• Destek
  • Üye Ol
  • Yazar Girişi
  • Abone Ol
0 553 423 00 17 kibelekulturs@gmail.com
Kibele Kültür & Sanat Dergisi | Hayatı Doğuran Sanat  |  Hatice DÖKMEN
  • Hakkımızda
  • Kadromuz
  • Dergiler
  • Galeri
  • E-Dergi
  • Yazılar
    • Edebiyat
      • Şiir
      • Roman
      • Öykü
      • Deneme
      • İnceleme
      • Anlatı
      • Araştırma
    • Kitaplar
      • Kitap İncelemeleri
      • Yeni Çıkanlar
    • Tiyatro
    • Sinema
  • Yazarlar
  • İletişim
  • Üye Ol
No Result
View All Result
  • Hakkımızda
  • Kadromuz
  • Dergiler
  • Galeri
  • E-Dergi
  • Yazılar
    • Edebiyat
      • Şiir
      • Roman
      • Öykü
      • Deneme
      • İnceleme
      • Anlatı
      • Araştırma
    • Kitaplar
      • Kitap İncelemeleri
      • Yeni Çıkanlar
    • Tiyatro
    • Sinema
  • Yazarlar
  • İletişim
  • Üye Ol
No Result
View All Result
Kibele Kültür & Sanat Dergisi | Hayatı Doğuran Sanat  |  Hatice DÖKMEN
No Result
View All Result
Home Anlatı

SİNEMA DEYİNCE

Zeynep Nihal by Zeynep Nihal
3 Ağustos 2023
in Anlatı, Deneme, Sinema
0
SİNEMA DEYİNCE
0
SHARES
15
VIEWS
Share on FacebookShare on Twitter

Sinema deyince benim aklıma ‘SİNEMA’ gelir.

Sıradan bir seyirci olarak, sinemanın filmin konusuyla ancak en son sırada ilgili olduğunu düşünüyorum. Sinema deyince ilk aklıma gelen öncelikle sinematografisi, görselliği, filmin nasıl yönetildiği, seçme sahneleri, akılda kalan kareleri, oyunculuğudur. En sonunda da “Neydi?” diye sorduklarında önce bir durup düşündüğüm şey konusu.

Erken yaşta karşılaşma şansına sahip olduğum ve çok etkilendiğim ilk film Dr. Jivago idi. Bu David Lean filmindeki uçsuz bucaksız görüntülerin muhteşemliği beni eşsiz bir varoluşa taşımıştı. Bir de şahane oyunculuk (Ömer Şerif) ve şahane müzik ve onlarca unutulmaz kare ile birleşince sinemadan çıktığımda hala hayal alemindeydim. Sanırım görüntü çarpmasına uğramıştım. Tam o aşamada bana konu neydi diye sorsalardı, bir an boş boş bakabilirdim. Hele bir çocuk için toparlanması hayli zor olabilecek bir konu ise. Aslında filmi “Rusya’da Bolşevik (çoğunluk) ihtilali sırasında yaşanan bir yasak aşkın filmi” düzeyine indirirsek çok yazık etmiş olurduk. Altı Oscarı , Beş altın Küreyi, birkaç başka organizasyondan alınmış ödülleri de çöpe atmış olurduk. Dr. Jivago tam bir “SİNEMA” idi ve konusu gerçekten en son ilgilendiren şey olmalıydı. Sonraki yıllarda hatırlayamadığım kadar izledim hep aynı tat ile. Bir ara kitabını da okudum. Ama o hep küçük bir kızın büyülendiği ilk SİNEMA olarak kaldı.

1965,  David Lean
(TR gösterim: Aralık 1968)

***

Sadece ve sadece konusuyla hafızalara kazınabilecek filmler de var elbette. ‘Çizgili Pijamalı Çocuk’ ilk aklıma gelen. O filmde görsellik aramamalı. Elbette kostüm, oyunculuk, hele ki iki minik oyuncunun şahane oyunları bir yana. Ancak, ilk etapta KONUSU ile hatırladığım ender filmlerin başında geliyor sanırım. Konusu (ve elbette o konunun işlenişi ve kurgusu) ile bir baş yapıt.

2008, Mark Herman

***

“Sinema” olan filmlerden aklıma gelen, ‘Arizona Dream’ mesela. Konusunu hatırlayan var mı? Ama Emir Kusturica’nın sonsuz hayal dünyasından süzülüp gelen filmin görselleri hala beni benden alır, Goran Bregović’in olağanüstü müziğiyle birlikte.

1993, Emir Kusturica 

***

Sinemaya diğer bir örnek, “Mr. Morgan’s Last Love”. ‘Yaşlı bir adamın bir genç kadına duyduğu büyük hayranlık ve aralarında giderek artan bağ” a indirgersek şahane filme çok yazık etmiş oluruz. Film Paris’i (ve Fransa’nın başka yerlerini) seyirciye en güzel haliyle yaşatması olarak kaldı aklımda. Alman Film Ödülleri’nde ve daha birçok oluşumda En İyi Sinematografi adayı olmuş. Birkaç kez seyrettim, yine olsa yine seyrederim, o ‘sinematografi’ yi görmek için. Yaşlı adamın duygularındaki gelişimi izlemek için değil. O da izlenir ama birkaç öncelikten sonra.

2013,  Sandra Nettelbeck

***

‘Vicky Cristina Barcelona’ mesela. Filmi “bir aşk karmaşası konulu” olarak tarif ederseniz filmin gösterildiği yıldaki Oscar, Altın Küre, BAFTA, Bağımsız Sinemacılar, Goya, Gotham, ALMA ve Boston olarak sekiz ayrı yerden aldığı ödülleri katlayıp çöpe atmış olursunuz. O filmi sayısız kere izledim. İlk izleyişimde büyülendim. Büyülendiğim şey elbette filmin konusu hiç değildi. Sinemasıydı. O görsellik, işleniş, kareler, mekan seçimi ve muazzam oyunculuk. Penelophe Cruz’un kendini aştığı sahneler. O gitmek istemediği eve zorunlu dönüş yaptığı sırada kapıdan girişindeki muhteşem oyun. Ertesi gün bahçedeki sofrada sandalyede oturuşu. Film demek görsellikti ya, o oturuş film tarihine kazınmıştır diye düşünüyorum. Bunlar rasgele oluşumlar değil. Oyuncu ile yönetmenin omuz omuza oluşturduğu çok başarılı kareler. Penelophe Cruz’un, üçlü yaşamlarındaki diğer kadının onları terk edişi sıradaki tepkisini gösteren oyunu ve ona söylediği “Kronik tatminsizlik, büyük hastalık” repliği film tarihine geçmiştir. Filmde ayrıca İspanya’nın ve Barselona’nın doyumsuz güzelliği elbise gibi üzerine tam oturan doyumsuz bir müzik ile taçlandırılmış. Barselona’nın sokakları ve kırsal kesimleri kanaviçe gibi işlenmiş. ‘Vicky Cristina Barselona’  deyince aklıma gelenler ve bir daha seyretme isteği oluşturanlardan bazıları bunlar. Filmi izledikten sonra art arda ödüllerin gelmesi ve Penolophe Cruz’un de o rolüyle Oscar alması elbette benim için şaşırtıcı olmadı. Konusu neydi derseniz, o konu seni etkiledi mi derseniz, cevabım “Eğlenceli ve değişik” olabilir.

2008, Woody Allen

***

‘Call Me By Your Name’ deyince de mesela benim aklıma takip de ettiğim yönetmen Luca Guadagnino’nun -kendisinin de doğup büyüdüğü köyde çektiği-  müthiş üretimlerinden biri olduğu gelir. Bu filmi de konusuna indirgeyip anmak ve “iki gayin aşkı” olarak tanımlamak bir sinema suçu olabilir. İtalya’da geçen hemen her film gibi daha başlar başlamaz vurucu çevre görüntüleriyle baş döndürse de esas darbe Timothée Chalamet’in doyumsuz oyunundan geliyor. Kendi adıma film boyunca ona kapılıp gittiğimi, finaldeki oyunculuk patlamasında da yerle bir olduğumu söyleyebilirim. Guadagnino ile kimyalarının çok iyi tuttuğunu ve inanılmaz bir yönetmen-oyuncu ahengi ile bu filmi sürdürdüklerini de düşünüyorum. Chalamet’in  bu rolü ile henüz 23 yaşındayken ‘En İyi Oyuncu’ oskarı alması bizi şaşırttı mı? İşte ‘Call Me By Your Name’ bana sorulursa ilk anda sıralayacaklarım bunlar olurdu. Sonra bir ara konusuna sıra gelirdi, belki.

2017, Luca Guadagnino

***

Nice mutlu sinemalar olsun.

Yazıyı nasıl buldunuz?

Oy için yıldıza tıkla!

Ortalama Oy / 5. Oy Sayısı

Oyu yok

We are sorry that this post was not useful for you!

Let us improve this post!

Tell us how we can improve this post?

Paylaşarak destek olabilirsiniz!
Tags: Arizona DreamBarcelona BarcelonaDr.JivagoEmir KusturicaLuca GuadagninoOscarPenelophe Cruz’SinemaTimothée Chalamet'Woody Allen
Previous Post

Güvercin Curnatasında Alçaktan Uçan/Fatih Öğüt

Next Post

SİNEMA DEYİNCE

Zeynep Nihal

Zeynep Nihal

Ankara doğumlu. Hacettepe Üniversitesi İşletme Yönetimini bitirdikten sonra T.C. Merkez Bankasında göreve başladı. İlgi alanlarının başında kendini bildi bileli yazmak geliyor. Sonra araştırma-inceleme, okuma, müzik ve müzik tarihi, 70'ler, Rock müziği araştırmaları, doğa, spor, başka kültürler, seyahat, sinema, tarih, gündemi takip, evcil hayvanlar, aslında bütün hayvanlar. Vejetaryen. Emekli olduktan sonra yerleştiği Datça'da yaşıyor. Yalnızlığı seviyor.

Next Post

SİNEMA DEYİNCE

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

No Result
View All Result

Hakkımızda

Kibele Kültür Sanat Logo

Kibele Kültür Sanat

Merhaba sevgili okur.

Mitolojide Tanrıların anası olarak bilinen Tanrıça Kibele’nin anaç, üretken, hayatın devamını sağlayan özelliklerinin uğruna inandık. Ve onun adını kullanıp Kibele Sanat olarak edebiyatta biz de varız dedik. Edindiğimiz misyonla amacımız; bizden önceki kalem ustalarımızın bayrağını, gelecek kuşaklara ulaştırmak. Çünkü edebiyat dünya tarihini içinde barındıran devasa bir ansiklopedidir… Devamını Oku

Arşivler

  • Mayıs 2025
  • Nisan 2025
  • Mart 2025
  • Şubat 2025
  • Ocak 2025
  • Aralık 2024
  • Kasım 2024
  • Ekim 2024
  • Eylül 2024
  • Ağustos 2024
  • Temmuz 2024
  • Haziran 2024
  • Mayıs 2024
  • Nisan 2024
  • Mart 2024
  • Şubat 2024
  • Ocak 2024
  • Aralık 2023
  • Kasım 2023
  • Ekim 2023
  • Eylül 2023
  • Ağustos 2023
  • Temmuz 2023

Kibele Kültür Sanat Logo

Kategoriler

  • Anlatı
  • Araştırma
  • Deneme
  • Genel
  • Hakkımızda
  • İnceleme
  • Kitap İncelemeleri
  • Masal
  • Öykü
  • Roman
  • Şiir
  • Sinema
  • Sizden Gelenler
  • Söyleşi
  • Tiyatro
  • Yeni Çıkanlar

Son Yazılar

  • ÖMÜR DEFTERİ
  • Taburelerde Hergele İzleriz / Berkay Atan
  • Yürüyen Yersiz / Galip Uçar
  • Asi ve Yeşil
  • Bir Doğum Günü Hediyesi

Copyright © 2024 Kibele Kültür Sanat. Tüm Hakları Saklıdır.

No Result
View All Result
  • Hakkımızda
  • Kadromuz
  • Dergiler
  • Galeri
  • E-Dergi
  • Yazılar
    • Edebiyat
      • Şiir
      • Roman
      • Öykü
      • Deneme
      • İnceleme
      • Anlatı
      • Araştırma
    • Kitaplar
      • Kitap İncelemeleri
      • Yeni Çıkanlar
    • Tiyatro
    • Sinema
  • Yazarlar
  • İletişim
  • Üye Ol

Copyright © 2024 Kibele Kültür Sanat. Tüm Hakları Saklıdır.