• Destek
  • Üye Ol
  • Yazar Girişi
  • Abone Ol
0 553 423 00 17 kibelekulturs@gmail.com
Kibele Kültür & Sanat Dergisi | Hayatı Doğuran Sanat  |  Hatice DÖKMEN
  • Hakkımızda
  • Kadromuz
  • Dergiler
  • Galeri
  • E-Dergi
  • Yazılar
    • Edebiyat
      • Şiir
      • Roman
      • Öykü
      • Deneme
      • İnceleme
      • Anlatı
      • Araştırma
    • Kitaplar
      • Kitap İncelemeleri
      • Yeni Çıkanlar
    • Tiyatro
    • Sinema
  • Yazarlar
  • İletişim
  • Üye Ol
No Result
View All Result
  • Hakkımızda
  • Kadromuz
  • Dergiler
  • Galeri
  • E-Dergi
  • Yazılar
    • Edebiyat
      • Şiir
      • Roman
      • Öykü
      • Deneme
      • İnceleme
      • Anlatı
      • Araştırma
    • Kitaplar
      • Kitap İncelemeleri
      • Yeni Çıkanlar
    • Tiyatro
    • Sinema
  • Yazarlar
  • İletişim
  • Üye Ol
No Result
View All Result
Kibele Kültür & Sanat Dergisi | Hayatı Doğuran Sanat  |  Hatice DÖKMEN
No Result
View All Result
Home Şiir

Mona Roza, Neredesin? / Abdulkadir Aktaş

Abdulkadir AKTAŞ by Abdulkadir AKTAŞ
26 Mart 2025
in Şiir
0
Mona Roza, Neredesin? / Abdulkadir Aktaş
0
SHARES
56
VIEWS
Share on FacebookShare on Twitter

Ah, Mona Roza…
Bir şeyler koptu sen gittikten sonra,
Kaldırımlar sustu, sokaklar dondu.
Güller açmaz oldu hiçbir sabah,
Bir tek yokluğun büyüdü durdu.

Ak güller kurudu içimde,
Siyah güller sardı her hecemde.
Bir mevsimden fazlasıydın bana,
Şimdi mevsimler bile küstü yalnızlığıma.

Sardunyalar baş eğdi rüzgâra,
Menekşeler kokmaz oldu duvarımda.
Her çiçek suskun, her yaprak yorgun oldu,
Toprak bile seni bekler oldu, Mona Roza.

Geceleri sessizim, konuşmam kimseyle,
Bir boşluğun içinden geçer gibiyim.
Mona Roza, seninle giden o ışığımla,
Sanki her nefeste biraz daha eksiliyorum.

Sen yoktun…
Ve her şey darmadağın oldu.
Ak güllerim karardı,
Kuşlar bile uçmaz oldu gökyüzünde.

Sokaklar bile sessizliğe alıştı, Monarozam,
Kimse konuşmaz oldu benle, herkes susar oldu burada.
Sanki sen gidince sustu bu şehir,
Haklı sözler dağıldı yabancı duvarlara.

Bir gece kalktım yerimden sessizce,
Özleminle yanıyordum,
Açtım kapıyı, sokaklar ürkekti.
Adımlarım yankılandı duvarlarda,
Sanki içimde ne varsa döküldü tek tek.

Ve sonra
Bir fırının önünde insanlar diziliydi,
Saat emeği çeyrek geçiyordu Monarozam, umut ise ekmekle ölçülüyordu.
Küçük bir çocuk, “Anne, bu gece aç uyuyalım mı?” dedi.
Ve ben, bir taş gibi kaldım o cümlenin ortasında.

Bir ofis camında yansıdı bir genç,
Elinde özgeçmiş, cebinde bozukluk.
“Biz bu ülkeye fazla geldik,” dedi sessizce,
Gözleri önümden değil, içimden geçti Monarozam.

Bir pazar tezgâhının ardında bir kadın,
Yere düşen domatesi silip torbasına koyuyordu.
“Yarın çocuk okula aç gitmesin,” diyordu içinden,
Ve ben, içimden bir dua bile edemedim… Sustum, Monarozam.

Bir kahvede oturuyordu yaşlılar,
Kimi bastonuna, kimi sessizliğe yaslanmış.
Radyo açıktı, ses yoktu, çaylar bayattı,
Ve dışarıyı izliyorlardı, sanki orada olmayan bir zamanı.

Köşe başında bir çocuk, dizleri kir içindeydi,
Kâğıttan gemiler sürüyordu biriken çamura.
Söyleyecek çok şeyi vardı aslında, Mona,
Ama kimse dinlemiyordu artık çocukları buralarda.

Bir rüzgâr esti ansızın omuzlarıma,
Gençlerin sesi savrulmuştu kaldırımlarda.
Valizleri ellerinde değil bu sefer, gözlerindeydi sanki,
Gidenler gitmişti, kalanlar susuyordu arkamda.

Bir anne oturuyordu cam kenarında,
Dua ediyordu yitirdiği oğlunun adına.
Pencereye asılıydı sessizliğin gölgesi,
Ve gece bile dar geliyordu bu sokaklarda bana, Monarozam.

Bir duvar afişine takıldı gözüm,
Adaletin adı yırtılmış, solmuştu rüzgârda.
Ne bir iz kalmıştı, ne de bir yüz,
Sadece içimde tanıdık bir eksiklik vardı daha.

Ben artık dua da edemiyorum, Mona,
Tanrı bile bana susmayı öğütlüyor.
İçimde bir çocuk her gün ölüyor,
Ve ben, her gece ona mezar oluyorum.

Bir lokma ekmeğimi bile bölmeye utanıyorum, Monarozam,
Çünkü paylaşacak kadar bile yok bende.
Gözyaşlarımı bile boşa harcamamaya başladım,
Zaten ağlamak bile lüks oldu bu kentte.

Bazen bakıyorum ellerime uzun uzun,
Hiçbir şeyi tutamamış, kimseyi koruyamamış…
Ve anlıyorum, Mona,
İnsan sadece kaybedince değil, tutmamışken de tükeniyor.

Kendimden utanıyorum, konuştuğum her cümleden,
Çünkü kelimeler artık karnını doyurmuyor kimsenin.
Sözcükler boş, hayat boğuk, yollar ıssız,
Ve susmak bile, artık kendini öldürmenin başka bir şekli.

Ve ben, bir çocuğun gözleriyle yazıyorum sana, Mona,
Toprağa basan çıplak ayaklar gibi sessiz.
Bir annenin iç çekişiyle doluyor bu satırlar,
Her biri bir bekleyiş, her biri bir his.

Ah, Mona Roza…
Sen olsaydın, belki uyanırdı bu şehir,
Belki bir çiçek filizlenirdi taşların içinde.
Ama şimdi her ses yankısız düşüyor,
Ve umut bile beklemiyor kendi kendini.

Neredesin, Mona Roza?
Güneşin doğduğu tepelerde misin?
Yoksa beni unuttuğun şiirlerde mi?
Ben hâlâ aynı yerdeyim…
Sana yazdığım, unutulmaktan uzak yaşımdayım.

Şehir çok sessiz,
Sanki herkes ayrı ayrı yalnız.
Kalabalıklar var ama içi boş,
Kalpler sarkık, sokaklar yorgun, bakışlar baygın.

Sokaklara bastıkça daha çok anlıyorum:
Senin yokluğunla bu kargaşa yan yana değil,
Ama birbirine çok benziyorlar, Mona Roza.
Biri içimi yakan, biri dışımı titreten bir sessizlik.

Ah, Mona Roza…
Senden sonra ne yazdıysam hep yarım kaldı,
Bir satırda adın, diğerinde sessizlik vardı.
Bu mektup sana değilse bile herkese eksik,
Çünkü sen yoksan hiçbir kelime tam değildi zaten.

Ah, Mona Roza, neredesin?
Ak güller… Siyah güller…

Yazıyı nasıl buldunuz?

Oy için yıldıza tıkla!

Ortalama Oy / 5. Oy Sayısı

Oyu yok

We are sorry that this post was not useful for you!

Let us improve this post!

Tell us how we can improve this post?

Paylaşarak destek olabilirsiniz!
Tags: #monarosa#yazar#abdulkadir#aktaş#abdulkadir aktaş#yazar#şiir#edebiyat
Previous Post

Çürük / Leyla Aslan

Next Post

Kumral Güzel / Askeri Turan

Abdulkadir AKTAŞ

Abdulkadir AKTAŞ

Adıyaman’ın Kahta ilçesinde dünyaya gelen Abdulkadir Aktaş, beş kardeşiyle birlikte sıcak ve kalabalık bir aile ortamında büyüdü. Babası emekli, annesi ise evin temel direği olan bir ev hanımıydı. İlkokul eğitimini Kahta İlkokulu’nda tamamlayan Aktaş, daha çocukluk yıllarında yazıya olan ilgisini keşfetti. Yazmak, onun için iç dünyasını dışa vurmanın bir yolu ve zamanla vazgeçilmez bir tutku haline geldi. Edebiyata olan bu ilgisini üniversite yıllarında da sürdüren Aktaş, Atatürk Üniversitesi Adalet Bölümü’nden ön lisans diplomasını aldı. Üniversite eğitimi sırasında yalnızca hukuku değil, kelimelerin gücünü ve insan ruhuna dokunmadaki etkisini de derinlemesine anlamaya başladı. Bugün Abdulkadir Aktaş, yazdığı eserlerle edebiyat dünyasında kendi izini bırakmış bir yazar. “Gitme,” “Seher’e Veda” ve “Karanlığın Kıyısında Bir Adam” isimli kitapları, hayatının farklı dönemlerinde yaşadığı duyguları, düşünceleri ve hayallerini okuyucularına taşıyor. Eserlerinde kimi zaman ayrılığın hüzünlü yüzünü, kimi zaman ise yeni başlangıçların umut dolu hikâyelerini işliyor. Yazmayı bir ifade biçiminden öte, bir varoluş sebebi olarak gören Aktaş, satırlarıyla okuyucularının kalplerine dokunmayı ve duygularına tercüman olmayı hedefliyor. Ona göre her insanın bir hikâyesi var; kendi hikâyesi ise kelimelerin arasında yaşamaya devam ediyor.

Next Post
Kumral Güzel / Askeri Turan

Kumral Güzel / Askeri Turan

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

No Result
View All Result

Hakkımızda

Kibele Kültür Sanat Logo

Kibele Kültür Sanat

Merhaba sevgili okur.

Mitolojide Tanrıların anası olarak bilinen Tanrıça Kibele’nin anaç, üretken, hayatın devamını sağlayan özelliklerinin uğruna inandık. Ve onun adını kullanıp Kibele Sanat olarak edebiyatta biz de varız dedik. Edindiğimiz misyonla amacımız; bizden önceki kalem ustalarımızın bayrağını, gelecek kuşaklara ulaştırmak. Çünkü edebiyat dünya tarihini içinde barındıran devasa bir ansiklopedidir… Devamını Oku

Arşivler

  • Mayıs 2025
  • Nisan 2025
  • Mart 2025
  • Şubat 2025
  • Ocak 2025
  • Aralık 2024
  • Kasım 2024
  • Ekim 2024
  • Eylül 2024
  • Ağustos 2024
  • Temmuz 2024
  • Haziran 2024
  • Mayıs 2024
  • Nisan 2024
  • Mart 2024
  • Şubat 2024
  • Ocak 2024
  • Aralık 2023
  • Kasım 2023
  • Ekim 2023
  • Eylül 2023
  • Ağustos 2023
  • Temmuz 2023

Kibele Kültür Sanat Logo

Kategoriler

  • Anlatı
  • Araştırma
  • Deneme
  • Genel
  • Hakkımızda
  • İnceleme
  • Kitap İncelemeleri
  • Masal
  • Öykü
  • Roman
  • Şiir
  • Sinema
  • Sizden Gelenler
  • Söyleşi
  • Tiyatro
  • Yeni Çıkanlar

Son Yazılar

  • Ranga Guru’nun Fırçasından Hayatın Renklerine Düşen İzler
  • Yeni Yazarımız
  • İŞİN ASLI
  • Gelme Ey Ecel
  • Unutma bizi

Copyright © 2024 Kibele Kültür Sanat. Tüm Hakları Saklıdır.

No Result
View All Result
  • Hakkımızda
  • Kadromuz
  • Dergiler
  • Galeri
  • E-Dergi
  • Yazılar
    • Edebiyat
      • Şiir
      • Roman
      • Öykü
      • Deneme
      • İnceleme
      • Anlatı
      • Araştırma
    • Kitaplar
      • Kitap İncelemeleri
      • Yeni Çıkanlar
    • Tiyatro
    • Sinema
  • Yazarlar
  • İletişim
  • Üye Ol

Copyright © 2024 Kibele Kültür Sanat. Tüm Hakları Saklıdır.