Tam umudum bittiği an
Bir İstanbul kışında
Denize yürünerek ulaşılan tek noktada
Tren sessizliğinde Haydarpaşa,
Çamlıca yeli ve Marmara
Bir kadın olanca büyümüş
Bir kadın gülüşüyle büyüymüş
Bilmem kaç sevdanın yorgunu
Bilmem kaç yorgun sevdanın müsebbibi
Deniz ortasında adım adım
En ucunda yani
Bir fenerin ışığının ılımanında
İstanbul kışında
Bir kadın
Yürekte yara akılda belirsizlik
Ruhta acı
Sebep adamla değil
Bambaşka bir adamla
Fenerin altında İstanbul’un en ucunda
Konuşuyor dinliyor
Anlatıyor anlıyor
O an kendine çok şaşıyor
Adım adım yüzleri yakınlaşıyor
Küçük bir tebessüm kadının kırmızı rujlu ağzında
Adam işte tam da bunun için diyor
Kadında bir heyecan şaşıp kalıyor
Bilmem kaç yıl sonra bir adam yanında
Beden degil gülücük gibi hissediyor
Ruhundaki bela dağılıyor
Sorular kayboluyor
Yürek bir kan pompasıyla atıp kurtuluyor belirsiz sevdasından
Yüz yüze daha da yakınlaşıyor
Adamın eli kadının belinin tam ortasında
O an bir tebessüm yine kadında
Bedeni pür tertemiz
Yeniden bakire
Kaybediyor tüm yaşamışlıklarını
Kayboluyor tüm erkekleri
Aşk dediklerinin yalan olduğunu
Oyun olduğunu anlıyor
Omuzlarından onca yalan sevdanın yorgunluğu
Masum sırtından adamın eliyle tuttuğu noktaya akıyor
Kadın bir tebessüm daha verip bir cesaret öpüyor adamı
Akıp gidenlerin boşlukları huzurla doluyor
Daha da kocaman öpüyor
Bir gemi geçiyor
Tren sessizliğinde Haydarpaşa
Kadın gerçek sevdasına
İstanbul’un en ucunda kavuşuyor
Fener ısıtıyor
Kadın öpüyor
Adam öpüyor
Öpe öpe arınıyorlar
Eskimiş
Yalan sevdalarından