Taybet Ana
Yedi gün, yedi gece
Yedi kere kıyamet
Yedi bin kere ağıt…
Bir sokak sustu o gün
Bir anne konuştu sessizlikte
Kan toprağa düşerken
Gökyüzü inledi, yer titredi toprak sustu utanmazlığın içinde..
Öylece uzanmıştı yere
Yedi gün, yetmiş bin kere yıldızlar döküldü üzerine
Kahverengiye büründü ay ve rüzgar
Tüm renkler kahverengi
Kim büyütecek şimdi insanlığı?
Kim sevilecek sevdiğin gibi…
Geriye kalan sâdece
Taybet Ana…
Ne kefen vardı, ne veda
Sıkıca avuçlayıp sıktığı beyaz tülbentiyle
Süt kokusu kaldı sokağında…
Bir’de enkazı kaldı yüreğimizde…
Yetmiş yaşında yetmiş bin kere ağıdın kaldı…
Bir sabah
Ezan titredi adınla
Rezil rüsva bu dünya yankılandı,
Taybet Ana diyerek tarumar ile..
Doğmaktan utandı güneş
Ay yas tuttu karanlığında
Geriye sızıyla işlenen bir sen kaldın
Bir’de yedi bin kere türkün kaldı üzerimizde..
Sensiz dünya
Yedi gün Taybet Ana
Yedi gece Taybet Ana
Yedi bin gün kere Taybet Ana… Mery Yolvercan