PSİKOLOJİ VE İNSAN HAYATINDAKİ ÖNEMİ
İnsan zihni yüz yıllardır araştırmalara konu olmuştur. Önce söyleşilerde yer bulmuş ardından dilden dile aktarılıp sohbetlerde tartışmalarda fikir adamlarının bakış açısıyla anlam kazanmıştır. Bilgi paylaşımı zoruri hale gelmiştir. Farklı fikirlerini senteziyle aktarılıp tartışmalar başlatmış beyin fırtınaları sonucunda kendi iç dinamiğinde yazının keşfedilmesiyle sözlü iletişim boyut atlamış matbaanın icat edilmesiyle arşivleme kitaplaştırmam çeşitli dillere çevrilmeyle geniş kitlelere ulaşımı sağlanmıştır. Günümüz teknoloji çağının yaratığı kolaylıklarla farklı ülkelerdeki kaynaklar alıntılar bilim ve ilim adamları sayesinde her bireyin ulaşabileceği duruma gelmiştir. Dönemler değişiklik gösterse de; savaşlar, doğal afetler, göç olayları, ekonomik sıkıntılar, barınma, beslenme çevresel koşullardaki olumsuz şartlar insanları ihtiyaçları doğrultusunda yer değişikliğine zorlamıştır. Bu gibi durumlarda tranvalara neden olmuştur. Çoğunlukla genelik yatkınlığı olan kişilerde tranvalara zihin verdiği tepki daha farklı boyutlarda olmuştur. Zaman içerisinde başvurulan tedaviler değişkenlik gösterse de zaman zaman reddedilmiştir. Zaman içerisinde başvurulan tedaviler değişkenlik göstermiş rahatsızlıkları tetikleyen olumsuz koşullar göz önüne alınıp mevcut soruna çözüm bulma arayışına sürüklemiştir insanlığı. Bilim ve ilim insanları şifa bulmak adına her türlü yöntemi deneyimlemiştir. Bunlardan bazıları; müzik terapisi, elektro şok, ilaç tedavisi, bitkisel tedaviler, hipnoz v.s . Kişileri nomaleştirmek adına çok fazla emek vermişlerdir. Kimin de başarılı olmuş, kiminde ise hala çabalamakta çözüm bulmak adına pek çok konuya başvurmaktadır. Finansal desteklerle ayakta kalmaya tedavi yöntemleri geliştirmeye adanmış nice bilim insanı varlığını sürdürmektedir. Yıllarca alınan notlar psikoloji bilimini ileri seviyeye taşımıştır. Zamanla sosyoloji, felsefe, antropoloji, genetik bilimi içine alınarak geniş kitlelere ulaşmayı başarmıştır. Yabancı kaynaklarla desteklenen tedaviler de hastalığı tanımlayabilmiş, tanımlanan hastalığa uygun tedavi yöntemleri geliştirilmiş tedavi süreçleri kendi içinde şekillenmiştir. Hastalığı yaşamamış hasta yakınlığı tatmamış bir kişinin bu tarz konularda fikir yada bilgi sahibi olmadan, bire bir şahitlik etmeden kitaplardan alıntı sözlerle yorum yapmak için yorum yapması ne derece sağlıklı olur tartışılır. Hasta mahremiyeti bu gibi hassas konularda ön planda tutulur hekimler tarafından kişilerin özel durumlarının deşifre edilmesinin önüne geçilmeye çalışılıp tedavi süresi sınırsız olarak devam ettirilir. İlaçları kişiye özel rahatsızlığı baz alınarak verilir. Amaç her bireyin tedavisinin doğru bir şekilde uygulanabilmesi gerçeğidir. Her bireyin rahatsızlığı tepkileri farklılık gösterdiği için farklı sonuçlar doğurması normaldir. Sürekli kontrol altında tutulması gereken bireyler davranış bilimciler gözetiminde klinik deneylerle kontrolle tedaviyle topluma tekrarkaxandırılması hedeflenen bir harekettir. İlaç tedavisini bırakması etik değerlerle yaftalanmayacak kadar önemli bir durumdur. Sağlıklı bireyin yorumu aynı hastalıkla baş başa kalması durumunda etik geçerliliği şekilenecektir. Tedavi yöntemleri üzerine kafa yorup çözümler geliştirmek, ilerlemek yeni buluşlar ışığında hareket etmek akıllıca olur. Hastalık halkında fikir,bilgi,donanım sahibi olmadan tedaviyi bıraktırma eğilimi içerisinde olmak yada bu davranışa yönlendirmek oldukça tehlikeli sonuçlar doğurabilir. Kişinin yaşamında ne gibi zararlara sebep olunacağı belirsizdir. Oluşabilecek zararların tüm topluma etkileyeceği gerçeğini değiştirmez. Tüm toplumu ilgilendiren bir durumu etik değerlere bağlamak ne kadar kabul görür. Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi gibiymiş gibi davranmak bu durumu savunmak doğru bir davranış biçimi değildir. Bedelini hasta dışında tüm toplum öder. Akıllı mantıklı tutumlar içerisinde olmamız şart. Genel bir sorun olan durumu yok saymak, yok sayarak hareket etmek akıl karı değildir. Hayatın kimi, ne zaman, nasıl, neyle sınayacağını bilemeyiz. Neyin yanlış, neyin doğru karar olduğunu ağır bedeller ödenek zorunda kalmadan çözebilmeliyiz. Her bireyin tranvası, hastalığı kendi yaşam koşullarında şekillenir,derinleşir. Okuyup,araştırma yapıp, gözlemleyip yorumlarken en akla yakın olanı seçmekle bulunur. Psikoloji kitaplarda yaxılan yazı dışında her bireyin gerçeğidir. Herkesin kitaplardaki hastalık belirtisi, tedavi yöntemi, başka başkadır. O nedenle bilim, ilim bilmekle başlar. Şairin dediği gibi ” ilim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir. Sen kendini bilmez isen, bu nice okumaktır.” YUNUS EMRE ‘ den bir alıntılar bu konuya dair yorumuma son veriyorum. Saygılarımla…