seni sevmek
eve gelmek gibi
soğuk bir akşamüstü, rüzgârlı bir sokaktan
sıcak bir ışığın içine girmek gibi ellerin
çayın buğusu,
yorgun omuzlara iyi gelen bir sessizlik
bana hiçbir şey sormadan
her şeyi anlar gibi bakman
ben seni çok sevdim
büyük harflerle,
yaz yağmuru gibi
göğe başkaldırır gibi
herkesin içinde
her şeyin ortasında
bir sana dönerken
bütün yorgunluklarımı bıraktım kapının dışında
seni sevmek
bir sandalyeye oturmak gibi
ayaklarını uzatmak
rahat bir nefes almak gibi
hiçbir şey istemeden
yalnızca varlığına razı olmak
ve razı olduğumla çoğalmak
bir tencere yemeğin kokusunda yaşamak gibi
ben seni çok sevdim
hiç gitmeyecekmiş gibi
ama bir gün gitsen bile
bende hep kalacakmışsın gibi
seni sevmek
bir sabah uyanmak gibi
pencereye yürümek
ve “iyi ki” demek içinden,
hiç durmadan
her gün yeniden