Bir yanım zemheridir, saçlarımda kar benim.
Koynumda taşıdığım, cemrelerim var benim.
Ha söktü ha sökecek, baharın şafağıyım
On ki kardeş içre, ben en ufağıyım.
Cihan arz-ı endama, benim bağrımda başlar.
Bir göz kırpmamı bekler, o cümle göçmen kuşlar.
Karanfiller, nergisler, yanağımda gül beni.
Sen yine de ey âdem, ilkbahardan bil beni.
Sümbülü beşiğinde kimdi sallayan kimdi?
Süt bekliyor göğsümden, ehl-i lalezar şimdi.
Kâinat uykusundan, için için uyanır,
Dirilişin rengine, nefesimle boyanır.
Hısımdım da bahara, nedense ona eldim.
Ben göğün karasını, ala çalmaya geldim
Mayam böyledir benim, bu minvalde sebatım.
Bir mevsimden mevsime, köprü olan Şubat’ım
En kısa çöpü çektim, bölüşürken zamanı.
Umudun limanıyken, reddetmişim gümanı.
Her ayazın ardında, ılık bir meltem gördüm.
Ben ki toprak anaya, yeşilden çorap ördüm.
Aktan libaslar giydim, sıfatım ayaz oldu.
Uyansın cihan diye, niyazım niyaz oldu.
Sevildiğim de oldu, bana çizgi çeken de.
Bir gül taşır unutma, ele batan diken de.
Kıble yönüm uyanış, diriliş doğum batım.
Ümit pusulasından, yolu bulan Şubat’ım
Malatya’dan Maraş’a, ben bir Hatay tanırım.
Birisi zilzal dese, kendimden utanırım.
Başlangıçla vedanın, arasında kalmışım
Sabıkamı takvimin, altısında almışım.
Karlı dağın saçını, bölük bölük ördüm de.
Yaş gününü kutlarmış, aşk benim on dördümde
Ben kimlerde firkatim, ben kimlerde sızıyım.
Ben aşkın terennümü, yalnızların yazıyım.
Yanan soba, sıcak çay, gece sessiz ve derin.
Şahidi ben olmuşum, gönüllerde kederin
Uçuşan kar tanesi, bir sığırcık kuşuyum.
Kerpiç damlı evlerde dipsiz derin huşûyum
Velev ki kömür bitti, kul nesiyle ısınsın?
Sevenler sevdiğinin, kalp sesiyle ısınsın.
Menzilim dağ yeşili, karda koşturan atım.
Dört senenin cebinden, bir gün çalan Şubat’ım.