Bir takvim yaprağı duruyor duvarda,
Paslı bir çivinin ucunda,
Üzerinde asılı duran tespih,
Yarıda kalmış bir dua…
Her sayfası dökülmüş bir ömrün,
En son gününde durup kalmış zaman.
Sonbaharın ilk hüznüne benziyor sanki,
Dalından düşen bir çınar yaprağı misali,
Solgun,perişan,
Gözyaşlarıyla yıkanmış,
İlk günkü gibi ıslak…
Avuçlarında ısınmış,kan kırmızı boyalı tahta tespih,
Öksüz bir çocuk gibi boynu bükük,yalnız,sahipsiz.
Tek tek çeken yorgun parmakların izi var hâlâ üzerinde,
Birbirine çarpan tanelerin şakırtısı,
Her boncukta bir dua,
Her tanesi bir veda…
Ve tespihin sessizliğine sarılıyorum şu anda,
Sanki hala buradasın, yanı başımda
Bir köşede oturmuş,
O tespihi çekiyorsun usulca,
Sonsuz bir yankı, sesin kulaklarımda..