Kendi şiirimin içine düşmüş gibi hissediyorum…
Çok bekledim satırlar seni anlatsın diye ama satırlar seni hiç bilmedi ki…
Sana yazılmayı bekleyen şiirlerle dolu yüreğim…
Her mısrası senin tenine dokunmak ister gibi titriyor,
Her dizesi gözlerinin kıyısında soluklanmak istiyor.
Suskun bir gecenin ortasında,
İçimde seni anlatmayan her kelime eksik,
Sana değmeyen her hece yarım kalıyor…
Yüreğimde saklı nice şiir var,
Adını fısıldayan, arzunu taşıyan,
Ve her biri sadece seninle tamamlanmak istiyor.
Bir bakışına diz çöken cümlelerim,
Bir dokunuşunla yanmak,
Bir öpüşünle susmak için bekliyorlar…
Sana yazılmak istiyorum…
Sadece kelimelerde değil,
Tüm benliğimle, tüm varlığımla
Bir şiirin en derin yerinde,
Sana ait bir sır gibi saklanmak için….
Uyku haram bu gece…
Gözlerime değil, yüreğime çökmüş yokluğun.
Yastığım bile seni soruyor sessizce,
Ve ben her nefeste biraz daha sensizliğe gömülüyorum.
Saat ilerlemiyor, gece geçmiyor,
Penceremden içeri dolan her rüzgâr,
Teninin kokusunu getirmediği sürece
Sadece içimi üşütüyor.
Sen yoksun…
Ve ben varlığını ararken
Kendimi bile kaybetmişim çoktan.
Yokluğun öyle derin, öyle keskin ki
Uyumak ihanet gibi geliyor bana….
Gelmen lazım…
Bu bir özlem değil artık,
Bir varlık meselesi.
Soluklarım eksik,
Kalbim senin adını atmadan atmayı unutmuş gibi.
Gel…
Yoksa bu şehir anlamsız,
Bu gece sessiz değil, sağır olur.
Kendimi tutamam,
Dağılırım rüzgârda savrulan küller gibi,
Bir daha toplanamam belki hiçbir sabaha.
Gelmezsen…
Yok olacağım yavaş yavaş,
Önce sesim susacak, sonra gözlerim…
En son kalbim atmayı bırakacak sen diye.
Gelmen lazım…
Çünkü varlığım senin gelişine bağlı,
Ve yokluğun…
Yalnızca boşluk değil,
Tüm benliğimin sonudur….
Yokluğuna ölmek üzereyim…
Sana dokunamadan geçen her an,
İçimde bir şeyleri eksiltiyor.
Nefesim yarım,
Kalbim çırpınıyor ama tutunacak bir yer bulamıyor.
Sesin yok, gözlerin yok,
Kokun yok…
Ama acın her yerde.
Yastığımda, ellerimde, gecemin en karanlık köşesinde.
Gelişini beklemek değil bu artık,
Gelmeyişinle yok oluşun eşiğinde durmak…
Ve ben,
Senden bir iz bile kalmasa da
Yine de seni beklemekten vazgeçemiyorum.
Yokluğun öyle derin ki,
Sadece sensiz değilim
Sensizliğin ta kendisiyim….
Gel artık…
Yoksa çürüyeceğim bu bekleyişin içinde.
Gözlerim donuk, ellerim soğuk,
İçimde ne umut kaldı ne de dua.
Yaşamak değil bu
Sadece yokluğunda ağır ağır tükenmek.
Görmüyor musun?
Bir mezar gibi sessizim artık.
Adını içimden anmaya bile mecâlim yok.
Nefes alıyorum sanıyorlar…
Oysa her soluk, biraz daha batmak karanlığa.
Kalbim seni özlemiyor artık,
Kalbim seni anmadan atamıyor.
Sen yoksun diye,
Her şey fazlalık gece, sabah, hatta ben bile.
Gel…
Çünkü bir daha yazamayacağım sana,
Sözlerim düşüyor satırlardan ölü gibi.
Ve ben,
Bir hayalet gibi dolanıyorum yokluğunun sokaklarında,
Her adımda biraz daha siliniyorum hayattan.
Gel…
Ama sadece tenle değil,
Ruhunla, suskunluğunla, iç çekişlerinle…
Bir bakışınla başlasın her şey,
Bir dokunuşunla zaman silinsin üzerimizden.
Sevişmek…
Sadece arzunun diliyle değil,
Kalbinin en derin yerine sığınarak,
Orada çıplak kalmak istiyorum korunmasız, filtresiz, sahici.
Gel,
Tüm duvarlarını indir,
Yorgunluğunu bırak, kelimeleri sustur.
Yalnızca bedenin değil, kalbin de açsın kendini bana.
Ben seni dokunarak değil, hissederek sevmek istiyorum.
Gece ben kan kustum, sen cümlelere dönmüş halini gördün….
Kıracaksan sen kır kalbimi,
Başkasının elinde dağılmasın paramparça.
Öldüreceksen sen öldür beni,
Sesinle bitsin ömrüm, bir yabancının sessizliğiyle değil.
Yeter ki yabancı kalma bana,
Tanımadığım bir bakışa dönüşme gözümde.
Yeter ki gitme benden…
Gidişin değil, kalışın yaralasın beni,
Ama yine de sen ol,
Yine de sende olayım…
Eksik, yarım, ama senden yana.
Tüm benliğim sana kapılmış,
Aklımda sen, yüreğimde sen,
Ve hatta susuşumda bile sen varsın…
Bir bakışınla yön değiştirdi hayat,
Bir gülüşünle unuttuğum kimliğimi
Yalnızca sende buldum.
Artık ne aynalara ihtiyacım var
Ne de yol tariflerine…
Çünkü tüm benliğim,
Gözlerinin kıyısında demirlemiş çoktan.
Bulutlu yüreğin
Yağmur olmaya karar vermiş
Yüreğime mi yağacaksın…
Bırak bana yağmur olmayı,
Sana en çok gökyüzü olmak yakışır…
Yıldızım sen olacaksan
Gökyüzü olmaya talibim…
Gelmezsen,
Bu yıkıntıdan bir beden değil,
Sadece sessiz bir ağıt kalacak geriye.
Bana istediğini yapabilirdin…
Susardım.
Kırılırdım belki ama yine de susardım,
Çünkü kalbim seninle olmanın suskunluğuna bile razıydı.
Ama sen…
Cümlelerimi boynu bükük bıraktın ya,
Dudaklarımda yarım kalan o kelimeleri
Gözlerinin önünde öksüz bıraktın ya…
İşte en çok orada unuttum kendimi.
Artık sevgim kadar kırgınım sana.
Ne eksik ne fazla.
O kadar büyüktü ki sevgim,
Kırgınlığım da dağ gibi oturdu içime.
Ben senin susuşuna bile şiir yazardım,
Ama sen benim en içten haykırışlarımı duymadın bile.
Şimdi sessizliğimi alıp gidiyorum,
Ve bir daha hiçbir kelime
Sana yüreğimi açmayacak kadar yorgun….