• Destek
  • Üye Ol
  • Yazar Girişi
  • Abone Ol
0 553 423 00 17 kibelekulturs@gmail.com
Kibele Kültür Sanat Dergisi | Hayatı Doğuran Sanat  |  Hatice DÖKMEN
  • Hakkımızda
  • Kadromuz
  • Dergiler
  • Galeri
  • E-Dergi
  • Yazılar
    • Edebiyat
      • Şiir
      • Roman
      • Öykü
      • Deneme
      • İnceleme
      • Anlatı
      • Araştırma
    • Kitaplar
      • Kitap İncelemeleri
      • Yeni Çıkanlar
    • Tiyatro
    • Sinema
  • Yazarlar
  • İletişim
  • Üye Ol
No Result
View All Result
  • Hakkımızda
  • Kadromuz
  • Dergiler
  • Galeri
  • E-Dergi
  • Yazılar
    • Edebiyat
      • Şiir
      • Roman
      • Öykü
      • Deneme
      • İnceleme
      • Anlatı
      • Araştırma
    • Kitaplar
      • Kitap İncelemeleri
      • Yeni Çıkanlar
    • Tiyatro
    • Sinema
  • Yazarlar
  • İletişim
  • Üye Ol
No Result
View All Result
Kibele Kültür Sanat Dergisi | Hayatı Doğuran Sanat  |  Hatice DÖKMEN
No Result
View All Result
Home Kitap İncelemeleri

Yeraltının Ruh Taciri: Dostoyevski / Bedriye Korkankorkmaz

Bedriye Korkankorkmaz by Bedriye Korkankorkmaz
24 Mart 2025
in Kitap İncelemeleri
0
Yeraltının Ruh Taciri: Dostoyevski / Bedriye Korkankorkmaz
0
SHARES
14
VIEWS
Share on FacebookShare on Twitter

Yeraltından Notlar’ın sayfalarını çevirir çevirmez Dostoyevski farkını algıladım. Yıllarca yaptığı en iyi işin okumak
olduğunu belirten Dostoyevski, gerçekte hayatı boyunca aşkın, paranın, ünün, şehvetin değil; sadece huzurun peşinden koşmuştur. Kumar borcunu ödemek üzere parasını peşin aldığı kitap siparişlerini yetiştirmek için gecesini gündüzüne katan çalışmalarının amacı da huzura ermektir. Hayatı boyunca sahip olmak istediği tek servetin huzur olduğunu şu satırları ortaya koyuyor: “… Huzur içinde yaşayıp debdebeyle ölmek!” ( 35)
Yazarın kendisine karşı dolaysız yaklaşımı sözcüklerin içine işlemiş sanki… Ele aldığı her konuda bilinçaltı
keşfine çıkıyor adeta. İnsan psikolojisini didik dikik ediyor. İnsanları içinde alçaltan ama görünüşte yükselten
davranışlara dikkatini çekiyor okurun. Örneğin dişi ağrıyan bir insanın bu ağrıdan aldığı hazzın arkasına sığınarak ailesi ve yakınları üzerinde kurduğu üstünlüğü anlamamıza yardımcı oluyor. Yeraltından Notlar’ı okurken okur farkında olmadan kendi gerçeğiyle yüzleşiyor, kendi ipe sapa gelmez davranışları altında yatan nedenleri belleğinin arşivinden çıkardığını kitabın kapağını kapattığında anlıyor. Yazar, eserin her satırında riyakârlık ile kolaycılığın perdesini, öfkesine gem vurmak istemediği için, çekmekten de öte yırtıyor.
Dostoyevski, Yeraltı Adamı’nda Avrupa ile Rusya’nın gelişmişlik düzeylerini karşılaştırır. Rusya’nın gelişmişlik
düzeyi yarışmasında -Avrupa karşısında çıplak ağaçlar gibi üşümesinden dolayı duyumsadığı acıyı, hıncı ve hırsını
kusmuştur eserde. Dostoyevski bu eseriyle bir başka anlamıyla Avrupa’dan ve Avrupalılardan intikam almak ister, içinde duyumsadığı aşağılanmanın kendisine verdiği güvenle. Okur, dönemin yarı –aydın Rus, yarı aydın Avrupalı yazarların esiri olduğu ikilem üzerinde de düşünme ve yargılama olanağını buluyor bu sayede. Yani eser o dönemin Rus yazarlarının tarihi kimliklerine de tanıklık ediyor.
Kırk yıl gibi insan ömrünün üçte birine tekabül eden zamanını yeraltında geçiren bir insandan normal bir insan
davranışını beklemenin haksızlığına da vurgu yapıyor Yeraltı Adamı. Yeraltı Adam’ı karakteriyle Avrupa’nın ve
Avrupalıların kendi yazgısına terk edilmiş olan Rusya’yı görmesini ve Rus halkının yaşadıklarına saygı duymasını, en önemlisi Rusya’yı fark etmesini ister.
Yeraltı Adamı bir gün kötü bir meyhanenin önünden geçerken adamın birini pencereden dışarı attıklarını görür. “
Belki ben de birisiyle kavga ederim, beni de dışarı atarlar” ( 65) düşüncesiyle meyhaneye girer bilardo odasına dalar.
Yazık ki dövüşmeye layık olmadığını anladıkları için Yeraltı Adamı’nı oradan uzaklaştırırlar. Bilardo masasının hemen yanında durduğu için yolu kapatan Yeraltı Adamı’nı o sırada yanından geçmek isteyen subay omzundan yakalayarak iter.
Yeraltı Adamı, adam yerine konulmamayı bağışlayamaz. Subayı takip eder ve onunla ilgili bilgi toplar. Subayı konu alan öyküsünün basılmamasına sinirlenen Yeraltı Adamı, sonunda subaya gönül okşayıcı bir biçimde özür dilemesi
gerektiğini aksi halde kendisini düelloya davet etmek zorunda kalacağını yazar. Hayaller de kurar bu arada. Kendisinden özür dileyen subayla can ciğer iki dost olabileceklerini düşünür.
Yazar, sözleri ve davranışlarıyla bir özellik yaratan bu özellikleriyle de (dürüstlük, içtenlik vs. vs.) toplumda
anılan insanların şanslarını algılamalarını ve bu saygınlıklarını bu bilinçle sahiplenmelerini istiyor. Dostoyevski,
yeraltında geçen yıllarını, bu yılların içinde açtığı oyukları, sözde aydınlarla, kendisiyle olan kavgalarını ve bu
kavgalarının altında yatan gerçek nedenleri tüm çıplaklığıyla okurla paylaşıyor. Yazar, yalnız bu eserinde değil tüm
eserlerinde okurla kendisini eşitliyor. Bu bağlamda, okur, yazarın ruh aynasıdır.
Yazar birçok soylu yeteneği ve kıvrak zekâsı olmasına karşın insanlar karşısında neden ezilip büzüldüğünü, hakkını
niçin arayamadığını, bu yüzden aşağılık duygusuna kapılıp kendisini iğrenç bir sinekten farklı görmediğini merak eder.
Bu satırları yazarken Dostoyevski gerçeğini kitaplarda aramanın anlamsızlığını algıladım. Hayatı boyunca
kendisini anlamaktan uzak insanların kendisini anlıyormuş gibi zorlamalarından ya da bu tür riyakârlıklardan
yakınmamış mıydı yazar. Dostoyevski gibi duygulu ve oldukça duyarlı bir insana yapılacak en büyük ihanet sayılırdı bu.
Yazarın masamın üzerinde duran tüm kitaplarını kaldırdım. Bugüne değin içimde kendime kapattığım tüm kapıları açtım önce. İçimin tünellerinden bir bir geçtikten sonra anladım ki Dostoyevski’nin yaşadıklarını bire bir yaşamadan, o kadar alçalmadan, o denli aşağılanma hazzını onun kadar derinden hissetmeden, onun kadar insana dair her acıyı beynimin en ufak hücresine taşımadan, bencilliğimle onun kadar içten yüzleşmeden Dostoyevski’yi anlıyorum demenin en azından bir Dostoyevski okurunun dürüstlüğüyle bağdaşmayacağını anladım.
Tam da bu gerçekten dolayı Yeraltından Notlar’daki Yeraltı Adamı’nın Dostoyevski için ne anlam ifade ettiğini
düşündüm. Dostoyevski, gerçekte yaşadığı onca acıya, yalnızlığa, sevgisizliğe rağmen ne yeryüzü gerçeklerine boyun eğdi ne de yeryüzü insanları kadim dostu oldu Dostoyevski’nin. O, yerüstü insanlarının acılarını Yeraltı Adamı’na anlattı. Güneş merhametli kucağını kendisi gibi Yeraltı Adamı’na da açmamıştır. Bu iki insan da hayatları boyunca karanlıkta kalmıştır. Işıktan, sıcaktan, sevgiden, saygıdan, saygınlıktan yoksun yaşaması Dostoyevski’yi Yeraltı Adamı’nın birinci dereceden yakını yapmıştır. İnsanları birbirinden yaşanmışlığın ve yaşadıklarının ayırdığına yürekten inanıyorum. Yeraltı Adamı da Dostoyevski gibi kimsenin dikkatini çekmemiştir. İnsanlar tarafından fark edilme arzusunu ancak kendisi gibi Yeraltı Adamı’nın anlayacağını düşünmesi beni şaşırtmıyor. Ayrıca, Yeraltı Adamı’yla kendisini eşitlediği bir başka benzerlik de akılcı dünyaya inanmamalarıdır. Yeraltında yaşayan bir insan için yeryüzü gerçekleri ne denli önemsiz ve geçersizse, içinde yaşadığı toplumun toplumsal kabulünün de hükmü yoktur, olamaz da

Dostoyevski üzerinde. Hasta, gösterişsiz, içi hınçla dolu Dostoyevski’nin gerçek dostu yeraltı insanıdır. O’nun
yeryüzünün sağlıklı, mutlu, heybetli insanlarının yanında kendisini, mutlu, huzurlu hissetmesini beklemek, Dostoyevski gerçeğini algılamaktan yoksun olmayı gerektiriyor. Hayatı boyunca mutluluğa ve huzura uzaktan bakmanın içini nasıl kanattığını ve aldığı her nefeste öldüğünü tüm bu duygularla içini döktüğü insandır Yeraltı Adamı. Toprak gibi suyu çeken bir özveri anlayışından dolayı Yeraltı Adamı’nın yanında kendisidir Dostoyevski. En önemlisi, Dostoyevski’nin hayatının acı, karanlık olaylarını itiraf ettiği ve karşısında günah çıkarttığı kadim dostudur Yeraltı Adamı.
Bir Dostoyevski okuru olarak tüm içtenliğimle şunu söyleyebilirim: Eğer yaşamım bu denli zor aşamalardan
geçmeseydi, sahip olmak için hayatımı adadığım değerlerimi yitirmemek için bu denli bedel ödemeseydim, yokluğun, yoksunluğun, umarsızlığın iliğini kemirmeseydim… Ve Dostoyevski’yi tüm iyi niyetime rağmen anlıyorum deseydim sanırım en büyük ihaneti ben yapmış olurdum yazara.
*Rus roman yazarı Dostoyevski’nin İletişim Yayınları arasından yayımlanan “Yeraltından Notlar” adlı kitabını dilimize Mehmet Özgül çevirmiş.

Yazıyı nasıl buldunuz?

Oy için yıldıza tıkla!

Ortalama Oy / 5. Oy Sayısı

Oyu yok

We are sorry that this post was not useful for you!

Let us improve this post!

Tell us how we can improve this post?

Paylaşarak destek olabilirsiniz!
Previous Post

Özgürlük ve Barış / Bedriye Korkankorkmaz

Next Post

Friedrich Nietzsche, Nietzsche Wagner’e Karşı / Bedriye Korkankorkmaz

Bedriye Korkankorkmaz

Bedriye Korkankorkmaz

Türkiye Yazarlar Sendikası üyesi olan Bedriye Korkankorkmaz 19 Haziran 1965 yılında Bingöl’de doğdu. Şiirleri, öyküleri, kitap tanıtım yazıları, şiir üzerine yazdığı yazılar ve söyleşiler, Cumhuriyet Kitap, Öteki-siz, Budala, Mortaka, Kavram Karmaşa, Kül, Genç Kalemler, Lacivert, Berfin Bahar, Hayvan, Ünlem, Güzel Yazılar Andız, Kendi, Damar, Bireylikler, Çağdaş Türk Dili, Pencere, Öğretmen Dünyası, ABC, Ardıçkuşu, Aykırı Sanat, Papirüs, Kuvay- i Milliye, Virgül, Kültür Çağlayanı, Parşömen, İnsancıl, Her şeye Karşın, Afrodisyas, Güncel Sanat, Evrensel, Amanos Yazıları, Koridor, Emeğin Sanatı, Kıyı, Yaba, Süveyda Edebiyat, Edebiyat Nöbeti, Çini Kitap , Aydınlık Kitap, Ş iiri özlüyorum, Mühür, Patika, Sancı, Düşünbil,Kanon 2010, Şiirden, Sarmal Çevrim, Kara Kedi , Yeni Gelen, Tuna,Eliz, Mersin Sanat Edebiyat , Şiir Sarnıcı , Evrensel Gazetesi , Tiyatro Dergisi. Yirmibir Mart Dergisi, Suje , Sanat Log, Cafren de, İnsanokur, telgırafhanesanat.org, Körfez’de Edebiyat Dergisi, Peron Edebiyat, Acemi Edebiyat , Şehir Edebiyat, Darağacı E Edebiyat Sanat, Divit Kalem, Sis Kültür, Papirüs, Peron Edebiyat, Turnalar, Caz Kedisi , Temrin Edebiyat Dergisi, Aratos Edebiyat Kültür , BkS Edebiyat Kültü, Ototrof , ykykultur.com.tr, metiskitap.com. tiyatro dergisi, gerçekedebiyat, Yeni Gelen Dergisi, telgrahanesanat.org, Noveliusedebiyat.com, Kirpi Edebiyat ve Düşün Dergisi ,Tolerans, Sinada Edebiyat Dergisi ve Sanjuro gibi dergilerde yayımlandı. OrtakYapıtlar: : Vecihi Timuoğlu Kitabı, Şairime Mektuplar 1, Şairime Mektuplar 2. Yaşamak Çocuğum (Şiir) Kitaplarla Söyleşi (Deneme/ İnceleme/Biyoğrafi) Ruhlarla Söyleşi ( Deneme/ İnceleme/ Biyografi) Tinsel Söyleşiler (Deneme/İnceleme/Biyoğrafi) Ölümsüz Karanfiller (Deneme/İnceleme/Biyografi ) Eski Eser Karanfiller (Şiir) Paslı Deniz (Şiir) Bütün Yüzler Çiçek Açar (Şiir) Sessizliğin Arka Bahçesi ( Şiir) Sis (Roman) Ödüllerim : -68’liler Birliği Vakfı tarafından düzenlenen şiir yarışmasında Başarı Ödülü (1998) Juri: Ataol Behramoğlu, Ahmet Erhan, Metin Demirtaş, Salih Bolat ve Abdullah Nefes. —İnsan Hakları Derneği tarafından düzenlenen şiir yarışmasında övgüye değer bulunmuştur.( 1998)

Next Post
Friedrich Nietzsche, Nietzsche Wagner’e Karşı / Bedriye Korkankorkmaz

Friedrich Nietzsche, Nietzsche Wagner'e Karşı / Bedriye Korkankorkmaz

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

No Result
View All Result

Hakkımızda

Kibele Kültür Sanat Logo

Kibele Kültür Sanat

Merhaba sevgili okur.

Mitolojide Tanrıların anası olarak bilinen Tanrıça Kibele’nin anaç, üretken, hayatın devamını sağlayan özelliklerinin uğruna inandık. Ve onun adını kullanıp Kibele Sanat olarak edebiyatta biz de varız dedik. Edindiğimiz misyonla amacımız; bizden önceki kalem ustalarımızın bayrağını, gelecek kuşaklara ulaştırmak. Çünkü edebiyat dünya tarihini içinde barındıran devasa bir ansiklopedidir… Devamını Oku

Arşivler

  • Haziran 2025
  • Mayıs 2025
  • Nisan 2025
  • Mart 2025
  • Şubat 2025
  • Ocak 2025
  • Aralık 2024
  • Kasım 2024
  • Ekim 2024
  • Eylül 2024
  • Ağustos 2024
  • Temmuz 2024
  • Haziran 2024
  • Mayıs 2024
  • Nisan 2024
  • Mart 2024
  • Şubat 2024
  • Ocak 2024
  • Aralık 2023
  • Kasım 2023
  • Ekim 2023
  • Eylül 2023
  • Ağustos 2023
  • Temmuz 2023

Kibele Kültür Sanat Logo

Kategoriler

  • Anlatı
  • Araştırma
  • Deneme
  • Genel
  • Hakkımızda
  • İnceleme
  • Kitap İncelemeleri
  • Masal
  • Öykü
  • Roman
  • Şiir
  • Sinema
  • Sizden Gelenler
  • Söyleşi
  • Tiyatro
  • Yeni Çıkanlar

Son Yazılar

  • Gittiğinde Anladım / Ayfer Kayaaltı
  • Söyleyin Ahâli Gelecek Nedir? / Aurora Polarsi
  • Sessizliğe Yazılmış Mektup / Serhan Pakdemir
  • Aşk Yeniden Geldim Sana / Gül Yıldız Ermiş
  • Hidrofor / Umut Varlı

Copyright 2023 - 2025 Haziran K İ B E L E Kültür Sanat Dergisi Limited Şirketi All Right Reserved. Developer by Fedora Bilişim Teknolojileri İnternet Danışmanlık Hizmetleri Basım Yayın Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi. Bu sitede yayınlanan ses, görüntü, yazı içeren bilgi ve belge, hiçbir şekilde kullanılamaz, izinsiz kopyalanamaz. Tüm hakları K İ B E L E Kültür Sanat Dergisi Limited Şirketi'ne aittir.

No Result
View All Result
  • Hakkımızda
  • Kadromuz
  • Dergiler
  • Galeri
  • E-Dergi
  • Yazılar
    • Edebiyat
      • Şiir
      • Roman
      • Öykü
      • Deneme
      • İnceleme
      • Anlatı
      • Araştırma
    • Kitaplar
      • Kitap İncelemeleri
      • Yeni Çıkanlar
    • Tiyatro
    • Sinema
  • Yazarlar
  • İletişim
  • Üye Ol

Copyright 2023 - 2025 Haziran K İ B E L E Kültür Sanat Dergisi Limited Şirketi All Right Reserved. Developer by Fedora Bilişim Teknolojileri İnternet Danışmanlık Hizmetleri Basım Yayın Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi. Bu sitede yayınlanan ses, görüntü, yazı içeren bilgi ve belge, hiçbir şekilde kullanılamaz, izinsiz kopyalanamaz. Tüm hakları K İ B E L E Kültür Sanat Dergisi Limited Şirketi'ne aittir.