Evde kalmışım. Kimseleri beğenmiyormuşum. Burnu havadalık da bir yere kadarmış. Acaba bir kusurum olabilir miymiş? Duygularım yokmuş da ihtiyaçlarım da mı yokmuş? “Aman kızım bak, evden okula okuldan eve. Öyle erkeklerle görüşmek falan sakın ha! Baban olmadık bir şey duyar, kırar kemiklerini. Uğraştırma beni o zebaniyle.” Babam on dört yıldır beni hiç dövmedi anne diyemedim, zebani dediğin adamla niye evlisin diyemediğim gibi.
Ah Naim. Oysaki okul çıkışı köşe başında beklerdin beni. Belli bir mesafeden takip ederdin eve kadar. Sonradan anladım rahatsız etmemek için arayı kapatmadığını. Çıkmadım annemin sözünden evden okula okuldan eve.
“Erkekler kadınların karakaşına kara gözüne mi koşuyorlar peşlerinden. Salak, hepsinin derdi aynı. Uzak durma da gör başına gelenleri. Sakın kimseye göstereyim deme oranı. Örümcek kaynar, ağ örerler. Bak, demedi deme. Babaanne nasihati sana.” Ahretliğinle konuşurken gece samanlığa aldığın dedemin sana sürtünmelerini anlattığını duydum babaanne diyemedim, senin oranda örümcek ağı oldu mu diyemediğim gibi.
İlk aşkımdın. Sen hiçbir yerimi görmek istemedin. Böyle şeyler yapacak buluşmalarımız olamadı. Bizim görüşmelerimiz her zaman karşı kaldırımlarda yürümekten ibaret kaldı. Bir taraflarıma ağ ördürmedim babaanne, kulağıma küpe oldu dediklerin.
“Hafif kızlar gibi göz süzme sakın ona buna. Allah öyle kullarını hiç sevmez. Cehenneminde alev alev yakar. Kaynar sular dökülür her yanına. Erkekler kötüdür. Her zaman kendini korumak zorundasın. Bir kadının en önemli şeyi namusudur.” Erkeklerin en önemli şeyi nedir hala diyemedim. Onlar da kadınlardan kendilerini her zaman korumak zorunda mıdır diyemediğim gibi.
Sen başını ne zaman başka yere çevirsen o zaman bakardım sana. Seninle göz göze gelemedim korkudan. İleriki zamanlarda bunu seni istemediğime yormuş olmalısın ki vazgeçtin. Oysa yanmaktan çok korktum Naim ama kendimi hiç senden korumak zorunda kalmadım.
“Aşk dediğin nedir ki, kadınları kullanmak için uydurulan saçmalıktan başka. Seni tuzağa düşürene kadardır onların koşturmaları, sonra mendil gibi kullanıp atarlar bir kenara. Şunu unutma bak. Erkek için elinin kiridir birlikte olduğu kadınlar. Sayıdan öte bir şey olmazsın onlar için. Bir de duyulmaya görsün. İnsan içine çıkacak yüzün kalmaz.” Aileni bırakıp amcama kaçarken de böyle mi düşünüyordun yenge diyemedim. Bu nasihatleri kızına da ver. Dün okul çıkışı bir ağaç altında genç bir oğlanla öpüşüyordu diyemediğim gibi.
Mendil gibi kullanmasan da zamanla kenara attın beni Naim. Senin yolunu gözlediğim günler birbirini kovaladı. Liseden mezun olduktan sonra evlendiğini duydum. Elinizin kiri olmamak için erkek eli değdirmedim ellerime. İnsan içine çıkacak yüzüm olmasına rağmen çıkmadım gelen görücülere.
“O işten haz alan var mıdır ayol? Sadi yanıma yaklaşınca resmen tüylerim ürperiyor. Bir an önce bitsin gitsin, diye saymaya başlıyorum. İlki neydi öyle. O acıyı hiç unutamayacağım sanmıştım. İğğ sonrası vıcık vıcık. Şu işi yapmayacağımız günleri iple çekiyorum.” Nasıl bir acıydı o teyze diyemedim. Madem bu kadar miden bulanıyordu o işten, beş çocuğun nasıl oldu, diyemediğim gibi.
Teyzemin iple çektiği günleri hiç beklemedim Naim. Sen karının bedeninde dindirirken hazzını ben yaşayamadıklarıma ağladım hatırladıkça.
Nilüfer ÇEKEN ÖZBAY