Ruhumdaki vahaydın yıldızların nöbetinde
Çocukken kurduğum yaramaz hayalimdin
Dilimden düşürmediğim duam
Duamdaki aminin sana selamı var yâr
Ruhumun kanatları kırık ama kalbimin kıyısına konan kelebeklerin selamı var sana yâr
Kalbimi sonbahar rüzgarlarına teslim ettim
Kokum çarptımı yüzünü okşayan serin bir esinti gibi
Matemli bir düğüne benzeyen kaderime
Varlığınla şölen havası yapar mısın yâr
Söyle bana soğuk ellerimden tutup sıcaklığını bırakır mısın kefensiz ruhuma
Susma ne olur konuş kurban olduğum yâr…
Sökük kalbimi besmelesiz şiirlerle dikerken
Dar ağacına asılı kaldı sokak aralarında topladığım aminler
Saçlarımdaki düşleri topladım bu gece ütüsüz hayallerin avuçlarında
Ve sen ey yetim ve öksüz gülüşlerin sevap yağdıran yâr i
Boynumda bıraktığın ben/in selamı var sana
Ve geceden demlediğim papatya kokulu çayın dudağında kadehe bıraktığın izin selamı var sana
Kaçak bir sevda gibi sığındım kalbinin rahmine
İllegal bir çiçeği koklar gibi sinende
Yeniden doğacak bir buğday özlemiyle….
Şimdi söyle bana yâr susma
Var mısın benimle demli bir çayın ateşinde yanmaya
Var mısın kurban olduğum yâr
Söyle var mısın….
Kirpiklerindeki damlalardan öptüm yağmuru öper gibi
Başımı göğsüne yasladım
Gülüşünden şiirler demledim gönül senaverimde
Biliyor musun her yağmur yağdığında papatyaların toprağın göğsünü delip rüzgarla seviştiğini
Söyle bana kurban olduğum yâr bilir misin
Uzun bir eşikteyim zamana depar atar gibi
Ben ki ölümün dayatıldığı bu coğrafyada meczubum
Bu yüzden hayata inat kekremsi bir gülüş taşırım gamzelerimde
Yüreğimin sesine kulak ver bir adım vuslatındayım
Söyle bana kurban olduğum yâr var mısın aynı nefeste soluksuz uyanmaya…