• Destek
  • Üye Ol
  • Yazar Girişi
  • Abone Ol
0 553 423 00 17 kibelekulturs@gmail.com
Kibele Kültür Sanat Dergisi | Hayatı Doğuran Sanat  |  Hatice DÖKMEN
  • Hakkımızda
  • Künye
  • Dergiler
  • Galeri
  • E-Dergi
  • Yazılar
    • Edebiyat
      • Şiir
      • Roman
      • Öykü
      • Deneme
      • İnceleme
      • Anlatı
      • Araştırma
    • Kitaplar
      • Kitap İncelemeleri
      • Yeni Çıkanlar
    • Tiyatro
    • Sinema
  • Yazarlar
  • İletişim
  • Üye Ol
No Result
View All Result
  • Hakkımızda
  • Künye
  • Dergiler
  • Galeri
  • E-Dergi
  • Yazılar
    • Edebiyat
      • Şiir
      • Roman
      • Öykü
      • Deneme
      • İnceleme
      • Anlatı
      • Araştırma
    • Kitaplar
      • Kitap İncelemeleri
      • Yeni Çıkanlar
    • Tiyatro
    • Sinema
  • Yazarlar
  • İletişim
  • Üye Ol
No Result
View All Result
Kibele Kültür Sanat Dergisi | Hayatı Doğuran Sanat  |  Hatice DÖKMEN
No Result
View All Result
Home Anlatı

Önyargının ilk tohumu; öğretilmiş çarpıklık

Edanur Turcan by Edanur Turcan
16 Kasım 2025
in Anlatı, Araştırma, Deneme
0
Önyargının ilk tohumu; öğretilmiş çarpıklık
0
SHARES
7
VIEWS
Share on FacebookShare on Twitter

İnsan, doğduğu andan itibaren masum bir merakla dünyaya bakar. O ilk bakışta ne renk vardır ne cinsiyet; sadece keşfetme arzusu. Peki, bu saf dürtüye ilk gölge ne zaman düşer?  Öğretilmiş çarpıklık ne zaman devreye girer? Hadi gelin, bu öğrenilmiş önyargıların ne denli erken içselleştirildiğini anlamak için tarihe dönüp bir deneyin izini sürelim beraber.

İnsan, doğuştan herhangi bir ırk, din, cinsiyet veya görünüşe karşı olumsuz bir yargıya sahip değildir. Aile, arkadaş çevresi, medya, okul ve toplum aracılığıyla bazı yargılar aşılanır. Buna psikolojide “Öğrenilmiş Önyargılar” denir. Amerika’da 1940’lı yıllarda Kenneth ve Mamie Clark tarafından yapılan ünlü bebek çalışması Clark ve Clark bebek deneyi, bence bu gerçeği gözler önüne seren çarpıcı ve somut bir örnektir.

Deneyde, koyu ve açık ten rengine sahip iki oyuncak bebek kullanılır. Siyahi çocuklara, “Hangisi daha güzel?” “Hangisi daha çirkin?” “Hangisi iyi?” “Hangisi kötü?” gibi sorular sorularak iki bebekten birini seçmesi istenir. Çocukların yaptığı seçimler ise daha ilginçtir çünkü neredeyse hemen hemen hepsi “Güzel” ve “İyi” olarak açık tenli bebeği, “Kötü” ve “Çirkin” olarak ise koyu ten rengine sahip bebeği seçmiştir. Hangisine benzedikleri sorulduğunda yine kötü olarak kodladıkları bebeği seçerler. Yıllar sonra İtalya’da aynı deney gerçekleşir ve yine çoğunluk aynı cevapları verir.

İşte tam bu noktada anlaşılır ki Clark ve Clark Bebek Deneyi: Siyahi çocukların, beyaz bebekleri daha güzel bulmalarına, toplumun ve kültürün öğrettiği önyargıları erken yaşta içselleştirmelerine olanak sağlamıştır.

Aslında bakacak olursanız, dünyada birçok farklı ülkede kendi içlerindeki o büyük sorunların kaynağı çocuğa dayatılan yargılardan ortaya çıkıyor. Çünkü yetiştirilme tarzı bugünün toplumunu inşa ediyor.

Bu yüzden internet üzerinden kolaylıkla erişebileceğiniz bu deneyi tesadüf eseri ilk izlediğimde aklıma gelen, bugünlerde benzer bir durumun, farklı bir biçimde de olsa Türkiye’de gözlenebilir olduğuydu. Sadece belli bir güzellik standardına uyan kadınlar öne çıkarılırken, aile ve yakın çevrede hâlâ kız çocuklarına belirli toplumsal roller dayatılıyor. Dışarıda “Erkek adam ağlamaz” gibi kalıplar hâlâ canlıyken, dış görünüş olarak da daha  kalıplı bedenler ilgi görüyor.

Dolayısıyla, sosyal medya, aile içi diyaloglar ve televizyon, kadın ve erkek için sürekli aynı beden ve davranış modellerini tekrar ediyor. Çocuk bunları sorgulamadan benimsediğinde, kendisiyle veya başkalarıyla arasındaki farkları tehdit gibi görmeye başlıyor. Bu durum, bugün sıkça gündeme gelen akran zorbalığının da temelini oluşturuyor. Fiziksel görünüşü değiştirme çabası ya da karakteristik özellikleri saklama isteği aslında buradan besleniyor. Fiziksel olarak da ruhsal olarak da farklılıklara kapalı bir dünya inşa ediyoruz.

Akıllara yerleşen bu kalıplara uymayanlar yanlış algılar üzerinden etiketleniyor. Tıpkı Clark deneyinde olduğu gibi bir önyargıya çanak tutuyor. Kişinin benlik algısı zedeleniyor ve farklılıklar göz ardı ediliyor. Çocukların bugün yaptıkları aslında bundan ibaret. Kafalarında öğretilen kalıplara uymayanları yanlış azledip insanları farklılıkları üzerinden vurmak, ki bu bence toplumun tüm sorunlarının başında gelen bir unsur; Farklılıklara saygı göstermeyen bir nesil yetiştirmek. Her şey bununla başlıyor. Normalleştiriliyor. Bunun sonucunda ise duyarsızlaşıyoruz, ayrıştırılıyoruz ve sınır tanımayan canavarlara dönüşüyoruz.

Farklılıkları bastıran değil, onları kutlayan bir toplum inşa etmedikçe; çocukların gözündeki o masum merak, yerini korkuya, utanca ve yargıya bırakmaya devam edecek. Sonra da dönüp “Bu çocukların nesi var?” diye sorulacak. Sahi, nesi var bu çocukların? Belki de asıl soru şu: Bu çocuklara ne yaptınız? Onlara neyi sevdirdiniz, kimden nefret etmeyi öğrettiniz? Hangi aynada kendilerini çarpık görmelerine neden oldunuz? Neyi doğru, neyi yanlış olarak öğrettiniz?

Unutmayın, çocuklar kendiliğinden bozulmaz; onlar sadece bozuk bir dünyanın aynasında ebeveyninin şeklini alır ve düzen böyle sürüp gider.

Yazıyı nasıl buldunuz?

Oy için yıldıza tıkla!

Ortalama Oy / 5. Oy Sayısı

Oyu yok

We are sorry that this post was not useful for you!

Let us improve this post!

Tell us how we can improve this post?

Paylaşarak destek olabilirsiniz!
Previous Post

Edanur Turcan

Edanur Turcan

16.02.2000 doğumlu. Grafiker. Merakı bitmeyen bir yol, bilgiyi batmayan güneş edinmiş. Kendi halinde yazar, çizer ve okur...

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

No Result
View All Result

Hakkımızda

Kibele Kültür Sanat Logo

Kibele Kültür Sanat

Merhaba sevgili okur.

Mitolojide Tanrıların anası olarak bilinen Tanrıça Kibele’nin anaç, üretken, hayatın devamını sağlayan özelliklerinin uğruna inandık. Ve onun adını kullanıp Kibele Sanat olarak edebiyatta biz de varız dedik. Edindiğimiz misyonla amacımız; bizden önceki kalem ustalarımızın bayrağını, gelecek kuşaklara ulaştırmak. Çünkü edebiyat dünya tarihini içinde barındıran devasa bir ansiklopedidir… Devamını Oku

Arşivler

  • Kasım 2025
  • Ekim 2025
  • Eylül 2025
  • Ağustos 2025
  • Temmuz 2025
  • Haziran 2025
  • Mayıs 2025
  • Nisan 2025
  • Mart 2025
  • Şubat 2025
  • Ocak 2025
  • Aralık 2024
  • Kasım 2024
  • Ekim 2024
  • Eylül 2024
  • Ağustos 2024
  • Temmuz 2024
  • Haziran 2024
  • Mayıs 2024
  • Nisan 2024
  • Mart 2024
  • Şubat 2024
  • Aralık 2023
  • Eylül 2023
  • Ağustos 2023
  • Temmuz 2023

Kibele Kültür Sanat Logo

Kategoriler

  • Anlatı
  • Araştırma
  • Deneme
  • Genel
  • Hakkımızda
  • İnceleme
  • Kitap İncelemeleri
  • Masal
  • Öykü
  • Roman
  • Röportaj
  • Şiir
  • Sinema
  • Sizden Gelenler
  • Söyleşi
  • Tiyatro
  • Yeni Çıkanlar

Son Yazılar

  • Önyargının ilk tohumu; öğretilmiş çarpıklık
  • (başlıksız)
  • Sokak Lambası
  • Tel
  • Raks Eden Dünya

Copyright 2023 - 2025 Haziran K İ B E L E Kültür Sanat Dergisi Limited Şirketi All Right Reserved. Developer by Fedora Bilişim Teknolojileri İnternet Danışmanlık Hizmetleri Basım Yayın Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi. Bu sitede yayınlanan ses, görüntü, yazı içeren bilgi ve belge, hiçbir şekilde kullanılamaz, izinsiz kopyalanamaz. Tüm hakları K İ B E L E Kültür Sanat Dergisi Limited Şirketi'ne aittir.

KİBELE Abone
No Result
View All Result
  • Hakkımızda
  • Künye
  • Dergiler
  • Galeri
  • E-Dergi
  • Yazılar
    • Edebiyat
      • Şiir
      • Roman
      • Öykü
      • Deneme
      • İnceleme
      • Anlatı
      • Araştırma
    • Kitaplar
      • Kitap İncelemeleri
      • Yeni Çıkanlar
    • Tiyatro
    • Sinema
  • Yazarlar
  • İletişim
  • Üye Ol

Copyright 2023 - 2025 Haziran K İ B E L E Kültür Sanat Dergisi Limited Şirketi All Right Reserved. Developer by Fedora Bilişim Teknolojileri İnternet Danışmanlık Hizmetleri Basım Yayın Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi. Bu sitede yayınlanan ses, görüntü, yazı içeren bilgi ve belge, hiçbir şekilde kullanılamaz, izinsiz kopyalanamaz. Tüm hakları K İ B E L E Kültür Sanat Dergisi Limited Şirketi'ne aittir.