• Destek
  • Üye Ol
  • Yazar Girişi
  • Abone Ol
0 553 423 00 17 kibelekulturs@gmail.com
Kibele Kültür Sanat Dergisi | Hayatı Doğuran Sanat  |  Hatice DÖKMEN
  • Hakkımızda
  • Künye
  • Dergiler
  • Galeri
  • E-Dergi
  • Yazılar
    • Edebiyat
      • Şiir
      • Roman
      • Öykü
      • Deneme
      • İnceleme
      • Anlatı
      • Araştırma
    • Kitaplar
      • Kitap İncelemeleri
      • Yeni Çıkanlar
    • Tiyatro
    • Sinema
  • Yazarlar
  • İletişim
  • Üye Ol
No Result
View All Result
  • Hakkımızda
  • Künye
  • Dergiler
  • Galeri
  • E-Dergi
  • Yazılar
    • Edebiyat
      • Şiir
      • Roman
      • Öykü
      • Deneme
      • İnceleme
      • Anlatı
      • Araştırma
    • Kitaplar
      • Kitap İncelemeleri
      • Yeni Çıkanlar
    • Tiyatro
    • Sinema
  • Yazarlar
  • İletişim
  • Üye Ol
No Result
View All Result
Kibele Kültür Sanat Dergisi | Hayatı Doğuran Sanat  |  Hatice DÖKMEN
No Result
View All Result
Home Öykü

Sıfırın Altında / Ömür Durmuş

omurdurmus by omurdurmus
12 Mart 2025
in Öykü
0
Sıfırın Altında / Ömür Durmuş
0
SHARES
12
VIEWS
Share on FacebookShare on Twitter

2,5 milyon yıl önce dünyanın üçte biri buzlarla kaplıydı. Sonrasında buzulların büyük
kısmı eridi ve insanlığın yükselişi başladı. Üstün ırk olan insanlar inanılmaz bir hızla gelişmiş
bir medeniyet ortaya çıkardılar ama bir sorun vardı. Her bir insan her şeyin yalnızca kendisine
ait olmasını istiyordu. Nükleer savaş beklenenden kısa sürdü, hemen hemen tüm insanlığın
ve inşa ettiklerinin yok olması için birkaç ay yetmişti. Serpintinin geçmesi, nükleer
patlamalarla hareketlenen tabakaların yerlerine oturmaları, kısaca her şeyin sakinleşmesi için
ise beş yüz yıl geçmesi gerekmişti.
Atmosferdeki bozulmalar ve okyanuslardaki değişimler yüzünden dünyanın hemen
hemen her yeri buzullarla kaplanmıştı. Hayatta kalan az sayıdaki insanın küçük topluluklar
halinde bir araya gelip bir düzen kurması ve neredeyse binlerce yıl önceki ataları gibi
yaşamaya başlaması ironikti. İnsanlar nükleer ve biyolojik silahlarla dünyayı zehirlediklerinde
en büyük zararı görenler sadece insanlar değildi, hayvanların da büyük kısmı yok olmuştu.
Okyanus diplerinde ya da kutuplarda saklanan türler direnebilmişti olanlara. Dünya üzerinde
az sayıda deniz parçası sıvı haldeydi bu yüzden beslenmek için genellikle kalın buz
tabakalarında delikler açarak avlanmak gerekiyordu. Bizim kabilemiz yüz yirmi kişiden
oluşuyordu, en yakındaki diğer kabile kuzeydeki tepenin ardında bir saatlik mesafedeydi. O
gece rüzgâr çok kuvvetliydi bu yüzden hiç bir şey duymamıştık ancak sabah komşu köye takas
için giden balıkçılarımızdan biri panik halinde koşarak geri döndü. Diğer köydeki herkes
katledilmişti! Cesetler parçalanmış, çadırlar yağmalanmıştı. Bunu kim yapabilirdi ki? Daha
önce bu tür bir olay bağlantıda olduğumuz köylerden hiç birinde olmamıştı. Alarma geçtik,
erkekler kesici aletlerle nöbet tutmaya başladılar, ben ve 3 kişi daha hava kararmadan
komşu köye gidip olanlara yakından bakmak istedik. Cesetler o kadar kötü haldeydi ki nasıl
öldürüldüklerini anlayamıyorduk. Gece fırtına olduğundan çevredeki izlerde silinmişti. Köye
dönüp nöbet tutanlara katıldık. Sessiz geçen üç gün boyunca gergin şekilde bekledik.
İçimizden bazıları köyü terk edip uzaklara gitmeyi bile teklif ettiler ancak tehlikenin nereden
geleceğini bilmiyorduk üstüne üstlük yeni bir köy kuracak güvenli bir yer bulabileceğimiz de
garanti değildi. Dördüncü günün sonunda şafağa 2 saat kalmıştı ki karanlıkta her yönden
üstümüze saldırdılar. Çığlıklar ve kaos sona erdiğinde hayatta kalan az sayıdaki tutsağı köy
meydanına toplamışlardı. Başımdaki yaranın sersemliği geçtiğinde bizi çevreleyen düşmanı
gördüm. İnsan değillerdi. Her biri iki metreden uzundu, kapkara iri gözleri ve garip bıyıkları
vardı! Kel kafalı, kısa siyah parlak tüylerle kaplı bu mâhluklar sessizce bizi izliyorlardı. Liderleri
olduğu anlaşılan diğerlerinden daha iri olan yaratık bize doğru yaklaştı:
_ Siz insanlar hiçbir zaman yaptıklarınızın sorumluluğunu almadınız ve her zaman
kendinizden zayıf olanları yok ettiniz. Şimdi doğa bunun intikamını alıyor.
Yaratık iyice yaklaştığında yanan çadırların ışığı bir an için yüzünü tamamen aydınlattı. İşte o
anda çılgın gerçeği fark ettim ama bir anlamı yoktu artık.
_ Sonunda bu güzel dünyayı yok etmeyi başardınız ama bilmediğiniz bir şey vardı. Biz foklar
nükleer serpinti ve kimyasal silahlar yüzünden mutasyon geçirdik, konuşabiliyor ve
düşünebiliyoruz artık. Üstelik şimdi iki ayağımız ve iki kolumuz var insanlar gibi ama sizden

çok daha güçlüyüz. Bu kusursuz halimize gelmemiz üç asır sürdü ama olsun buna değdi.
Binlerce yıldır avladığınız, katlettiğiniz biz foklar şimdi oyunu değiştiriyoruz. Sadece bir zayıf
noktamız var ayaklarımız, onlar maalesef hassas şekilde evrimleştiler ve soğuğa karşı çok
dayanıksızlar. Bizde insan derilerini bir işlemden geçirip su kaybını önleyen ve buzun üstünde
vücut sıcaklığımızı koruyan çizmeler yapmayı keşfettik. Böylece buzun üstünde rahatça
hareket edebiliyoruz. Siz insanlar o kadar zayıfsınız ki sizi avlamak çok kolay oluyor.
Yüzündeki çirkin ama korkutucu gülümsemeyi fark etmiştim. Sağ elini yukarı kaldırdı ve
bağırdı:
_ Hepsini öldürün ama sopaları kullanın. Derilerine zarar gelsin istemeyiz.

Yazıyı nasıl buldunuz?

Oy için yıldıza tıkla!

Ortalama Oy / 5. Oy Sayısı

Oyu yok

We are sorry that this post was not useful for you!

Let us improve this post!

Tell us how we can improve this post?

Paylaşarak destek olabilirsiniz!
Previous Post

İskender’in Kapısı / Ömür Durmuş

Next Post

Çelebi’nin Laneti / Ömür Durmuş

omurdurmus

omurdurmus

Next Post
Çelebi’nin Laneti / Ömür Durmuş

Çelebi’nin Laneti / Ömür Durmuş

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

No Result
View All Result

Hakkımızda

Kibele Kültür Sanat Logo

Kibele Kültür Sanat

Merhaba sevgili okur.

Mitolojide Tanrıların anası olarak bilinen Tanrıça Kibele’nin anaç, üretken, hayatın devamını sağlayan özelliklerinin uğruna inandık. Ve onun adını kullanıp Kibele Sanat olarak edebiyatta biz de varız dedik. Edindiğimiz misyonla amacımız; bizden önceki kalem ustalarımızın bayrağını, gelecek kuşaklara ulaştırmak. Çünkü edebiyat dünya tarihini içinde barındıran devasa bir ansiklopedidir… Devamını Oku

Arşivler

  • Temmuz 2025
  • Haziran 2025
  • Mayıs 2025
  • Nisan 2025
  • Mart 2025
  • Şubat 2025
  • Ocak 2025
  • Aralık 2024
  • Kasım 2024
  • Ekim 2024
  • Eylül 2024
  • Ağustos 2024
  • Temmuz 2024
  • Haziran 2024
  • Mayıs 2024
  • Nisan 2024
  • Mart 2024
  • Şubat 2024
  • Ocak 2024
  • Aralık 2023
  • Kasım 2023
  • Ekim 2023
  • Eylül 2023
  • Ağustos 2023
  • Temmuz 2023

Kibele Kültür Sanat Logo

Kategoriler

  • Anlatı
  • Araştırma
  • Deneme
  • Genel
  • Hakkımızda
  • İnceleme
  • Kitap İncelemeleri
  • Masal
  • Öykü
  • Roman
  • Şiir
  • Sinema
  • Sizden Gelenler
  • Söyleşi
  • Tiyatro
  • Yeni Çıkanlar

Son Yazılar

  • (başlıksız)
  • Bitmesin Fırtınalar
  • -MIŞ GİBİ
  • Celal Serter’in ‘Manifestosu…’
  • Mum

Copyright 2023 - 2025 Haziran K İ B E L E Kültür Sanat Dergisi Limited Şirketi All Right Reserved. Developer by Fedora Bilişim Teknolojileri İnternet Danışmanlık Hizmetleri Basım Yayın Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi. Bu sitede yayınlanan ses, görüntü, yazı içeren bilgi ve belge, hiçbir şekilde kullanılamaz, izinsiz kopyalanamaz. Tüm hakları K İ B E L E Kültür Sanat Dergisi Limited Şirketi'ne aittir.

KİBELE Abone
No Result
View All Result
  • Hakkımızda
  • Künye
  • Dergiler
  • Galeri
  • E-Dergi
  • Yazılar
    • Edebiyat
      • Şiir
      • Roman
      • Öykü
      • Deneme
      • İnceleme
      • Anlatı
      • Araştırma
    • Kitaplar
      • Kitap İncelemeleri
      • Yeni Çıkanlar
    • Tiyatro
    • Sinema
  • Yazarlar
  • İletişim
  • Üye Ol

Copyright 2023 - 2025 Haziran K İ B E L E Kültür Sanat Dergisi Limited Şirketi All Right Reserved. Developer by Fedora Bilişim Teknolojileri İnternet Danışmanlık Hizmetleri Basım Yayın Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi. Bu sitede yayınlanan ses, görüntü, yazı içeren bilgi ve belge, hiçbir şekilde kullanılamaz, izinsiz kopyalanamaz. Tüm hakları K İ B E L E Kültür Sanat Dergisi Limited Şirketi'ne aittir.