I.
Pamuklara sarılmış, yüzüne gül konmuş şeker kız
Babasının kuzusu, keçiboynuzlu kahvaltının minnoşu
Çakmaktaşları uzak artık ışık gözlerinden
Torpilli cila sürdüler kaderine, yenilensin her sabahta
Sen altın kumlu plajlarda eller havaya
Lüks tüketim olmadan vermezler seni ellere
İşvekapanlar hediyeleri zekât bilsin
Mazbutun oğlu kuru tabutuna saklansın
Tütülerini yırtmadan giy yeter
Sen ailen için tüm çocuklardan özelsin
II
Küllü, kedili masalın ütüsüz kızı
Zapturapt altında kalbin, bin odalı bir öksüzsün
Bir kavşak gibi ayrıksın başına buyruk annenden
Çabuk geçilen kırmızı ışığın ardında gözlerin
Oyuklarına gam çizmiş baban
Aşk, her dakika içine dolan eksiklik
Geç kalmışlık hissi, bir yerde sabit duramama
Hep o içindeki boşluğu doldurma çabası
Giden babadan, kör anneden miras sana
Sürekli konuşmak isteyen sessizliğini
Hangi eksik ayakkabılı gece böldü?
İçinde atan ne varsa aktı kaçan prense
Zaman öksüz yoksunluğunun elinden içti
Kapakçık dâhil[*]
Yalnızlıktan kendini kemiren varlık
Sersefil ruhlara iş bilen armağan
Birinin de iyi dönemine denk gel
Elinde yarım maşrapa umut,
Karşında göz kaçıran, sevgi sevmeyen yergi
Gidip taş mektepli sömürgenleri feodal kıldın
Taksit taksit ödediğin fedakârlığın senedi
Çekmecende silik fişlere iliştirilmiş kara fatura
Kirpiklerin sulandıkça temizleniyor sandın,
Kendini arsızın ardından ağladıkça âşık
Çocuksu heves sende yine sobeli bir hayal
Üşütme bugün yatırımlarını, seneye de ödersin
Sen asalaklar için tüm kadınlardan özelsin
[*] Cemal Süreya, “Üvercinka” şiirindeki “Afrika dâhil” sözünden esinlenilmiştir.