Her şey bitti dediğim anda, aslında fark etmeden yeniden başlamışım. Dizlerim titrerken, belim bükülmüşken, kaybettiklerimin ağırlığı altında ezilirken… Cebimdeki kalem yere düştü. Eğilip alacak hâlim yoktu. Ama işte o an, o dip noktasında, içimde bir kıvılcım yandı. Bir ses, belki de kendi içimdeki ben, şöyle dedi: “Sen ne yapıyorsun? Kendine gel! Bu kadar kolay vaz mı geçeceksin? Kalk ayağa! Gücünü hatırla! Düşmek, sadece yeniden kalkmanın başlangıcıdır.”
Ve o an anladım… Bitmek sandığım şey, aslında bir kapının açılışıydı. Ayağa kalktım, o kalemi yerden aldım. O kalemle yazacağım yeni bir hikâye vardı, yeni bir başlangıç… Hayat, her düştüğünde sana yeni bir fırsat sunar. Yeter ki sen o fırsatı gör ve sahip çık.
Kendine inanmak bir mucizedir; o mucizeyi aramaya gerek yok çünkü o zaten senin içinde saklıdır. İşte o gün, düşen sadece bir kalem değildi. Düşen, geçmişimdi. Kalkansa ben, yeni ben…