Ellerini ovuşturup, ötesine berisine bakınan Hatçe gözüne yarayan değerli değersiz ne varsa yanındaki torbaya doldurdu. Onlar torbaya girdikçe yüzüne anlamlı bir gülümseme gelip, kayboluyordu.
Ardından çayın demlenmesine beklemeksizin, Allah ısmarladık dedi ve çıktı. Hızlı adımlarla merdivenleri arşınladı. İçinde anlamsız bir sevinç vardı. Yüzü gülüyordu. Sokakta gördüğü herkese selam vermek istiyordu.
Demir kapının önüne varıp soluklandı.
Kendi kendine:
-Bu gün de iyi iş çıkardın kız Hatce dedi.
Torbasına alelade göz attı. Ona göre neler yoktu ki torbada. İğne kutuları, Firketeler, don lastikleri, saç tarakları, ötesi berisi yırtık saç bandanaları…
Hatçe öyle mutluydu ki, merdivenleri yeni yetmeler gibi bir çırpıda çıkıverdi
Memnun bir edayla kapıyı açtı. Karanlık hole adımını attı. Ayakkabılarını el yordamıyla çıkardı. Lambayı yakmadan salona daldı. Sokak lambalarının ışığı aydınlatmıştı odayı.
Bir anda omuzlarına tatlı bir yorgunluk çöktü. Kirli kanepeye boylu boyunca uzandı. Oracıkta uykuya kaldı.
Sabah uyandığında evi darma duman gördü.
-Ne oldu buraya? Hırsız mı girdi yoksa?
Soluğu maun sandığın olduğu odada aldı. Hışımla kapağı kaldırdı. Neyse ki hiçbir şey çalınmamıştı.
Derin bir oh çekip, etrafı topladı.
Öyle fukara biri de değildi Hatçe. O sadece işe yarar yaramaz ne varsa evine getirip, maun sandığa koymaktan haz alırdı.
Ola ki gittiği evlerden bir şey aşıramadıysa yüzü sirke satar, kimselerle konuşmazdı.
Anasının bu hallerine hiç anlam veremeyen kızlar:
-Anamın yine hey heyleri üstünde. İyisi mi hiç ilişmeyelim diyerek evlerine giderlerdi.
Bir akşam Hatçe’nin rüyasına kocası Deli Mustafa girdi.
Mustafa’nın elinde maun sandık, avazı çıktığı kadar bağırıyordu.
-Hatçe bunlar nee?
Kocasına mahcup bir edayla bakan Hatçe:
-Ne olacak Mustafa’m! Onlar benim.
Mustafa:
-Senin değil Hatçe. Onları çaldın.
Hatçe ağlayarak:
-Çalmadım, aldım. Dedi.
Mustafa:
-Buna devam edersen benim yanıma gömülme. Git kendine hırsızlara layık bir yer bul. Beni de kirletme. Dedi ve kayboldu.
Kan ter içinde uyanan Hatçe bir kahkaha patlattı.
-Ulan Deli Mustafa! Zaten benim istediğim de buydu. Böylelikle ahirette de kurtulmuş oldum senden.