Tesadüf olamayacak kadar ayan beyan aslında,
Çok su vermişliğim var çünkü güvercinlere,
Çok kedinin kuyruğundan teneke söktüm,
Belki de yolda görüp sümüğünü sildiğim çocuklar,
Yanağına öpücük, cebine haçlık koydum diye,
Dua etmişlerdir arkamdan,
Onun için bulmuşumdur ben de Seni,
Ya da;
Ağlayabilecek zamanımın olduğu gece yarılarında,
Bir melek acımıştır halime bakıp,
“Yokluğa âşık olmak zulümdür” çünkü
“Zulüm sevememektir yüreği yakıp”…
……
Mühim olan;
Sesini duymuş olmamdı..
Varlığına inanmış olmam…
Kadim kitaplarda bahsedilen efsane,
Vardı ve Sen’de vücut bulmuştu,
Mühim olan;
“Benim” olup olmaman değildi mühim olan,
“Var” olmuş olmandı Sen’in..
Onun için başkasın,
Onun için Sen Aşksın …..
diyorum sana…
………………………….
Ben varlığına inanarak büyüdüm,
Kimlerde aradım Seni bir bilsen,
Kaç defa kaybettim imanımı bu yolda,
Kaç defa buldum sandım….
Eritilirken ruhum körüklerinde ”YOK” un,
“Yok’tan “var” oldun Sen,
Can üfürülmüş bir balçığın,
Şiir de yazabilen hali olarak…
Başka bir şehrin sokaklarında,
Başkalarına yazılmış şiirdi adın,
Ama vardın……
…………………………..
Şimdi illa bir kalıba koy diyorlar bana Seni,
Eş, dost, arkadaş yada Sevgili,
Hiç biri diyorum anlatamıyorum,
Hiç biri değil, çünkü o hepsi,
O ilkbahar,
O yaşama Sevinci,
Elimden tutanım Aşk’a giderken,
Düşmek üzereyken tutunduğum değneğim,
Biraz da mecburen sadece Sevmeliyim….
…..
Sonsuzluğa kadar olmayacak elbette,
Beni biraz daha büyütüp O’da gidecek,
Ve hatta; Belki de ben uğurlayacağım,
Arkasından suyunu gözlerimden dökerek,
“Sağlıcakla kal Aşkım” derim belki de Aşk’a,
Kapandığım secdeden,
“Hoş geldim ey Aşk’ın bile sahibi” diye,
yalvarırken Allah’a…
24 Ocak 2012


