Küçücüktü. Daha bir yaşını bile görmeden toprağa düştü.
Gözlerini açtığında savaş gördü, açlık gördü, korku gördü.
Gözlerini kapatırken ne gördü dersiniz?
Bomba dumanını mı? Annesinin çaresiz bakışını mı?
Yoksa sessizce izleyen bizi mi?
Düşün.
Bir çocuğun ölümü, hangi davanın kazanması olabilir?
Hangi haritanın çizgileri, hangi savaşın nedeni, hangi çıkarın hesabı,
Bir çocuğun gülüşünden daha değerli olabilir?
Ama oldu.
Ve biz sustuk.
Ve biz baktık.
Ve biz izledik.
Onlar hesap yaptılar.
“Kaç varil petrol?”
“Kaç kilometre toprak?”
“Kaç milyar dolarlık silah satıldı?”
Ve kaç çocuk öldü, hiç önemli değildi.
İnsanlar yemek yedi.
İnsanlar eğlendi.
İnsanlar unuttu.
Ama o bebek, unutmayacak.
Annesinin gözyaşları, babasının sessiz çığlığı unutmayacak.
Ve bir gün, dünya bu ağırlığı taşıyamayacak.
Bu, insanlığın utancıdır.
Bu, hepimizin yüzüne kazınmış bir leke.
Bu, asla silinmeyecek bir suç.
Ve o bebek, ölmedi.
O bebek, öldürüldü.