. Bir oyuncunun enstrümanı vücudu ve sesidir. Bunları çok iyi kullanmalı en önemlisi üzerimize giydiğimiz karakteri çok iyi değerlendirmeli ve çok iyi analiz etmeliyiz.
Betül FIRAT: Kitaplarla aranız nasıldır? En son hangi kitabı okudunuz? En çok tavsiye edeceğiniz kitap hangisi olurdu?
Osman KOYUN: Anna Karenina Tolstoy’dan.
Betül FIRAT: Sizi etkileyen oyuncu, yazar veya sanatçılar kimlerdir?
Osman KOYUN: Ben kendine münhasır kişiliği olan bir adamım. Aslında çok etkilenen bir adam değilim ama şunu söyleyebilirim bir Yeşilçam kuşağı çocuğu olarak Yeşilçam’daki filmler ve oyuncuların tamamından çok etkilenmişimdir.
Betül FIRAT: İyi bir oyuncu olmanın için bir formül var mıdır? Bu alanlarda olmak isteyenlere önerileriniz nelerdir?
Osman KOYUN: Tabii ki yeni bir oyuncu olabilmek için birkaç tavsiyede bulunacağım. Öncelikle gerçekten çok kitap okumak gerekiyor, kelime dağarcığınızı en üst düzeye çıkartmak, bununla alakalı sosyal olmak sosyal projelerde var olmak ve özgüveninizi yükseltebileceğiniz aktivitelerde bulunmak gerekir. E… tabii ki temel şey eğitim aldığınızda sizin bedeninizi ve kendinizi nasıl yönlendirebileceğinizden bahsedeceğim. Nasıl durabileceğinizi görüyorsunuz ve en iyi şekilde vücudunuzu kullanabilme yetkisine sahip oluyorsunuz. Ben de arkadaşlarıma iyi bir yerden iyi bir hocadan oyuncu koçlarından eğitim almalarını öneririm. Onun dışında da çok iyi izlenim yapmalarını tavsiye ediyorum.
Betül FIRAT: Gençlerimizi sanata kazandırmak için neler yapılabilir?
Osman KOYUN: Şimdi kuşaklar arasında farklar var tabii ki. Bizim kuşağımız ve bizden önceki kuşaklar gençleri bir şeylerden uzaklaştırmaya çalışıyor. Tabii ki doğal olarak ama bence gençlerimiz nerede olursa olsun, onların oldukları ortamlara sanata taşımak gerekiyor bence. Ben hep böyle düşündüm. Mesela böyle stand-up geceleri düzenleniyor. Şu anda işte, Beşiktaş’ta vesaire Kadıköy’de ben bunlara çok önem veriyorum. Çocuklar böyle yerlere gittikçe tabii ki daha kötü şeylerden uzaklaşıp kendilerini daha sanatsal içeriği olan şeylere yöneltiyorlar. Gençler nerede olursa olsun sanatı gençlere taşınmanın bir yolunu bulmalıyız…
Betül FIRAT: Hepimiz iyi veya kötü deneyimler yaşıyoruz. Hayatımda hiç unutamam dediğiniz bir anınızı paylaşır mısınız okurlarımızla?
Osman KOYUN: Tabii ki hayatım boyunca unutamayacağım tek şey kızımın dünyaya gelmesi…
Betül FIRAT: Sizi izlemek görmek isteyen, takip etmek isteyen dostlarımız nerelerden ulaşabilirler?
Osman KOYUN: Şu an aktif olarak zaten bir dizide varım ‘Gelin’ Dizisi Kanal 7’de ama bana ulaşmak isteyen arkadaşlarımız Google’a Osman Koyun diye yazarlarsa zaten benim hakkımda bütün bilgiye sahip olacaklar.
Betül FIRAT: Şu ana kadar sohbetimizi okuyan ve bizlere eşlik eden dostlara son olarak ne söylemek istersiniz?
Osman KOYUN: Beni burada ağırladığınız için ben öncelikle size çok teşekkür ederim. Bizi şu ana kadar okuyan, bizlere eşlik eden dostlara da şunu tavsiye ederim. Ben ailemden güzel bir terbiye aldığıma inanıyorum. Öncelikle insan olmak. Herkes kendi işini yapıyor, kimsenin kimseden daha üstün ya da daha büyük olma gibi bir lüksü yok. Ben oyunculuk yapıyorum, siz yazarlık yapıyorsunuz, diğer bir arkadaşım bakkal, diğer bir arkadaşım minibüs şoförü; hiç fark etmiyor hepimizin kendine ait değerleri var. Hepimiz değerliyiz, önemli olan insan olmak. Sizleri seviyorum umarım sizler de beni seviyorsunuzdur…
