Bu yazıda Türk sinemasının önemli isimlerinden olan Özcan Alper hakkında merak edilen soruların yanıtlanmaktadır.
Türk Sinemasına başka bir boyut getiren Özcan Alper dünden bugüne çizgisini net bir biçimde ortaya koyan ve bu bağlamda aynı zamanda ilk defa Türk sinemasında Ermeni Tehcirini de gündeme getiren bir yönetmendir. Bol ödüllü yönetmen şimdi yeni filminin hazırlıklarını sürdürüyor ve sevenleri sabırsızlıkla yeni filmini bekliyor.
Hayatı
Özcan Alper hem bir yönetmen, hem de son derece başarılı bir senaristtir. Aynı zamanda kurucuları arasında olduğu “Nar” isimli bir yapım şirketi de vardır. 1975 Hopa doğumlu olup çocukluğu bu bölgede geçmiş, liseyi ise Trabzon’da bitirmiştir. Bölgede konuşulan Hemşince dilini doğduğu günden itibaren öğrenmiştir. Kendisi İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi tarih bölümü mezunudur. Şu anda halen Hrant Dink ‘in yeğeni senarist Lusin Dink ile evlidir. Son filminin senaryosunu da eşinin kaleme aldığı gelen duyumlar arasındadır.
Sonbahar Filmi ve Sonrası
Özcan Alper sinemasında Sonbahar isimli tam anlamı ile başlı başına özel bir yer teşkil eder. Bu film aynı zamanda Türk sineması için de bir milattır. Film dünya çapında birçok ödül toplar. Bunlardan başlıca olanları şunlardır:
- Altın Koza Film 15. Festivali En İyi Film Ödülü ve Jüri Özel Ödülü
- Ankara Uluslararası Film Festivali En İyi Film Ödülü
- Uluslararası Avrasya Film Festivali NETPAC Ödülü
- Avrupa Film Ödülleri Yılın Avrupa Keşfi Ödülü
- Sinema Yazarları Derneği Ödülleri En İyi Film Ödülü, En İyi Senaryo Ödülü
- Sofya Uluslararası Film Festivali En İyi Yönetmen Ödülü
- Tiflis Uluslararası Film Festivali En İyi Yönetmen Ödülü
- Yeşilçam Ödülleri İlk Film Özel Ödülü
Sanatçının bu kadar ödül topladığı bir başka film yoktur. Görsellikleri ve oyunculukları ile öne çıkan Sonbahar aynı zamanda tarihsel bir gerçekliği de öne çıkardığı yapıtlarından ilk akla gelendir. Türkiye’de ölüm oruçları ve hayata dönüş operasyonları olarak adlandırılan bir döneme filmin ana karakteri Yusuf karakteri üzerinden bakar. Özcan Alper bu filmde yine diğer birçok filminde olduğu sadece Türkçeyi değil Hemşince ve Gürcüce dillerini de kullanılır. Bu bağlamda yazarın tüm filmlerinde ana eksende ötekilere ve tarihsel konuşulamayanlara kendince bir şeyler söylediği net bir biçimde görülür.
Özcan Alper Sinemasında Öne Çıkan Unsurlar
Nitekim Özcan Alper sinemasında en net söylenebilecek şey bize pembe bir dünya sunmadığı, dahası gerçeği olanca acıtan yönü ile ortaya çıkardığı, böylece de insanları ciddi anlamda düşünmeye ittiğidir. Yönetmenin sinemasında renkler koyudur. Grinin tonlarında gezer. Dil konusu da tıpkı Gelecek Uzun Sürer filminde olduğu öne çıkan olgulardan bir tanesidir. Yönetmenin bir derdi, bir öfkesi vardır. Naif ya da sanatsal üst argümanda film yapma derdinden ziyade düşünmediklerimizi, görmek istemediklerimizi bizi görmeye iter. Bu bağlamda bakıldığında da yönetmenin sinemasını sevenler olduğu gibi itina ile uzak duranların sayısı da azımsamayacak kadar çoktur. Müzikler filmlerini tamamlayan bir diğer unsurdur. Burada da yine farklı kültürlerin etnik kökenli müziklerini son derece yerinde kullanan bir yönetmen karşımıza çıkar. Müziklerin en çok öne çıktığı filmi ise Gelecek Uzun Sürer isimli eseridir.
Rüzgarın Hatıraları da tıpkı Sonbahar filminde gibi Türkiye tarihinde pek de konuşulmayan 1915 olaylarına derin bir gönderme yapar. Bu film de Sonbahar filmi Karadeniz’de geçer ve filmin ana oyuncusu yine Onur Saylak’tır.
Yönetmen etkilendiği kişinin alanın usta yönetmenlerinden Yunan sinemasından Theodoros Angelopulos olduğunu açık bir biçimde ifade eder ki, sinema dili açısından da bu benzerlik net bir biçimde görülür.
Aşıklar Bayramı
Özcan Alper her ne kadar filmlerini sinema için çekse de Aşıklar Bayramı isimli filmi Netflix’de yayınlanır ve yayınlandığı andan itibaren çok ses getirir. Başrollerinde Kıvanç Tatlıtuğ ve Settar Tanrıöğen’in olduğu film hem bir yol filmi, hem bir türkü şöleni, hem de geç kalan bir baba oğul filmidir. Film gösterime girdiği zaman çok fazla tartışma yaşanmış ve birçok izleyici devam kitabının filme çekilmesini istemiştir.
Aşıklar Bayramı isimli eserde de hüzün ağır basar ve mutlu bitmez. Hüzün, ana dil, gri renk ve etnik müzikler gibi yönetmenin imza attığı olgulardandır.
Karanlık Gece ve Düşündükleri
Belgesel filmler de çeken Özcan Alper’in son filmi Karanlık Gece Gezi olayları dahil çok şeyi çağrıştıran bir eserdir. Filmin aynı dönem vizyona giren Kurak Günler ile senaryo açısından benzerlik taşıdığı ifade edilirken, yönetmen bu duruma Emin Alper ile arkadaş olduklarını, benzerliklerin normal olduğunu ifade eder.
Taşrada yaşamayı, kötülüğün sıradanlığını son derece flu biten bir sonla izleyiciye aktarır. Film bu bağlamda sinemadan çıkanların uzun süre üzerinde düşündüğü sarsıcı bir yapıttır. Nitekim Karanlık Gece SİYAD ödülleri dahil birçok yurt içi ve yurt dışı ödül alan bir çalışmadır.
Sevenleri şimdi halen cast çalışmaları süren Senfoni İstanbul isimli eserini sabırsızlıkla bekliyor. Gelen duyumlara göre film yine bir dönemi anlatacak izlenimi veriyor. Hep birlikte izleyip, göreceğiz.