Kapılar kapanmıştı, belki de açılmamak üzere, kızgınlıklar; öfke, sinir, ego sonrasında pişmanlıklar. Neden aniden her şeyi yok sayıp, ağzımızdan çıkan kelimeleri kontrolsüz sıralıyoruz? Özür dilemek kolay mı? Kişiye göre değişse de, her insan için zorluk dereceleri vardır elbette.
İşte benim sıkıntılarımdan biri de bu; öfkeyle hareket etmek. “İçim dışım bir, ben içimde tutamıyorum, sinirlerim bozuk” diye haklı olma gerekçelerimi sıralasam da, bu durumun başıma açtığı dertlerden kurtulmak o kadar kolay olmuyor elbette.
Birçok çözüm önerisi sundular: içinden ona kadar say, cevap verme, oradan ayrıl, bir gün sonra konuş, vb. Bunların hepsini denedim. Bazı insanlarda etkili olmuş olsa da, bana yeterince faydası olmadı.
Bir çözüm bulmam gerekiyordu elbette; beni durduracak, içimdeki sıkıntıları giderecek bir şey. Maça gitmeyi de izlemeyi de sevmem. İçki sağlığımı bozuyor. Bağıra çağıra şarkılar söylesem sesim güzel değil. Resim kabiliyetim yok. El sanatlarında hiç becerikli değilim.
Peki, ne yapmalıyım? Diye düşünürken, buldum. İçimden geçenleri, hayallerimi, yaptıklarımı, yapamadıklarımı her şeyden önemlisi kızgınlıklarımı yazmaya başladım. Roman, şiir, öykü, masal, tiyatro bile yazdım. İçimi dökmek, insanlara öğüt vermek, faydalı bir iş yaptığımı düşünmek, çok iyi hissetmeme neden oldu.
Yazma yeteneğimin olduğunu böylece keşfettim. Kendimi buldum, öfkelerimi yenip sakin ve olgun biri olmayı başardım.
Benim kendim için bulduğum bu tedavi bana özgü olabilir. Şundan eminim ki her insanın kendine uygun bir tedavi yöntemi vardır. Terapi için doktora gitmek bir seçenek olsa da, hani bir söz var ya “insanın en iyi doktoru yine kendisidir” kendine bir iyilik yap ve kendi doktorun ol. Sana özel olsun hayatın, umutlu ve mutlu ol.
Gereksiz yere kızıp, geri dönüşü çok zor olan hatalar yapma. Ben yazarak kendimi buldum. Sen istersen oku, istersen yaz, istersen bağıra çağıra şarkılar söyle. Kimsenin kalbini kırma, kırılma. Yaşadığın hayatın tadını çıkar. Kendini sev, insanları sev, hayvanları sev; sevmekten asla vazgeçme… Mehmet Boncukoğlu