• Destek
  • Üye Ol
  • Yazar Girişi
  • Abone Ol
0 553 423 00 17 kibelekulturs@gmail.com
Kibele Kültür & Sanat Dergisi | Hayatı Doğuran Sanat  |  Hatice DÖKMEN
  • Hakkımızda
  • Kadromuz
  • Dergiler
  • Galeri
  • E-Dergi
  • Yazılar
    • Edebiyat
      • Şiir
      • Roman
      • Öykü
      • Deneme
      • İnceleme
      • Anlatı
      • Araştırma
    • Kitaplar
      • Kitap İncelemeleri
      • Yeni Çıkanlar
    • Tiyatro
    • Sinema
  • Yazarlar
  • İletişim
  • Üye Ol
No Result
View All Result
  • Hakkımızda
  • Kadromuz
  • Dergiler
  • Galeri
  • E-Dergi
  • Yazılar
    • Edebiyat
      • Şiir
      • Roman
      • Öykü
      • Deneme
      • İnceleme
      • Anlatı
      • Araştırma
    • Kitaplar
      • Kitap İncelemeleri
      • Yeni Çıkanlar
    • Tiyatro
    • Sinema
  • Yazarlar
  • İletişim
  • Üye Ol
No Result
View All Result
Kibele Kültür & Sanat Dergisi | Hayatı Doğuran Sanat  |  Hatice DÖKMEN
No Result
View All Result
Home Genel

Refakatçi Tayfası / Hacer Taner Bulut

Hacer TANER BULUT by Hacer TANER BULUT
13 Ekim 2024
in Genel
0
Refakatçi Tayfası /  Hacer Taner Bulut
0
SHARES
31
VIEWS
Share on FacebookShare on Twitter

Odanın penceresinden görünen güneş, belli belirsiz odayı ısıtıyordu. Hoş kaloriferler harıl harıl yanıyordu ama hastalarımız, sanırsınız kutuplardan yenice gelivermişlerde oracıkta soluklanıyormuş gibiydiler. Hatta bazıları olayı iyice abartıp, ter ve çiş kokusuna inat camı açtırmazdı. Olsundu. Birbirimizi incitmekten çekinirdik biz. Çünkü birbirimize muhtaçtık.

Elime su ısıtıcısını alıp koridorun sonundaki çeşmeden su doldurdum. Su ısınınca hepimize birer sallama çay yaptım. Öyle demeyin, sallama çay en kallavi içecekti. O ki küsleri barıştırır, hastaları iyileştirir, yılların yorgunluğunu derdest ederdi.

Her bireri çaylarını höpürdete höpürdete içerken hastalarına bakar: ‘’Sana yasak’’ derlerdi. Hastanınsa umurunda değildi zaten.

Burada hayat çok erken başlardı. Hatta bitmez, başlamaz bir döngünün içine hapsolmuşçasına, geceler gündüz, gündüzler gece olurdu.

Tek aktivitemiz sabah, öğle ve akşam yemeklerini hastalarımıza yedirmek. Kalanını da afiyetle yemekti.

Sabah seremonisi biter, hastaların serumları takılır, kanları alınır, ilaçları verilirdi. Bundan sonra odaya geçici bir sessizlik çöker, millet birbirinin yüzüne bakmadan bir şeylerle oyalanırdı.

Ben kanserden yatan anacığımın refakatçisiydim. Yanımdaki yatakta kalp ameliyatı olan hastanın kızı karşımdaki Hipoglisemiden yatan halasının…

Şuna da değinmeden geçemeyeceğim: Biz refakatçiler uzun yatışlarda, ortamın havasından olsa gerek hastalanırdık. Böyle olunca yan komşumuz hem bizimle hem hastamızla ilgilenirdi. Hey gidi ne dostluklar kurulurdu bu odalarda. Tıpkı asker arkadaşlığı gibi hastane arkadaşlığı olunurdu. Birbirimizin numarasını alıp epey zaman görüştükten sonra unutuverirdik her şeyi. Anlayacağınız bir o kadar da nankördük.

Bir gece yanı başımızdaki hasta taburcu oldu. Yerine orta yaşlı, kara yağız, güzel denilebilecek bir kadın geldi. Kadının geceliğinde kömür karası lekeler vardı. Tecrübelerime dayanarak karşı refakatçiye, sessizce ‘’intihar’’ dedim. Refakatçi ağzımdan bir şey kaçırırım diye eliyle ağzını kapatıp hayretle gözlerini açtı. Ben de muzaffer bir edayla başımı salladım.

Aradan saatler geçti. Hiç kimse ağzını açıp bir kelime etmiyordu. Tek yaptığımız göz ucuyla yeni hastayı incelemekti.

Sessizliği sağ üstteki refakatçi bozdu:

-Neyin var kızım? Geçmiş olsun.

Cevabını bilmediğinden değil hani. Maksat muhabbeti başlatabilmekti.

Başını ona doğru istemsizce çeviren hasta başından geçen elim olayı gözyaşları içinde anttı. Sonunda yorgun düşüp uyudu.

Biz refakatçi tayfası böyleydik işte. Yeni bir hasta gelse de onun hikâyesini dinlesek diye kapılarımızı sonuna kadar açardık. Öyle ya, ne de olsa bir işimizde buydu bizim.

Kendi derdimizi unutup, onunkini dinlemek hoşumuza gidiyordu. Fakat bunu ne kendimize ne de diğerine itiraf edebiliyorduk.

Ama durun! Hakkımız yemeyeyim. Bizler birimizin başına bir şey gelse, birlik olur sorunu köküne kadar çözmeden rahat edemezdik.

Birimizin dışarıda işi olsa, diğeri hastamıza refakat eder, tüm ihtiyaçlarını karşılamaktan geri durmazdı.

Günlerimiz dayanışma, çekişme ve dedikoduyla geçerdi.

Gün gelir hastalarımız iyileşirdi. Hepimiz bir oh çekip, kendimizi dışarının hengâme dolu debdebesine atıp bir o yana bir bu yana savrulur dururduk. Ta ki yeni bir hastalık kapımızı çalana dek.

 

Yazıyı nasıl buldunuz?

Oy için yıldıza tıkla!

Ortalama Oy / 5. Oy Sayısı

Oyu yok

We are sorry that this post was not useful for you!

Let us improve this post!

Tell us how we can improve this post?

Paylaşarak destek olabilirsiniz!
Previous Post

Üç Film Üç Roman  /  Evrim Vural

Next Post

Ah Filistin / Asmin Çetin

Hacer TANER BULUT

Hacer TANER BULUT

Next Post
Ah Filistin / Asmin Çetin

Ah Filistin / Asmin Çetin

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

No Result
View All Result

Hakkımızda

Kibele Kültür Sanat Logo

Kibele Kültür Sanat

Merhaba sevgili okur.

Mitolojide Tanrıların anası olarak bilinen Tanrıça Kibele’nin anaç, üretken, hayatın devamını sağlayan özelliklerinin uğruna inandık. Ve onun adını kullanıp Kibele Sanat olarak edebiyatta biz de varız dedik. Edindiğimiz misyonla amacımız; bizden önceki kalem ustalarımızın bayrağını, gelecek kuşaklara ulaştırmak. Çünkü edebiyat dünya tarihini içinde barındıran devasa bir ansiklopedidir… Devamını Oku

Arşivler

  • Mayıs 2025
  • Nisan 2025
  • Mart 2025
  • Şubat 2025
  • Ocak 2025
  • Aralık 2024
  • Kasım 2024
  • Ekim 2024
  • Eylül 2024
  • Ağustos 2024
  • Temmuz 2024
  • Haziran 2024
  • Mayıs 2024
  • Nisan 2024
  • Mart 2024
  • Şubat 2024
  • Ocak 2024
  • Aralık 2023
  • Kasım 2023
  • Ekim 2023
  • Eylül 2023
  • Ağustos 2023
  • Temmuz 2023

Kibele Kültür Sanat Logo

Kategoriler

  • Anlatı
  • Araştırma
  • Deneme
  • Genel
  • Hakkımızda
  • İnceleme
  • Kitap İncelemeleri
  • Masal
  • Öykü
  • Roman
  • Şiir
  • Sinema
  • Sizden Gelenler
  • Söyleşi
  • Tiyatro
  • Yeni Çıkanlar

Son Yazılar

  • Dal Dal Limon / Galip Uçar
  • Gülbahar Hanım
  • Unutmam Mümkün Değil / Hatice Erdemci
  • Ranga Guru’nun Fırçasından Hayatın Renklerine Düşen İzler / Esma Obut Yokuş
  • İşin Aslı / İrem Demirci

Copyright © 2024 Kibele Kültür Sanat. Tüm Hakları Saklıdır.

No Result
View All Result
  • Hakkımızda
  • Kadromuz
  • Dergiler
  • Galeri
  • E-Dergi
  • Yazılar
    • Edebiyat
      • Şiir
      • Roman
      • Öykü
      • Deneme
      • İnceleme
      • Anlatı
      • Araştırma
    • Kitaplar
      • Kitap İncelemeleri
      • Yeni Çıkanlar
    • Tiyatro
    • Sinema
  • Yazarlar
  • İletişim
  • Üye Ol

Copyright © 2024 Kibele Kültür Sanat. Tüm Hakları Saklıdır.